Karar gazetesi yazarı Akif Beki, bir dönem danışmanlığını yaptığı Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, ülke yönetimindeki başarısızlığını "dış güçler" mazeretiyle açıklamasını eleştirdi. Kaynak: Eski danışmanı, Erdoğan'a eski sözleri üzerinden yüklendi: Nankörl
Akif Beki, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik eleştirilerini şöyle sıraladı: Cumhurbaşkanı Erdoğan, az daha bugünü Mazeretsizlik Bayramı ilan ediyordu. 9 Temmuz 2018 böyle bir milattı. Cumhurbaşkanlığı sistemi, Erdoğan'ın Meclis'te ettiği yeminle başlamıştı. Tarihin akışını değiştirecek bu yeni başlangıcın karakteristik özelliğini, Erdoğan şöyle tanımlamıştı: "Ne bizim ne de bizden sonra gelecek olan cumhurbaşkanlarının yürütme görevi konusundaki aksaklıklar, eksikliklerde milletimize karşı öne sürebilecekleri bahaneleri kalmamıştır."
DOLAR, ENFLASYON, İŞSİZLİK
Yeni sistemin ruhu, Cumhurbaşkanı'na kendinden gayet emin şunu da söyletiyordu: "Görev ve yetkiler konusunda hiçbir mazerete sığınma hakkımız bulunmuyor. Milletimize verdiğimiz sözleri yerine getirmek için gece gündüz çalışacağız." "Bakın kesin olarak söylüyorum" iddiasıyla verilen meşhur sözleri biliyorsunuz: "Bu kardeşinize yetkiyi verin; faizle, şunla bunla nasıl mücadele edilir görün..." Şu dolar, bu enflasyon, o da işsizlik... Ve sanırım faizin, enflasyonun, işsizliğin mazeretinin olmadığını gördük. "Ne yetki istedik de millet vermedi, artık başarmaktan başka seçeneğimiz yok" hissiyatı zirveye çıkmıştı o gün. Mazeretsizlik Bayramı olarak kutlansa yeriydi.
ŞAHSIM VE PARTİMİZ
3. yıldönümünün arifesinde, dün Cunhurbaşkanı Erdoğan'dan duyduklarımızsa artık yeni bir milada yelken açtığımızı gösteriyor. İyi ki 'bu milat son milat' coşkusuyla o eski milat, Mazeretsizlik Bayramı ilan edilmemiş. Yoksa bir Mazeretsizlik Bayramı'na, 'şahsım ve partimiz dış saldırı altında' mesajlarıyla giriyor olacaktık. Cumhurbaşkanı, seçim kampanyasına hazırladığı AK Parti il başkanlarına, şu propagandayı emanet edecekti: "Ülkemize diz çöktürme gayretleri sona ermedi. Terörle Türkiye'yi rayından çıkaramayanların yeni hedefi, ekonomimiz oldu. Operasyonlarla döviz kurunu hareketlendirerek ülkemizi ekonomik krizlerin altında ezmek için defalarca atağa kalktılar..." Dış güç bu, eli boş durur mu? Ama yine de altınlarımızı yurt dışından getirerek güçlü ekonomik yapımızla bu saldırıları atlatmayı başarmışız.
NANKÖRLÜĞÜN LÜZUMU YOK
Hangi başarı mı? İşte göstergeler, kör olmayın da görün. Türkiye 3 yıl önceki seviyelerde bile tutunamadı. Faiz, enflasyon, işsizlik, milli gelir, dolar, şu, bu ne derseniz... Hepsi daha kötüye gitti. Ekonomideki kötüleşme bütün zorlamalara, 128 milyar dolarlık rezervlerin yakılmasına rağmen durdurulamıyor. Fakat nankörlüğün lüzumu yok. Bunun sebebi kötü yönetim, sorumlusu da iktidar değil. Millet ne istedi de iktidar vermedi! Daha iyisini iktidar tam başaracaktı ki lanet olası dış güçler yine bırakmadı. Kısmetse şahlanmamız artık 2023'ten sonraya kaldı. İnşallah maşallahla bir alalım o virajı, bakın nasıl kanatlanıyor Türkiye. Hele şu uçuşa bir geçelim, bizi tutabilene aşk olsun. Hayırlı olsun, adı konmamış Mazeretsizlik Bayramı'nızı en kalbi duygularla kutlarım.