Hiç aklımda yoktu. Herhalde evlilikle ilgili konuşa konuşa, uğraşa uğraşa kendim de bu yola girmişim oldum. 

 Nasıl gidiyor?
50 gün oldu. İlk günler zor derler ama biz öyle bir zorluk yaşamadık. Evlenmeden önce nasılsak şimdi de öyle devam ediyoruz. 

 Balayı yapmaya fırsat buldunuz mu?
Nikahım kıyıldı, ertesi Sabah işe geldim. Bunlar bence şekilsel şeyler, vaktimiz olunca, kafamız rahatlayınca yaparız. Bir tek 7 Mart’ı ben seçtim, uğurlu sayım olduğu için. 

 Çocuk istiyor musunuz?
Şu an istemiyorum. Fiziksel olarak altından kalksam da, ruhsal olarak kaldırabileceğimi düşünmüyorum. Hiçbir zaman da ‘Ay çocuklarım olsun’ diyen biri olmadım. Hayvanları çok seviyorum, her zaman evcil bir hayvanım oldu. 30 yıldır köpeğim var. İleride evlat sahibi olmak isteyip olamazsam evlat edinmeye de sıcak bakarım. Ne anneler var, biyolojik anne olmak marifet değil. Bir de bence iyi bir evlilik için çocuk şart değil, insanın kendini bilmesi lazım.   

 Yumurtalarınızı neden dondurdunuz?
Evet dondurdum ama dediğim gibi, doğurabilsem de ‘Altından kalkabilir miyim?’, ‘Herkes doğurmalı mı?’ soruları aklıma geliyor.

 Evlilik sözleşmesine niye gerek duydunuz?
Çocuğum olmadığı takdirde mal paylaşımı anlaşmam da var. Gerçek feminist böyle olunur. Eğer sadece erkeğin parasıyla ve onun imkanlarıyla yürüyen bir evlilik varsa ve sen buna dahil olmuşsan ‘ben feministim’ demeyeceksin. Ben gerçek bir feminist olduğumu düşünüyorum. Yıllarca harcadığım parayı kendim kazandım, ayaklarımın üstünde durdum. 

 Bundan sonrası için kariyer planınız ne?
Üçüncü kitabı yazmaya başladım, ‘40’ında Koca Bulmak’ diye gelecek herhalde. Talk show yapmak istiyorum. İstediğim gibi okuyabileceğim bir haber olursa seve seve yaparım ama artık ‘Şunun yerinde olmak istiyorum’ dediğim bir haberci ya da kanal yok. 

‘İlişkiler neden hafife alınıyor?’

 Habercilikten evlilik programı sunuculuğuna geçmeniz çok eleştirildi...
İnsan ilişkileri niye hafife alınıyor, hiç anlamıyorum. Evet, haber kökenliyim ama ben televizyoncuyum. Ayrıca haberi hiçbir zaman ajans havasında okuyan bir kadın olmadım. 

 Program kurgu mu, değil mi?
Nasıl kurabilirsiniz, bunu kuran insanın Pulitzer ödülünün olması gerekir. Bu kadar oynayanlar da Oscar’lık diye düşünüyorum. Biz sadece burada değil, dışarıda da adayların psikolojileriyle ilgileniyoruz. Üzgün olmaları, kırgınlıkları devam ediyor. Nasıl Oyun olabilir ki? Yazılı metni mi oynayacaklar? Ben onlara teşekkür ediyorum, her baba yiğidin harcı değil herkesin önünde duygularını yaşayabilmek. 

 Sizce evliliğe giden çiftler hangileri?
Emre ile Hazal evliliğe yakın biliyorsunuz. Fiziksel olarak çok yakıştırıyorum, benziyorlar. Fiziksel olarak birbirine benzeyen insanların iyi anlaştığı söylenir. İkincisi hemşeriler, yetiştirilme tarzı olarak benziyorlar ve birbirlerini alttan almayı öğrendiler. Eser ile Cansel çok aşık, inşallah onlar da evlenip mutlu olurlar. Çok ihtiraslı bir çift, yüksek yaşıyorlar. Tankunt ve Dani çok temkinli gitti. Onlar da neden evlenmesin? Çok hızlı aşklar da olabilir, daha iki ayımız var. 

‘Ameliyat olmadığımı kanıtlamak için et yedim’

 90 kilodan 65’e düşmeniz çok konuşuldu. Ne yiyip, ne içtiniz?
Evet, “Mide ameliyatı oldu” dediler. Ameliyat olmadığımı kanıtlamak için canlı yayınlarda et yedim. “İlaçla zayıfladı” dediler, öyle olsaydı dünyanın en zengin kadınları kilo vermek için mücadele ediyor olmazdı. Aç kalacaksınız, hepsi bu. Ama insanlar mucize istiyor. Ben kiloları bir anda vermedim, bunun acısını çektim, emeğini verdim. 

 Kadın - erkek ilişkileri üzerine iki Kitap yazdınız. Sizce ilişkilerdeki en büyük sorun ne?
Kadın 35’inde bekarsa evde kalmış muamelesi yapılıyor. Oysa bir kadın istediği zaman evlenebilir. Kadının kendi tercihiyle bekar kalmak istediği anlaşılmıyor. Ben de bugüne kadar bekar kalmayı tercih etmiştim. 20 yıldır çalışan bir kadın olarak evlilikten, ev paylaşmaktan, hayatı paylaşmaktan korkuyordum. Kendi tercihimle bekar kaldım, güvenmeyi bekledim. Ama çok şükür, aşkımızı birbirimizi prangalamadan sürdürüyoruz.