Silivri Cezaevi’nden çıkışının 1. yıldönümünde milletvekili olarak Meclis’e giden Dursun Çiçek: Türkiye’de öncelikle ihya edilmesi gereken, adalet ve yasama
Nil SOYSAL- Alışmıştım her röportajda beni elinde çiçekle karşılamasına… Ama bu kez elinde çiçek yerine silgi ve kurşun kalemi vardı. İstanbul Üniversitesi Beyazıt Kampüsü’nde tam da kulenin dibinde yaklaşık 30 dakika bekledim onu… Bu CHP İstanbul Milletvekili olarak onun ilk, Hukuk Fakültesi öğrencisi olarak da birinci sınıfın belki de en son sınavıydı. “Anayasa Hukuku dersinden geçtim” diyerek sevinçle yanıma geldiğinde, ne yalan söleyeyim bir çiçek almış kadar mutlu oldum…
Dursun Çiçek, İstanbul Üniversitesi Beyazıt Kampüsü’nde aynı dersi birlikte aldığı gençlerle bir araya gelip sohbet etti.
- Milletvekili olarak bugün ilk sınavınıza girdiniz. Nasıl geçti?
- Anayasa Hukuku sınavıydı. Sorular da güncel tabii. Özellikle Cumhurbaşkanının tarafsızlığı üzerine Yüksek Seçim Kurulu’nun verdiği yetkili değilim kararı, yine cumhurbaşkanının bir takım etkinliklerde vatandaşa ya da o ayağa kalkmayan öğrencilere hakaret etmesi, bireysel başvurular, anayasal haklar, tutuklu milletvekillerinin tahliye olmaması… Bu sınavdan 100 alabilirim çünkü soruların çoğu hem benim yaşadığım şeyler, hem de Türkiye’nin güncel konuları. O nedenle hocayı tebrik ettim.
“NASIL KURTULURUZ?” DİYORDUK
- Aslında biz sizinle ilk röportajımızı geçen yıl yine haziran ayında yapmıştık. Tam da Silivri’den tahliye olduğunuz tarihte. O gün; bir yıl sonra aynı tarihlerde milletvekili olarak röportaj vereceğiniz aklınıza gelir miydi?
- 19 Haziran’dı o tarih. 19 Haziran benim için çok önemli. Hem tahliye tarihim, hem de tahliyemin birinci yıldönümü. İnşallah Meclis’teki yemin töreni de aynı tarihe denk gelir. Geçen yıl bugünlerde biz Silivri’de zindandan, manevi işkenceden nasıl kurtuluruz diye hesap yapıyorduk. Şimdi ise Meclis’e gidiyoruz ve nasıl iktidar oluruz, nasıl hizmet ederiz, bu hukuksuzlukların ve adaletsizliklerin hesabını nasıl sorarız diye hesaplar yapıyoruz. Türkiye çok hızlı bir gelişme ve değişme içinde. Belki bir yıl sonra bazı suçlara iştirak eden, bunları azmettiren siyasilerin yargılanacağı bir Türkiye’de yaşayabiliriz.
- Hemen bu noktada 7 Haziran’da sandıktan çıkan sonuçla ilgili yorumunuzu alabilir miyim?
- Seçim beyannamemizdeki vaatlerimiz doğrultusunda Cumhuriyet halk Partisi’nin oylarının yüzde 30’u geçeceğini düşünüyordum. Bu konuda bir kırgınlığım var. Hükümetin düşürülmesine öncelik verdikleri için CHP’nin yüzde 4-5 oranındaki oyu HDP’ye gitti. Tabii önemli olan da HDP’nin bu oyların emanet oylar olduğunu kabul etmesiydi. İnşallah önümüzdeki günlerde hükümet kurma çalışmalarında da bu gerçeği verecekleri kararlarda esas alırlar.
KOALİSYONDAN KORKULMAMALI
- Türkiye koalisyon senaryolarına kilitlendi. Sizin gönlünüzde ne yatıyor?
- Tabii burada milyonlarca seçmenin verdiği mesaj önemli. Kanaatim, aslında seçmen de Cumhuriyet Halk Partisi’ne verdiği mesajda MHP ve HDP ile beraber, iktidarın hatalarını sorgulayan, toplumu ötekileştirme anlayışını terk eden ve Meclis’te de siyasi kararlarla kapatılan dosyaların açılmasını talep eden bir hükümet istiyor.
- Böyle bir koalisyon mümkün mü?
- Meclis’te bunun için mücadele edeceğiz. Ancak usuller gereği öncelikle Ahmet Davutoğlu’na başbakanlık gö-revi verilecek. Burada MHP’nin durumu ve takınacağı tavır çok önemli. Mutlaka cumhurbaşkanının yasal sınırlara çekilmesi, Çankaya’ya dönmesi ve yolsuzluk dosyalarının açılması konusunda ısrarcı olması lazım. Ama bu konularda iktidar partisinin taviz vereceğini sanmıyorum. Taviz vermezlerse zaten Ahmet Bey’in girişimlerinden bir sonuç çıkmayacak ve o zaman da hükümeti kurma görevi Kemal Bey’e verilecek.
- Peki ya AKP-CHP koalisyonu?
- O seçenek en son aşamada konuşulabilir. Yani Kemal Bey de MHP ve HDP ile birleştirip, güvenoyu alacak bir hükümet kuramazsa, son aşamada bir geçici hükümet kurulabilir. Belki parti başkanlarının olmadığı, iki partinin de kabul edeceği üçüncü bir kişinin başbakanlığında bir ikili icraat sonrasında Türkiye’yi erken seçime götürecek bir hükümet olabilir diye düşünüyorum.
- Erken seçim için öngörünüz nedir?
- İki yıldan önce bir erken seçim Türkiye için kaos olur. Seçmenin iradesi değişmeyeceği için çözüm de getirmez. Ama eğer bir hükümet kurulursa bu 4 sene de gidebilir. Koalisyon hükümetlerinden korkmamak gerekir. Ülke menfaatleri için çalışacak bir koalisyon hükümeti çok güzel şeyler yapabilir. Rahmetli Ecevit’in başbakanlık yaptığı koalisyon hükümeti Türkiye‘deki en reformist hükümettir. Buna karşılık tek parti iktidarı Türkiye’yi diktaya götürdü.
Adalet Bakanı olmak isterim
- CHP’nin koalisyon ortağı olduğu bir hükümette, milli savunma bakanlığı size çok yakışır…
- Ben Adalet Bakanlığı’nı isterim. Çünkü çok canım yandı. Türkiye’de öncelikle ihya edilmesi gereken adalet ve yasamadır. Hem kimlik kazanması lazım, hem de siyasetin arka bahçesi olmaktan kurtarılması lazım. Milli Savunma Bakanlığı’nın komisyonunda görev alabilirim. Komisyon başkanlığı yapabilirim. Bakan arkadaşımı sık sık ziyaret edip, görüşlerimi paylaşabilirim. Ama bana göre adalet çok daha acil bir sorun.