2009’da “İntihar etti” denilerek dosyası kapatılan Özel Harekât Daire Başkanı Behçet Oktay’ın kız kardeşi ağabeyinin ölümüyle ilgili FETÖ’yü işaret etti: Ağabeyim öldürülmeden önce ‘Beni yiyecekler’ dedi
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, 2009'da "İntihar etti" diye dosyası kapatılan Özel Harekat Daire Başkanı Behçet Oktay'ın esrarengiz ölümünde FETÖ'nün rolünü araştırıyor. Oktay'la aynı lojmanda kalan ve Oktay'ı ölmeden 6 gün önce Hizbullah Terör Örgütü şüphelisi diye sahte isimle dinleten eski Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek, soruşturmada baş şüpheli. Ergenekon soruşturması kapsamında ele geçirilen mühimmatların bir kısmının emniyetteki FETÖ ekibi tarafından Özel Harekat Dairesi'nden çalınıp gömüldüğü, bunu da Oktay'ın tespit ettiği için öldürüldüğü öne sürülüyor. Ankara'da 25 Şubat 2009'da başından vurulmuş olarak bulunan, dönemin Özel Harekat Daire Başkanı Behçet Oktay'ın ölümüne "intihar" denildi. Ancak olayda birçok soru işareti vardı. Ailesi ve aile avukatlarının verdiği hukuk mücadelesi ve ortaya koyduğu deliller sonucunda 2 yıl sonra, bu kez cinayet soruşturması açıldı. Solak olan Oktay'ın kendisini vurduğu söylenen tabanca sağ elindeydi. Ayrıca kaburga kemiklerinde kırıklar ve vücudunda darp izleri tespit edilmişti. Cinayet soruşturmasıyla ilgili dava ise 2012 yılının mayıs ayında açıldı. Cinayet davasında sadece, öldüğü sırada yanında bulunan ve elinde barut izine rastlanan Halil Kesici yargılandı. Kesici yargılama sonunda beraat etti. Başka bir suçtan cezaevinde olan ve savcılığa mektup göndererek, Oktay'ın ölümüne karıştığını söyleyen Nurhan Önder ise "suç üstlenme ve adli makamları yanıltma" suçundan 6 ay hapis cezasına çarptırıldı.
O SAVCILAR SORUŞTURULSUN
Bu arada olaya "intihar" diyen savcı Hüseyin Yalçın emekli olurken, cinayet soruşturmasını yürüten Mustafa Düzgün Yargıtay'a terfi etti. Oktay ailesi bu savcılarla birlikte otopsi savcısı Nihat Yıldırım'ın da soruşturulmasını istiyor. Behçet Oktay'ın kız kardeşi Şule Oktay ve erkek kardeşi Nezih Oktay ile aile avukatları, yargılama sürecinde birçok talepte bulundu. Halil Kesici'nin özel eğitimli Oktay'ı tek başına öldürmesinin mümkün olmadığını söyleyen aile, soruşturmanın genişletilmesini istedi. Olayın üstünün örtüldüğünü söyleyen aile, savcılar Hüseyin Yalçın ve Mustafa Düzgün ile Behçet Oktay dosyasını intihar olarak kapatmak isteyen emniyet görevlilerinin tespit edilmesini ve yargılanmasını istedi. Ailenin tüm talepleri reddedilirken, Oktay'ın ölmeden 6 gün önce Hizbullah Terör Örgütü üyesi diye "Abdurrahman Doğru" sahte ismiyle dinlendiği ortaya çıktı. Dinlemeyi yaptıranın da dönemin Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek olduğu belirlendi. Bu gelişme üzerine Behçet Oktay dosyasını yeniden ele alan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, cinayette Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) parmağını incelemeye başladı. Oktay'ın yasadışı dinlenmesiyle ilgili Ankara Ağır Ceza Mahkemesi'nde açılan dava ise 19 Eylül'de başlayacak.
ARKASINDA TABiİ Kİ FETÖ VAR
SABAH'ın görüştüğü Oktay ailesi, yürütülen mevcut soruşturmadan umutlu. Aile üyeleri, daha önce yapılan göstermelik soruşturma ve yargılama sırasında cinayetteki FETÖ parmağının örtbas edildiğini söylüyor. Kız kardeş Şule Oktay, "Bu cinayet aslında göstere göstere geldi. Biz algılayamadık. Ağabeyim öldürülmeden önce 'Beni yiyecekler' dedi. Ben 'Kim' dedim. Bana o zaman FETÖ'yü işaret etti. Ben görevden alınacak diye düşünüyordum. Ölümü hiç aklıma getirmedim. Bu işin arkasında tabii ki FETÖ var. O dönem yönetim bunların elindeydi" dedi.