Cumhurbaşkanı Erdoğan Beştepe'de Muhtarla 34.Buluşma toplantısında konuştu. Erdoğan konuşmasında Meclis'teki kavgayla ilgili sert sözler kullanarak "İkide bir tek adam tek adam diyorlar.
Cumhurbaşkanı Erdoğan Beştepe'de Muhtarlarla olan buluşmasında dövizin yükselmesi ile ilgili de çarpıcı açıklamalarda bulundu. Erdoğan açıklamasında "Türkiye'nin maruz kaldığı saldırıların bir de ekonomi boyutu olduğunu görüyoruz. Amaç bakımından elinde silah olanlar, elinde faiz olanın bir farkı yok. Bunun için döviz kurunu bir silah gibi kullanıyorlar. Öte yandan elbette bizim de bir takım sıkıntılarımız var. Ama bunların hiçbiri döviz kurunun bu noktaya gelmesine neden olacak şeyler değil. Amaç Türkiye'ye diz çöktürmek." şeklinde konuştu.
Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları:
Bizim için tek ölçü Allah'ın ve halkın rızasıdır. Biz öyle nevzuhur bir millet değiliz. Tam tersine biz köklü bir gelenek ve kadim bir medeniyet mirasına sahip bir milletiz. Bu bakımdan milletimizin tercihleri rastgele değildir. Aksine büyük bir birikim ve feraset vardır.
Onun için 40 yıllık siyasi hayatımda gözüm hep millette oldu. Milli irade, demokrasi, hak ve özgürlükler meselesi birileri için sadece laftan ibaret olabilir. Ama biz hayatımızı bu kavramlara, bunların hayata geçirilmesine adadık. İstiklal şairimizin dediği gibi hiçbir haksızlığa boyun eğmeden istiklal ve istikbal aşkımızdan taviz vermeden geldik inşaAllah da ömrümüzün sonuna kadar bu yolda devam edeceğiz.
"YENİ BİR DÜNYA KURULMAYA ÇALIŞILIYOR! BİZE DE..."
Değerli kardeşlerim Türkiye'nin son yıllarda yaşadığı sıkıntıları, maruz kaldığı saldırıları sizler de yakından görüyor takip ediyorsunuz. Tıpkı 1. ve 2. Dünya Savaşı sonrası yapıldığı gibi yeni bir dünya kurulmaya ve bize de burada bir rol biçilmeye çalışılıyor. 1. Dünya savaşı sonrasında bize biçilmeye çalışılan kefeni önce Çanakkale ardından İstiklal Harbimizle yırtıp atmıştık.
Hala her fırsatta önümüze engeller konmaya çalışılıyor. Kimi zaman terör, kimi zaman kaos, kimi zaman da kardeş kavgasıyla sürdürülmek isteniyor. Özellikle son dönemde yaşadıklarımız bu hesaplaşmanın tezahüründen başka bir şey değildir. Allah'ın izniyle terör örgütleri üzerinden yürütülen saldırıları birer birer boşa çıkardık. çıkarıyoruz. Asıl mücadeleyi onların arkasındaki güçlerle verdiğimizi gayet iyi biliyoruz. Onun için bunlara tarihin en büyük darbeleri vururken milletimiz de bunların gerçek yüzünü görmüş durumdadır.
"DEAŞ'I BİTİRMEKTE KARARLIYIZ"
15 Temmuz ihanetinin müsebbibi olan FETÖ ile mücadelemizi tüm cephelerde sürdürüyoruz. DEAŞ denilen ve en çok zararı Müslümanlara veren örgütü hem kendi topraklarımızda hem de bölgemizde bitirmekte kararlıyız.
Farklılıkları kaşıyarak kendine zemin bulmaya çalışan örgütlere de fırsat vermedik vermeyeceğiz.
Rabbime hamdolsun bu örgütlerin hepsi de attıkları her adımda kendi kirli yüzlerini ifşa ediyorlar. Ortaya dökülen hakikatler karşısında artık söyleyecek sözleri kalmadı. Geldiğimiz noktada artık hiç değilse kartların açık oynanmasını umuyoruz. Kimsenin PYD için bunların PKK ile ilgisi yok diyecek hali kalmadı. Çünkü bizzat NATO destekli yayınlarda bu ilişki, bağ tüm delilleri ile ortaya çıktı.
Kimsenin bizim tek önceliğimiz DEAŞ ile mücadeledir diyecek durumu da kalmadı. Çünkü Türkiye'nin Bab mücadelesine karşı gösterilen tavır bunu da ortaya çıkardı.
"FETÖ'NÜN ROLÜNE TEREDDÜTLE YAKLAŞANLAR..."
FETÖ'nün rolüne tereddütle yaklaşanlar Rusya Büyükelçisine yapılan suikastın arkasından herhalde ikna olmuşlardır diye düşünüyorum. Aslında bütün bunları birer iyi niyet ifadesi olarak söylüyorum. Aslında kimin derdinin ne olduğunu gayet iyi bilyioruz. Bu acımasız bir güç mücadelesidir. Düştüğümüz anda pek çok örneğini gördüğümüz şekilde iç çatışmalarla, kardeş kavgasıyla bize kendi kendimizi imha ettireceklerinden şüpheniz olmasın.
Biz operasyonlarımızı sürdürüyor, aynı zamanda birlik beraberlik ve dayanışmamızı güçlendirmeye çalışıyoruz. Onun için her fırsatta Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet diyoruz.
Niye TEK diyoruz? Bizi bölemeyecekler de onun için diyoruz. Biz 80 milyon tek milletiz.
"KİMSE BİZİMLE MÜCADELEYE GİRMEYE KALKMASIN"
Kimse bizimle mücadeleye girmeye kalkmasın. Girerlerse işte Gabarda orada burada her yerde bedelini ödersiniz. Bu ülkede bu ülkeye ihanet edenlerin yeri yoktur olamaz. Huzurumuzu bozmadan bu ülkede yersin içersin yatarsın. Her türlü hakkın var. Bu ülkede Cumhurbaşkanlığı makamına kadar her yer sana vatandaş açık. Terörist olmak gerekmiyor. Kürt olup da Cumhurbaşkanı olanlar oldu bu ülkede. Değişik etnik unsurlardan en üst makamlarda bir çok vatandaş var. Kimseye bu yollar kapalı değil.
"O KÜRSÜ ORAYA YIKIN DİYE KONMADI"
Ama bakıyorsunuz şurada mecliste bir anayasa değişikliği çalışması olacak. Tabloyu görüyorsunuz değil mi? Eğer egemenlik kayıtsız şartsız milletinse meclisin çalışma şekli bellidir. Gelirsin söyleyeceklerini o kürsüde söylersin çekilir yerine oturursun. O kürsü yıkmak için konulmadı oraya. Söyleyecek sözü olanlar için oraya konuldu.
"NE YAPARSANIZ YAPIN..."
Bir siyasi partinin mensuplarıyla orada eylem yapmaları iyi niyet göstergesi değildir. Biz "Ne yapacağımızı göreceksiniz" demek suretiyle demokrasi mücadelesi verenlere tehdit savurmak ile bir yere varamazsınız. Parlamentoda çalışmaları engellemek, süreci uzatmak bunlar hiçbir şey kazandırmıyor. Ne yaparsanız yapın. 15 gün değil de 1 ay. Ama parlamentodan bu ben inanıyorum ki çıkıp milletin önüne gidecektir.
"BUNLAR MİLLETTEN KORKUYOR"
Eğer saygınız varsa, millete ve demokrasiye inanıyorsanız bırakın müzakereler görüşmeler bitsin. Milletin önüne gitsin. Millet kararını versin. Ne karar verirse biz de siz de eyvallah diyelim. Ama görüyorum ki bunlar milletten rahatsız. Milletten korkuyor.
"İKİDE BİR TEK ADAM DİYORLAR... NE TEK ADAMI YA"
İkide bir tek adam tek adam diyorlar. Ne tek adamı ya? Bu ülkede bunun kaynağında siz varsınız siz. Bu ülkede CHP'li başkanları valilik yaptığı dönemleri biliriz biz. Eğer daha da geriye giderseniz asıl teke adamcılığı orada görürsünüz. Ben o kadar eski defterleri açmak istemiyorum. Ama gerekirse o defterleri de açarız. Bunlar tereciye tere satmaya kalkıyorlar. Artık bu ülkede bunları yutacak biri yok. Herkes yerini haddini bilecek milletin iradesine saygı duyacak. Millet ne derse o olacak. Bunu bilin.
"DÜN SAYIN TRUMP'A BİR YANLIŞ YAPILDI"
Gezi olayları ve bölücü örgütün başlattığı çukur eylemlerinde milletimizin birlik beraberliğine saldırıda bulunuldu. İşte o eylemlerin müdafilerinden birini dün sayın Trump'a bir yanlış yapıldı ve sayın Trump da orada onu benzetti.
"BU MİLLET İSLAMLA YOĞRULMUŞ, İSLAMI DEAŞ'TAN ÖĞRENECEK DEĞİL"
Bu örgütler vatanımızı bayrağımızı hedef alıyor. 15 Temmuzda çıtayı yükseltip bu dört sütunun hepsine birden saldırdılar. DEAŞ deseniz istismar ettiği kavramlar kimseyi kandırmasın en başından beri İslamın ruhuna, düzenine aykırıdır. DEAŞ bize İslamı anlatmasın. Bu millet İslamla yoğrularak ayağa kalkmıştır. Onlardan İslam'ı öğrenmek gibi bir derdimiz yok bizim. Bizim inancımızda DEAŞ gibi bir örgütün yeri yoktur.
"ŞİMDİ SENARYOLARINA İNCE AYAR VERDİLER"
Bu örgütü projelendirenler Irak gibi Suriye'de de kırılmakta olan fayları çok iyi değerlendirip bölgeyi ateşe verdiler. Yerli de olsa kullanılanlar kendileri doğal değildir. Hepsi sentetiktir. Türkiye güçlü bir yapıya sahip olduğu için bu zehirlere karşı dirençlidir. Bugün Türkiye'de aynı fitne çıkartılamıyorsa bunun sebebi tek bayrak, vatan, millet, devlet ilkelerine sımsıkı sarılmış olmamızdır.
Şimdi senaryolarına ince ayar verdiler. Artık eylemler sadece kan dökmeye toplumu yıldırmaya yetmiyor. Yılbaşı gecei yapılan o cani saldırıda olduğu gibi inanç, mezhep vs. gibi toplumsal hassasiyet noktalarımıza hücum ettiler.
AVARA KASNAK GİBİ DÖNÜP DURUYORLAR
Değerli kardeşlerim; Bu ülkede kim rejim tartışması açıyorsa biliniz ki bunların derdi rejim falan değildir. Bunları söyleyenler siyaset, muhalefet eksikliklerinin üzerini örtmek istiyorlar. Dünyada her şey değişirken biz hiçbir şeye dokundurtmayız demek bağnazlığın dik alasıdır. Anamuhalefetin başındakiler de öyle demiyor mu? İstanbul'a belediye başkanı oldum. Koltuğa oturdum hemen şunu söylediler. "Bunlar otobüslerde kadın erkek ayrımına gidecekler. Trenleri ayıracaklar. Sene 94 idi. 2017 oldu böyle bir şey yaşandı mı?
Bunlar "avara kasnak" gibi dönüp durdular. Esasen normal şartlarda iktidarda bulunanlar mevcudu devam ettirmeye muhalefet değişime zorlar. Bizde uzun süredir işler değişti. İktidar değişim için uğraşırken muhalefet statükoya bekçilik yapıyor. Milli irade belirleyici olduğuna göre bu hesaplaşmanın yeri neresidir? Sandıktır. Peki Terör örgütlerinin ülke ve milleti köken ve varlık üzerinden ayrıştırma neyin hizmetinedir? Terörün orada döktüğü kanla sağlayamadığını etnik, mezhebi tartışmalara sağlamakta değil misiniz? Türkiye'de gözünü gerçeklere kapatmayan herkes böyle bir sorun ve ayrımın olmadığını bilir.
HAMDOLSUN ŞİMDİ ARTIK BUNLARI AŞTIK
Daha geriye giderken tam aksine bu ülkede kendi kızlarımızı okutamadığımız dönemler yaşandı. Benim ülkemde inancına göre okuma özgürlüğü yoktu. İşte bakın biz 14 yıldır bunun mücadelesini verdik. Ama hamdolsun şimdi artık bunları aştık.
"KİMSE BİZİ ENAYİ YERİNE KOYMASIN"
Biz dertliyiz. Bizim mücadelemiz var. Ama onlar hala yaşam tarzı diyor. Ne yaşam tarzı ya? Biz kaç yıldır iktidardayız. Kime ne yasak gelmiş söylesinler bakalım. Burada her türlü özgürlük batıda olmadığı kadarıyla burada var. Kimse kusura bakmasın. Bizi de enayi yerine koymasın. Kimin ne olduğunu gayet iyi biliyoruz. Dikkat ederseniz ülkemizde Anayasa değişikliği olarak bir çok değişiklik yapılmıştır. Kimse demokratik, sosyal, hukuk devleti olduğuna dokunmamış. Şimdi de değişmiyor. Çıkmış kürsüde o 4 maddeye dokunulacak diyor. Biraz dersini çalış bir bak neler değişiyor.
"TARTIŞMALAR BENİM ÜZERİMDEN YÜRÜYOR"
Ve dikkat edin tartışmalara. Hep bu kardeşiniz üzerinden götürülüyor. Bunun benim şahsımla ilgisi yok ki. Türkiye'de anayasa değişikliği yapılıyor. yarın yapılacak seçimde kim girer kim kazanır kim öle kim kala! Mesele şu. Burada ölüm haktır değil mi? Biz kadere inanmış insanlarız. Yazılı belgemiz var mı yok. Bizim tek derdimiz var. Nedir? Bu vatana, millete rabbimin verdiği ömür süresince hizmet edebilmektir.
"MİLLETİ SEVMİYORLAR"
Bunları bu kardeşiniz üzerinden yapmaları da manidar. Kardeşim kendini millete sevdir. Milleti inandır. Belki seni, senin adayını seçecek. Ama bakın samimi söylüyorum bunlar millete inanmıyorlar. Ve milleti sevmiyorlar. tabi millet de bunlara farklı bakıyor. Bunların cemaziyel evveli ortada. Bu ülke bunları yaşadı çünkü.
Bizim mücadelemiz "sorunumuz laiklik" diyerek milletin inançlarını baskı altına alanlarladır. Biz ne dedik? Laikliğin tanımı üzere uygulanması kimseye baskı yapılmaması üzere yola çıktı. Ve tüm dünyada bunu nerede anlattıysak "diyecek sözümüz yok" dediler. Biz laikliği bu anlamıyla korumanın mücadelesini veriyoruz.
"KUSURA BAKMASINLAR ONLARI HAYAL KIRIKLIĞINA UĞRATMAYA DEVAM EDECEĞİM"
Şayet Cumhurbaşkanı oldum diye bu mücadeleden vazgeçmemi bekleyenler varsa kusura bakmasınlar. Onları hayal kırıklığına uğratmaya devam edeceğim. Dün olduğu gibi bugün de yarın da Türkiye'nin istiklal ve istikbal mücadelesinde en önde olmayı sürdüreceğiz. Ne diyor şair? Şu yeryüzü er meydanı, gönül sevmez her meydanı, yüreksize yorgan döşek, koçyiğide ver meydanı...
Rabbim ömür milletim destek verdikçe büyük, güçlü, Yeni Türkiye yolunda ter dökmeye, çalışmaya, gerekirse bedel ödemeye devam edeceğim.
Kardeşlerim siyasi farklılıklar başka bir şeydir. Seçim döneminde yaşanan rekabet başka bir şeydir. İcra makamına oturduğunuzda bunların hepsi geride kalır. Bundan sonra artık her yere hizmet götürmekle mükellefsiniz. Biz bu siyasi terbiye ile yürüdük. Bu anlayışla da hizmet götürdük. Başkaları farklı bakabilir Ama biz buyuz. Milletimiz bizim neyi yapacağımızı neyi yapamayacağımızı tartmış, hükmünü vermiştir.
Doğrudan Milletin oyuyla göreve gelen ilk Cumhurbaşkanı olma şerefine nail oldum. Rabbime hamdolsun. Eğer bu kadar zamandır demokrasi ile laiklikle hayat biçimleriyle bir sorunumuz olmadıysa bundan sonra niye olsun? Ki öncekiler gibi sorumsuz da olmadım. Sırtımda yumurta küfesiyle yürüdüm. Kırmamaya özen gösterdim. Kimseye hesap vermeden gidenler, köşelerine çekilenler gibi bir şansım da niyetim de yok. Milletiyle kucaklaşan, milletinin yanından ayrılmayan, dertleşen Cumhurbaşkanı oldum. Bugüne kadar Cumhrubaşkanlığına geldiğim günden bu yana 82 kez il ziyareti yaptım. Görev sürem tamamlanmadan kalan 25 ilimize de mutlaka gideceğim. Bakınız bunlar yurtdışı ziyaretlerine, uluslararası zirvelere rağmen yürüttüğüm programlar. Çünkü biz milletimize farklı bir Cumhurbaşkanlığı yapma, koşturma, terleme sözü verdik. Milletimizin teveccühü, hele 15 Temmuz'da yaptıklarının karşısında bu yaptıklarımızı az bile buluyoruz.
Şu külliyenin etrafında bizim şehitlerimiz, gazilerimiz var. Bu insanlar buraya niye koştular? Hepsi buraya Cumhurbaşkanlarını ve ekibini yalnız bırakmamak için koştular. Her gece sabahlara kadar şu çevrede durdular. Bu millet sevilmez de kim sevilir? Biz milletimizi Allah için seviyoruz.
DÖVİZİN ARTIŞI
ELİNDE SİLAH OLANLA, FAİZ, DÖVİZ OLAN GÜÇLER AYNI HEDEFE ODAKLI...
Türkiye'nin maruz kaldığı saldırıların bir de ekonomi boyutu olduğunu görüyoruz. Amaç bakımından elinde silah olanlar, elinde faiz olanın bir farkı yok. Bunun için döviz kurunu bir silah gibi kullanıyorlar. Öte yandan elbette bizim de bir takım sıkıntılarımız var. Ama bunların hiçbiri döviz kurunun bu noktaya gelmesine neden olacak şeyler değil. Amaç Türkiye'ye diz çöktürmek.
Döviz üzerinden yapılan spekülasyonlara karşı bir önceki saldırıda dövüz bozma hamlesiyle milletimiz karşı koydu. Ben milletimden bu tavrın devam etmesini istiyorum. Tüm ülkenin milletin karının, bekasının söz konusu olduğu durumda bankalar farklı hesaplar içine giremez girmemelidir. İş dünyasına da çağrımı yineliyorum. Gün yatırım yapma, istihdamı artırma, duran çarkları çalıştırma günüdür. Türkiye olarak 80 milyon olarak ekonomiyi çökertme gayretleri karşısında milli bir seferberlik anlayışı içerisinde olmalıyız.
Bizden sonra gelecek nesillere, çocuklarımıza, torunlarımıza bunu borçluyuz.