Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 16 Nisan'daki referandum hakkında, "Şu anda dünyanın hiçbir yerinde yüzde 85, yüzde 86, hatta yüzde 86'yı aşkın bir şekilde sandığa katılımla seçimin yapıldığı ülkeler yok gibidir
Erdoğan, yarın başlayacak Hindistan ziyareti öncesinde Hint televizyon kanalı WION'a verdiği röportajda gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu, soruları yanıtladı.
16 Nisan'daki referandumun ardından kendisini nasıl hissettiğine yönelik soruya Erdoğan, öncelikle, Hint halkına şahsı ve Türk milleti adına kalbi şükranlarını sundu.
Gerçekten başarılı bir seçim maratonundan sonra Türkiye’de bir yönetim sistemi değişikliğinin kabulünün çok çok büyük önem arz etiğini dile getiren Erdoğan, 2019 Kasım ayından itibaren yapılacak bir seçimle de artık bu sisteme göre başkanlık ve parlamento oluşumunun gerçekleşeceğini, bunun Türkiye’nin son 94 yıllık yeni döneminin önemli bir adımı olacağını söyledi.
"Siz 20 yıldır siyasi hayat içerisindesiniz, belediye başkanıydınız, başbakanlık yaptınız, şimdi de cumhurbaşkanısınız. Bazıları şimdiye kadar modern Türkiye tarihindeki en kuvvetli cumhurbaşkanı olduğunuzu söylüyor. Ama bir diğer taraftan da Türkiye için böyle bir kuvvetli başkanlığın iyi olmadığı öngörüsünde bulunanlar var. Sizin bu konudaki düşünceleriniz nedir?" sorusu üzerine Erdoğan, herkesin düşüncesine bu noktada anlayış gösterdiklerini belirtti.
Türkiye'nin en büyük ve dünyanın sayılı kentlerinden biri olan İstanbul'da 4,5 yıllık büyükşehir belediye başkanlığı görevinin olduğunu hatırlatan Erdoğan, bu anlamda yerel yönetimde tecrübesinin bulunduğuna dikkati çekti.
Erdoğan, yerel yönetimlerin demokrasinin temel oluşum ve taşları olduğunu dile getirerek, ardından 12 yıllık başbakanlık döneminden sonra 2,5 yılı aşkın süredir cumhurbaşkanlığını yürüttüğünü anımsattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye'nin geleceği için bir sistem olarak hangi sistemin çok daha isabetli olacağını da gerek ülkemde yaşananlar, gerek dünyadaki yaşananlarla gayet yakından biliyorum. Kaldı ki biz biliyorsunuz, Hindistan ile birlikte G20'de beraberiz. G20'de şu anda başkanlık sistemiyle yönetilen ülkelerin konumunu biliyoruz. Bunun dışında olan ülkelerin konumunu biliyoruz. Bizler tüm bunları incelemek suretiyle kendi geleneklerimize ters düşmeyecek şekilde adeta bir bal arısı gibi buralardan alabileceklerimizi toplayarak böyle bir 18 maddelik bir yönetim sistemi değişikliğinin adımını attık. Bu da halkımız tarafından kabul gördü. Bundan sonra söyleyecek tek şey var. Ülkemiz ve milletimiz için hayırlı olsun." diye konuştu.
"Halkını bölen-parçalayan değil halkını kucaklayan bir siyasi hareket"
"Sizi eleştirenlerin büyük bir çoğunluğu ülkeyi kutuplaştırdığınızı söylüyor. Ama sizler seçmenlerinizle ilgili olarak popülerliğinizi korumayı başarmış bir kişisiniz. Özellikle kırsal kesimde ve şehirlerdeki genç nüfus içerisinde oldukça popüler görünüyorsunuz. Türkiye için sizler niye bu kadar popüler bir kişisiniz, bunu biliyor musunuz?" şeklindeki soru üzerine Erdoğan, AK Parti'nin kurulduğu günden bu yana sürekli yükselen bir siyasi hareket olduğunu ve hiç geri düşme diye bir şey yaşanmadığına işaret etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Bu bir şeyi gösteriyor; demek ki çok geniş katmanlı, halkını kucaklayan, halkına gerçekten anlayışla yaklaşan ve hiçbir din, dil, bu noktada düşünce, hak, özgürlükler, herhangi bir ayrım yapmaksızın bu geniş kucaklama anlayışı bizi Cumhurbaşkanlığı seçiminde yüzde 52’ye taşıdı. Parti olarak ise sürekli yükselen ve yüzde 50’ye kadar dayanan halkımızdan oy aldık. Parlamentoda ise hiçbir zaman yüzde 60’ın altına düşmedik. Bu bir şeyi gösteriyor; demek ki halkını bölen-parçalayan değil halkını kucaklayan bir siyasi hareket. Bölen- parçalayan olsa, halkımız bizi demokratik bir rejim içerisinde böyle bir yere taşır mı? Taşımaz. Yani bunun için bence farklı şeyleri dillendirmekten öte biz sandığa bakarız. Sandık ne diyor? Şu anda dünyanın hiçbir yerinde yüzde 85, yüzde 86, hatta yüzde 86’yı aşkın bir şekilde sandığa katılımla seçimin yapıldığı ülkeler yok gibidir. Avrupa’da öyle ülkeler var ki yüzde 35, yüzde 40 katılımla seçim yapıyorlar. Bizde ise düşünün şimdi son referandum yüzde 85’in üzerinde. Böyle bir seçim var mı? Türkiye bunu başardı. Ha bazı yerlerde teokratik rejimlerde dayatmayla bu tür şeyler olabiliyor ama bizdeki öyle değil. Tam manasıyla demokratik ve neticesi itibarıyla da ortaya herhangi bir ne bileyim kırma-dökme, şu-bu olmadan suhuletle bitirilmiş bir seçim var. Bununla da ben iftihar ediyorum, milletimle gurur duyuyorum. Demokratik hakkını en güzel şekilde kullandılar, tebrik ediyorum. Yarınlar da ülkemiz için bu noktadan çok daha iyi olacak ve milletim birbiriyle çok daha özdeş hale gelecek."
Yarın başlayacak Hindistan ziyareti hakkında Erdoğan, 2008'de Hindistan'ı Başbakan olarak ziyaret ettiğini anımsattı.
Bir başbakan olarak gerçekleştirdiği ziyarette de Türkiye'nin tırmanışının her alanda devam ettiğini dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:
"Böyle bir dönemde bu adımı attık. Ondan sonraki süreçte de şu anda tabii Hindistan sürekli yenilenen, sürekli güçlenen, Türkiye’de hakikaten sözü dinlenen bir ülke konumunda. Sayın Başbakanla özellikle G20’lerde bir araya gelişlerimizde tabii ikili görüşmelerimiz vesaire oldu. Şimdi bu ziyaretimle artık bu ikili düzeydeki görüşmelerimizi daha da geliştireceğiz, artıracağız. Çünkü Hindistan’la Türkiye’nin arasındaki ticari ilişkiye baktığımız zaman yaklaşık 6 milyar dolarlık bir ticaret hacmi var. Türkiye’nin aleyhine bir ticaret hacmi bu. Ama ben inanıyorum ki bu süreç içerisinde win-win (kazan-kazan) esasına dayalı olarak bunu da gidereceğiz. Tabii burada özellikle ilişkilerimizi daha da güçlendirmek için malum 2010’da Mumbai ardından 2013’te Haydarabad başkonsolosluklarımızı da açtık. Bu ne demektir? Biz Hindistan’a çok büyük önem veriyoruz. Çünkü tabii 1 milyar 300 milyon nüfusu olan bir ülke Hindistan. Türkiye şu anda onun yanında nüfus olarak 80 milyon nüfusumuz var. Fakat bütün bu potansiyele baktığımız zaman, demek ki ikili ilişkilerimizde çok daha ileri gidebiliriz. Türkiye’nin Hindistan’a verebileceği birçok ürünleri var, aynı şekilde Hindistan’dan şu anda aldığımız gibi daha fazla alabileceğimiz çok şeyler olabilir. Bu seyahate de yaklaşık 150-160 iş adamıyla beraber gidiyorum. Orada da iş adamlarımızla birlikte Hindistanlı iş adamlarıyla ortaklaşa bir toplantı yapılacak, bu toplantılarla birlikte de iş adamlarımızın birbirleriyle olan dayanışmasını, birbirleriyle karşılıklı yatırımları, belki üçüncü ülkelerde yapmaları gereken yatırımları takip edeceğiz. "
AA