Televizyon dediler, 24 saat yayın. Başlattık. 'Kendi dilimizde propaganda', başlattık. Üniversitelerde enstitüler kuruldu mu, kuruldu.
Altyapı, üstü yapı yatırımları yapıldı mı? Yapıldı, yapılıyor.
15 yıl önce Iğdır'a, Hakkari'ye, Kars'a, Muş'a, Ağrı'ya havalimanı açılacak deseniz kim inanırdı?
Biz emri dağdan almadık, biz emri 'hak'tan ve halktan aldık. Son 12 yılda Doğu ve Güneydoğu'da 260 katrilyon yatırım yapıldı. Bölgenin kalkınması için çok ciddi yatırımları hayata geçirdik. Bölgenin çehresini değiştirdik. Depremden sonra Van'ı yeniden inşa ettik.
Bütün bu ayrımlar kalkmasına rağmen hala bu ülkede bu fidanlarımızın şehit edilmesinin sebebi nedir? Her şey yapıldığı halde bunlar ne istiyor? Söyleyeyim, bunlar ülkemizi bölmenin gayreti içindeler.
Şimdi en ücra köşede bir Kürt kardeşim evladını oradaki üniversiteye gönderebiliyor. Ama bunlar o üniversiteleri yakmanın da gayreti içinde. Okulları yakanlar yıkanlar bunlar, hastaneleri yakanlar yıkanlar bunlar, camileri yakanlar yıkanlar bunlar.
Bir taraftan ekonomiyi düzeltme çabası içinde olduk. Bir taraftan da demokrasi ve özgürlüğü genişletme çabası içinde olduk. Ama biz emri dağdan almadık. Halktan aldık. Farkımız buydu.
Kurulan tuzakları uzun uzun anlatmayacağım. Hep aynı amaca yönelikti. Türkiye'nin önünü kesme çabaları maalesef dışarıdan olduğu kadar içeriden de destek alıyor.
Bugün önümüzdeki duran problemlerin çözüm adresi de yine milletimizdir, milletimizin iradesidir.
Bu Türk'tür, Kürttür, Laz'dır diye bakmadık. İnsandır diye baktık. Red, inkar ve asimilasyon politikalarını tamamen ortadan kaldırmaya yönelik adımlar attık.
Örgüt ve onun desteklediği parti ortaya çıkan iklimi şımarıkla zehirlemiştir.
BUGÜN ONLAR ZULMEDİYOR
Dün devletin zulmünden, şiddetinden, baskısından şikayet edenler, bugün demokrasi ve özgürlük ortamını istismar ederek aynı yöntemlere kendileri tevessül ediyor.
6-7 Ekim olaylarını hatırlayın. Ölen de Kürt'tü, öldüren de Kürt'tü.
Bugün de hayatlarını kaybeden vatandaşlarımız hep bölgenin kendi insanı değil mi? Hasta taşıyan ambulans... Yakıyor ambulansı. Malzeme taşıyan kamyonları yakıyorlar, mağdur olan yine bölge insanı.
Teröristler yollara mayın döşer, sokakları kazar, yolları keser mağdur olan yine bölge insanı. Baraj inşaatı engellenir, trafo havaya uçurulur, doğalgaz hatları patlatılır, yine zarar gören bölge insanı.
Teröristlerin bu taşkınlıklarına karşı vatandaşlarımızın devletinin yanında yer alması gerekir.
Öleceksek bir kere ölelim ama adam gibi ölelim. Mesele bu.
Milli Birlik ve Kardeşlik Projesiyle yolumuza şu anda devam ediyoruz. Bu mesele kesinlikle bir al-ver meselesi, bir taviz meselesi değildir. Bu bir demokrasi meselesidir, hak ve özgürlük meselesidir hatta hak ve batıl meselesidir, kalkınma meselesidir."
Söylüyorum muhtar kendi mahallesi, kendi köyünde, hangi evde kim oturuyor bilmez mi, bilecek. Bu terörist midir, bunu bilmez mi? Bilir. Bunu en yakın güvenlik gücüne bildirecek. Çünkü muhtarın bu noktada atıcağı adım devleti güçlü kılacaktır. Aksi taktirde terör şehir merkezinde can alıyor. Buna fırsat veremeyiz.
Yeniden çatışmaları başlatan 11 Temmuz'da yaptığı açıklamayla bölücü örgüt olmuştur. Bölücü örgütün bombayla silahla, molotofla, maskeyle gerçekleştirdiği insanları tevil yoluna gidenlerin durumu başını kuma gömen devekuşu gibidir.
MHP'YE KOALİSYON TEPKİSİ
Kendi kifayetsizliklerinin başarısızlıklarının faturasını bulunduğum makama kesenler beyhude uğraşıyor.
Siyaset işi gücü bırakıp Cumhurbaşkanlığı makamıyla uğraşmak mıdır?
Bilal'i ver, iktidarı al. Bu ne çirkin bir yaklaşım. Benim oğlumun yaptığı bir yanlış varsa, yaptığı yolsuzluk varsa bunun hesabını soracak olan yargıdır. Sen benim oğlumla ilgili iktidar bağlantısını nasıl kurarsın.
Evladı olmayanların böyle bir saygısızlığı yapmasından daha doğal bir şeyi yok.
Bunlar aile bilmez, evlat nedir bilmez. Hak hakikat nedir bilmez. Maalesef kuru sıkı hareketler.
Bugüne kadar şahsımla uğraşanların terör meselesi ile ilgili bir çalışma yapan getirenler var mı
Aynaya bak önce kendinin nerede olduğunu görürsün. Bizler ilhamımızı ne Mussolini'den aldık ne Hitler'den aldık. Halktan aldık, haktan aldık.
HALKIN KABUL ETMEKTE ZORLANACAĞI BİR NOKTAYA GİDİYOR
Şu anda eğer bu ülkede halkımın kabullenmekte fevkalade zorlanacağı bir yola gidiyorsa Türkiye'de hükümet kurma çalışmaları, bunun vebalinin kimde olduğunu halkım çok iyi görüyor, görecek ve bunun bedelini de inanıyorum ki ödetecektir.
Sen siyasetçi değil misin? Niye kalkıp da vücudunu bu taşın altına koymuyorsun?
Bunların ekonomide dış politikada, sosyal politikada, sağlıkta, ekonomide ciddi projeler, emek verilmiş projeler ortaya koyduklarını gördünüz mü?
Ufukları Beştepe'nin ötesine geçemeyenler milletin derdine derman olamazlar.
Ufukları Beştepe ile uğraşmanın ötesine geçemeyenlerin milletimize, derdine derman olma ümidi verebilmesi mümkün değildir. Zaten Beştepe'nin adresini bilmeyenlerle de bizim vakit geçirecek bir zamanımız yok.
HÜKÜMET KURDUNUZ DA CUMHURBAŞKANI MI ENGELLEDİ
Hükümet kurun, kurmuyoruz. Seçime gidin, gitmiyoruz.
Sonra da çıkıp 'Cumhurbaşkanı hükümet kurulmasını engelliyor' diyorlar. Hükümetin kurulma şartları belli. Siz bu şartları sağlayıp geldiniz de Cumhurbaşkanı sizi kapıdan mı kovdu? Hükümet kurmak için anlaştınız, el sıkıştınız da Cumhurbaşkanı elinize mi vurdu?"