Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dershane meselesine el attıkları için bürokratik bir darbe teşebbüsüne maruz kaldıklarını belirterek, "Eğitimi öğrenci formatlama olarak gören zihniyetlere karşı mücadelemiz zorlu geçti.
Uluslararası Erken Çocukluk Eğitim Kongresi Kapanış Oturumu’nda konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, terörün gündemine asla teslim olmayacaklarını belirterek, “Ülke ve millet olarak hedeflerimizden uzaklaşamayacak, vizyonumuzu kaybetmeyeceğiz. Terör örgütlerlerini ve arkalarındaki güçleri er veya geç hüsrana uğratacağız” dedi. Erdoğan, konuşmasında, Brüksel’de açılan PKK çadırı nedeniyle Avrupa Birliği’ne de tepki gösterdi.b
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Erken Çocukluk Eğitim Kongresi kapanış oturumunda konuştu. Erdoğan konuşmasında özetle şunları söyledi:
“Terör eylemleriyle insanları korku ve yılgınlağa sürüklemek istiyorlar. Bu tür saldırılarla hedefine ulaşmış hiçbir terör örgütü yoktur. Niçin PKK, DAİŞ gibi terör örgütleri ülkemizi hedef almaktadır diye düşündüğümüzde onların ülkemizle ilgili düşünceleri çıkıyor. Çatışmalarda şehit olan polislerimiz, askerlerimiz, korucularımız için kirli hesapların devreye konulmasıdır. Terör örgütleri bu planın taşeronluğunu yapmaktadır. Bu ölümlerin bu dramların gerisinde küresel ve bölgesel yapılanmanın temelinde Türkiye’yi sıkıştırma olduğunu uzun uzun anlatmıyorum.
Bizim tek bir vatandaşımızın dahi burnunun kanamasına gönlümüz razı gelmez. Hele hele misafirlerimizin hiç razı gelmez. Her ölüm bizi derinden yaralıyor. Kaderin ötesinde bir şey olabilir mi? Biz kadere teslim olmuşuz ve o yolda yürüyeceğiz. Bize destek olanları hiçbir zaman unutmayacağız. Bize çekilen silahları ve onları destekleyenleri unutmayacağız.
AVRUPA BİRLİĞİ’NE TEPKİ
Avrupa Birliği’nde yaşananları görüyoruz. Bölücü terör örgütü çadır kurdu. Kendi paçavrasını dalgalandırıyor. AB ki bu örgütü terör örgütü ilan etmiş. Terör örgütü ilan ettiği halde o çadırda o paçavrayı astırıyor. İçeride müzakere biz ve diğerleri arasında geçiyor. Ne deseler beğenirsiniz; düşünce özgürlüğü! Bu nasıl düşünce özgürlüğü, Paris’te olduğu zaman kıyamet kopartıyorsunuz, Ankara’da olduğu zaman niye koparmıyorsunuz? Ne diyecektim, alkışlayacak mıydım sizi? O paçavraları orada dalgalandırdıkça bizden bu ifadeleri duymaya devam edeceksiniz. Sayın Başbakan oradayken paçavrayı indirdiler, Brüksel’den ayrılınca paçavrayı tekrar astılar. Böyle dost olur mu? Dost dostluğunun gereğini yapacaktır. Biz dostluğu çoğaltmaya niyetliyiz. Ama bunları bilmeyenlere hadlerini bildirmek bizim hakkımızdır diye düşünüyorum.”
MÜCADELEMİZ ZORLU GEÇTİ
Geçtiğimiz yıllarda, yıllardır kanayan bir yara olan dershane meselesine el attık, sonrasında başımıza gelmeyen kalmadı. Bu konuda ben Sayın Bakanımıza çok teşekkür ediyorum çünkü o da bu mücadeleyi kararlı bir şekilde verdi. Yoksa bu mücadelenin başlangıcı Sayın Avcı’nın dönemi değildir. Daha onun geçmişi var. Ama o dönemlerde söylememize rağmen bu adım atılamadı. Bürokratik bir darbe teşebbüsüne maruz kaldık. Dershane gibi, eğitimin ruhuna, özüne, mantığına aykırı bir yapıya karşı mücadele etmek için o vurduğumuz neşter, Türkiye’yi örümcek ağı gibi ören bir örgütün can damarlarından birine denk geldi. ‘El hayru fî mâ vaka’a’, her olanda hayır vardır. Dershane meselesi diye çıktığımız yolda tarihimizin en büyük ihanet şebekelerinden birini deşifre ettik ve bertaraf ettik. Eğitimi öğrenci formatlama olarak gören zihniyetlere karşı mücadelemiz zorlu geçti. Gençlerimiz ana sınıfından üniversite eğitiminin sonuna kadar 17-18 yıllık bir süreçten geçiyor. Elbette ilim neredeyse gidip alacağız. Bunu yaparken kendimizden kopmayacağız. Önümüzdeki dönem farklı bir dönem olacak.