Erdoğan konuşmasında batılı ülkeleri tekrar uyardı! "Benim teröristim iyidir, senin teröristin kötüdür' gibi bir anlayış, tüm insanlığı felakete sürükler. Çünkü terör örgütleri kandan ve vahşetten beslendikleri için k
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İslam İşbirliği Teşkilatı 'Kalkınmada Kadınların Rolü' toplantısında konuşuyor.
Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkanlar
"Kadınların ülkelerimizin kalkınma hedeflerine katkı vermelerini istiyorsak önce onların haklardan ve fırsatlardan etkin biçimde faydalanmalarını temin etmeliyiz. Kadınların istihdam ve karar alma mekanizmalarına tam katılımları sağlanmadan ülkelerine, kendilerinden umulan katkıyı vermelerini beklemek gerçekçi değildir. Anne ve çocuk sağlığı, kızların eğitim-öğretimi ve kadına karşı şiddetin önlenmesi konularının şahsım, eşim ve ülkem için özel öneme sahip meseleler olduğunu bilmenizi istiyorum."
Ben diyordum ki; bunların tabanı ibadet, ortası ticaret, tavanı da ihanet diyordum. Şimdi tabanı ibadet demekten de biraz çekinmeye başladım. Çünkü bazı gerçekler olduğu halde hala aynı istikamette gidenler var. Temenni ederim ki Rabbim onlara da hidayet verir."
"HER AN VURABİLİRLER"
"İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi ülkeler olarak, bu terör örgütlerinin tamamıyla da kararlı bir şekilde mücadele etmek mecburiyetindeyiz. Türkiye olarak batı ülkelerine her fırsatta tekrarladığımız bir ikaz var; diyoruz ki 'terör örgütleri arasında ayrım yapılmasın.' 'Benim teröristim iyidir, senin teröristin kötüdür' gibi bir anlayış, tüm insanlığı felakete sürükler. Çünkü terör örgütleri kandan ve vahşetten beslendikleri için karakterleri gereği her an kendilerine destek veren ülkeleri de vurabilirler."
"İslam aleminin şu anda içinde bulunduğu en büyük sıkıntı; Rabbimizin emri istikametinde değil de ne yazık ki tersi demek istemiyorum o da bize yakışmaz, ona uzak bir tavır içerisinde yaşamamızdan kaynaklanıyor. 'İnananlar kardeştir' diyoruz ama ne yazık ki kardeşliğimizin gereğini yerine getirmiyoruz. 'Hepiniz toptan sımsıkı Allah'ın ipine sarılın' hükmü ilahisi mevcut ama hepimiz toptan sımsıkı Allah'ın ipine değil, başka yerlere sarılanlar var. Bu şekilde bir dağınıklık içinde olan bir İslam dünyası var, 1 milyar 700 milyon nüfus. Filistin meselesi başta olmak üzere uzun zamandır gündemimizde olan sorunları henüz çözememişken yeni ve daha büyük sınamalar çıkıyor.
Bugün Irak'ta, Afganistan'da, Filistin'de, Libya'da, niçin ortaya çıkan problemleri kendimiz çözemiyoruz? Coğrafyamızda 1 asırdır oynanan oyuna ne zaman 'dur' diyeceğiz?
Bölgemizde ve dünyanın her köşesinde dökülen kanlara, yitirilen canlara, uygulanan zulümlere, yaşanan mağduriyetlere baktığımızda sıkıntıyı hep Müslümanların çektiğini görüyoruz. Daha acısı, dökülen Müslüman kanlarının büyük bölümünün faillerinin de yine Müslümanlar olmasıdır. Müslümanların yaşadıkları coğrafyaların imkanları ve zenginlikleri başkaları tarafından kullanılıyor ama yitirilen canlar hep bizden oluyor. Bu çarpıklığın daha fazla devam etmesine izin vermemeliyiz.
"YAŞANANLARDAN HİCAP DUYUYORUM"
Suriye'de yaşananlardan hicap duyuyorum, Irak'ta, Afganistan'da, Somali'de, Akdeniz'de, Ege'de sınır kapılarında itilip kakılma pahasına Avrupa'ya gitmeye çalışan Müslümanları gördükçe hicap duyuyorum. Ama bir yandan da kinim artıyor. Dergi kapaklarına basılan Aylan bebeğin fotoğraflarını gördükçe de kinim, öfkem artıyor.
Bugün Irak'ta, Afganistan'da, Filistin'de, Libya'da, niçin ortaya çıkan problemleri kendimiz çözemiyoruz? Coğrafyamızda 1 asırdır oynanan oyuna ne zaman 'dur' diyeceğiz?
Bölgemizde ve dünyanın her köşesinde dökülen kanlara, yitirilen canlara, uygulanan zulümlere, yaşanan mağduriyetlere baktığımızda sıkıntıyı hep Müslümanların çektiğini görüyoruz. Daha acısı, dökülen Müslüman kanlarının büyük bölümünün faillerinin de yine Müslümanlar olmasıdır. Müslümanların yaşadıkları coğrafyaların imkanları ve zenginlikleri başkaları tarafından kullanılıyor ama yitirilen canlar hep bizden oluyor. Bu çarpıklığın daha fazla devam etmesine izin vermemeliyiz.
FIRAT KALKANI HAREKATI
Bize, Irak ve Suriye ile ilgilenmeyin diye akıl veriyorlar. Bizim bu ülkelerle sınırımız var, nasıl ilgilenmeyelim?
Suriye ve Irak'tan gelen yaklaşık 3 milyon mülteciyi topraklarında barındıran, bölgede yanan ateşi söndürmek için her riski göze alan bir ülke olarak, daha fazla sorumluluk üstlenmeye hazırız. Şu ana kadar mülteciler için yaklaşık 14 milyar dolar harcadık. AB bize söz vermiştir, 'Size temmuz başına kadar 3 milyar avro vereceğiz' demiştir. O günden bugüne gelen 200-250 milyon avro. Niye? Dürüst değiller, samimi değiller. '3 milyar avro göndereceğiz' dediler hala gelecek.
600 bini aşkın Müslüman'ı Suriye'de öldüren Beşşar Esed'i savunmak, bir Müslüman'ın haddine midir? Kalkıp da hala Esed'i savunmak, bir Müslüman'ın şanından değildir. İslam ülkeleri olarak birlik olursak, bu sorunları birlikte çözeriz.
Kadını tamamıyla her şeyden uzak tutalım, ilimden, irfandan her şeyden uzak tutalım, siyasi hayatın içinde bulundurmayalım, sosyal hayatın içinde bulundurmayalım, sadece evde bulunsun yeter' Bu mantıkla, bu anlayışla güçlü bir milleti oluşturamazsanız. Onun için de 'Batı niye bu kadar ileride' deme hakkımız da yok.