Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Suudi Arabistan’dan kayıp gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın İstanbul Başkonsolosluğu’ndan çıktığını ispatlamalarını istedi. Macaristan ziyaretinde konuya ilişkin soru üzerine Kaşıkçı ile ilgili sürecin yakından takip edildiğini belirten Erdoğan, “Başkonsolosluk yetkilileri ‘Buradan çıktı’ demekle kendilerini kurtaramaz. İspat edeceksiniz. Kalkıp da Türk makamlarına ‘Nerede bu?’ diye soranlar önce ‘Bu nasıl oldu?’ diye bunu sormaları lazım” diye konuştu

Erdoğan,, AB süreciyle ilgili olarak da, “Alacaksanız sinyalleri verin almayacaksınız bunu da söyleyin. Ne siz yorulun ne biz. Siz yolunuza biz yolumuza devam edelim. Sabır noktasındayız sonu hayır olur diyorum” dedi.

Erdoğan, resmi ziyaret için geldiği Macaristan’da Cumhurbaşkanı Janos Ader tarafından resmi törenle karşılandı. Cumhurbaşkanlığı Sarayı’na atlı tören birliğinin eşlik ettiği makam aracıyla gelen Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan, Ader ve eşi Anita Herczegh tarafından karşılandı. Erdoğan ve Ader, baş başa görüşmenin ardından heyetler arası görüşmeleri gerçekleştirdi. Erdoğan, daha sonra Ulusal Meclis’te Macaristan Başbakanı Victor Orban ile bir araya geldi. Erdoğan’a Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, Ulaştırma Bakanı Cahit Turhan eşlik etti. Erdoğan ve Orban görüşmenin ardından ortak asın toplantısı düzenledi, soruları yanıtladı.

'SİYASİ VE İNSANİ GÖREV'

Basın toplantısına Suudi Arabistanlı gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın kaybolması olayıyla ilgili soru damga vurdu. Erdoğan, “Bu olayın ülkemizde İstanbul’daki Suudi Arabistan Başkonsolosluğunda cereyan etmiş olması bizler için çok çok önemli. Türkiye Cumhuriyeti olarak Cumhurbaşkanı sıfatıyla da bu süreci takip etmek, kovalamak bizim hem siyasi hem insani görevimizdir. Bunu bazı çekinceler içinde kalarak kendi haline herhalde bırakamayız. Bunun uluslararası camiadaki akışı nedir, bunları az çok biliyoruz. Bu kişi bir gazeteci ve nişanlısıyla beraber gelmiş olduğu Başkonsoloslukta nikah ile ilgili muamelelerini yapacakken, nişanlısı tabi içeri alınmıyor. Kendisi içeri giriyor. Bir insan kendisi içeri girip de bunun dışarı çıkıp çıkmadığını kimin ispat etmesi lazım. Oradaki Başkonsolosluk görevlilerin. Sizin kameranız, şuyunuz, buyunuz yok mu? Hepsi var. Peki bunu niçin ispat etmiyorsunuz? İspat etmeniz lazım. Nişanlısı dışarıda bekleyen bir gazeteci, sıradan birisi değil. WashingtonPost’un köşe yazarı. Dışarı çıktığı zaman tekrar nişanlısıyla  buluşarak gitmesi gereken yere gitmez mi? Gider” yanıtı verdi.

'SİZİ KURTARMAZ'

2 Ekim’den bu yana elde herhangi bir belge, bilgi, bulgu olmadığını söyleyen Erdoğan, “Tabii bize müracaat edildiği andan itibaren şu anda gerek emniyet gerek istihbarat teşkilatımız, hepsi bununla ilgili seferber olmuş durumdalar. İlk andan itibaren Adalet Bakanlığına verdiğimiz talimatla İstanbul Başsavcılığımız bu noktada hemen teyakkuza geçmiş, bununla ilgili işin hem hukuki hem adli hem idari, çünkü emniyette aramasını yapıyor, bütün bu çalışmalar devam ediyor. Bu çalışmalar devam ederken hedefimiz bir önce neticeye ulaşabilmek. Şu anda bakıyoruz tabi, yazılı ve görsel medyada konuyla ilgili çok çok farklı haberler çıkıyor. Bunlar tabi ister istemez bizi de düşündüren konular. Sorumluluk makamında, mevkiinde olan insanlar olarak buradan bir önce neticeyi almak durumdayız. Başkonsolosluk yetkilileri ‘Buradan çıktı’ demekle kendilerini kurtaramaz. İlgili merciler de onlar da bu konuda müddei iddiasını ispatla mükelleftir. Eğer çıkmışsa bunu siz görüntülerle de olsa ispat etmek durumdasınız. İspat edeceksiniz. Kalkıp da Türk makamlarına ‘Nerede bu?’ diye soranlar önce ‘Bu nasıl oaldu?’ diye bunu sormaları lazım” dedi.

THY’nin veya havaalanın giriş çıkışlarına da bakıldığını söyleyen Erdoğan, “Bunların hepsi inceleniyor. Giriş çıkışlarda da şu anda Suudi Arabistan’dan gelen bazı kişiler var. Bunlarla ilgili de Başsavcılık her türlü çalışmasını, araştırmasını, her şey yapılıyor. Bizler de de bu konuda özellikle bütün ilgili birimlerimize gerek emniyet gerek istihbarat teşkilatımız bütünüyle hepsine Dışişleri hep birlikte çalışmalarınızı yapacaksınız, ona göre de Savcılığımızın vereceği raporları göreceğiz diyoruz”” diye konuştu.

'ARTIK SABIR NOKTASINDAYIZ'

Türkiye’nin AB üyeliğine ilişkin soruya Orban, “Türkiye’nin AB üyeliğini destekliyoruz. AB dürüst davranmıyor. Birçok müzakere faslı açtık ama bunlar kapatılmıyor. Avrupa’da ne istediğimizin üzerinde karar vermemiz lazım” dedi. Orban’ın verdiği bu yanıta teşekkür eden Erdoğan, “AB sürecinde gerçekten yanımızda durdular. Ben tekrar etmek zorundayım. Sene 1963, sene 2018; oyalanan bir Türkiye var. Hiçbir AB üyesi ülkeye böyle bir zulüm yapılmadı. Türkiye’ye yapıldı. Ne evet, ne hayır. Evetse evet; hayırsa hayır. Alacaksanız sinyalleri verin almayacaksınız bunu da söyleyin. Ne siz yorulun ne biz. Siz yolunuza biz yolumuza devam edelim. Sabır noktasındayız sonu hayır olur diyorum” yanıtı verdi.