Başbakan Danışmanı ve Akşam Gazetesi Yazarı Etyen Mahçupyan : Şu anda, Ekrem Dumanlı'yı kurtarma, hakkındaki suçlamaları hafifletme amacı var. AK Parti ve Cemaat'in ortak tabanı olan insanlarda bir tür kafa karışıklığı ve m
A Haber'de Medya Dünyası programına katılan Başbakan Danışmanı ve Akşam Gazetesi Yazarı Etyen Mahçupyan 14 Aralık Paralel Yapı operasyonlarına dair önemli açıklamalarda bulundu. "Ekrem Dumanlı'nın savunmasının yayınlanmasının Ekrem Dumanlı'yı kurtarma, hakkındaki suçlamaları hafifletme amaçlı olduğunu söyleyen Mahçupyan, "Fethullah Gülen'in 'Tahşiyeciler' kelimesini kullandığı andan itibaren Cemaat üyelerinin, bunun anlamını bilmemelerinin mümkün olmadığını" düşündüğünü ifade etti.
İşte Mahçupyan'ın o sözleri:
"TABLODA KAMERA OLABİLİR"
Ekrem Dumanlı'nın savunmasını yaptığı görüntülerde hakimin arkasında bir tabloda kamera olabilir. Örneğin Mustafa Kemal tablosu varsa, onun gözünde kamera olabilir. Görüntülerin bütününü bilmiyoruz. Ama bu görüntüler yayınlanmak üzere çekildiğine göre yayınlayanın anlamlı bulduğu yerler kurgulanmıştır. Ekrem Dumanlı'nın savunmasını duyuyoruz ama hakimi duymuyoruz.
"CEMAAT'İN İYİ BİLDİĞİ BİR ŞEY"
Bir tür sulandırma amacı var bütün bunların. Sürekli konuşulacak yeni malzeme üretme ve insanların zihninin gidip gelmesini sağlamaya çalışıyorlar. Cemaat'teki arkadaşlar bunu epeyce yaptılar ve onların iyi bildikleri bir şey.
Şu anda, Ekrem Dumanlı'yı kurtarma, hakkındaki suçlamaları hafifletme amacı var. AK Parti ve Cemaat'in ortak tabanı olan insanlarda bir tür kafa karışıklığı ve mesafe koyma isteği yaratmaya çalışıyorlar.
"KUŞKU YARATAN GAZETEDEKİ İKİ HABER DEĞİL"
Görüntülerde, iki makale cümlesinin çok öne çıkarılması bir argüman sağlıyor. Taşhiyecilerle ilgili yazıları kast ediyor, o yazılar herhangi bir şekilde editörlerin de yaptığı bir şey de olabilir, Ekrem Dumanlı'nın bilgisi dahilinde de olabilir, hiçbir ilgisi de olmayabilir, fakat konuya vakıf olarak da yapmış olabilir, bunları bilmiyoruz. Kuşku yaratan olay gazetede iki haberin çıkması değil, ne zaman çıktığı, STV'de ne olduğu, imzasız mektup... Bütün bunların birleşmesi, bilinçli olarak yapılmış bir şey olduğu imajını yaratıyor. Tek bir vaka olsaydı buradan ilerlemek çok mümkün olmazdı.
"CEMAAT ÜYESİ OLMANIN GETİRDİĞİ SORUMLULUK"
Fethullah Gülen'in "Tahşiyeciler" kelimesini kullandığı andan itibaren Cemaat üyelerinin, bunun anlamını bilmemelerinin mümkün olmadığını düşünüyorum. Bu bahisten sonra "gereken yapılsın gibi" bir alan da açılmış olabilir.. Bunlar cemaat üyesi olmanın getirdiği sorumluluklar...
"MESELEYİ BÜYÜTMEK CEMAAT'E FAYDA SAĞLIYOR"
Bugünün Türkiye'sinde normal neye denir? Sınırlarını nasıl çizeceğimiz değil. Bu kavga döneminde bel altından da vuruluyor. Taraflar için biraz hayat memat meselesi. Kendimizi Cemaat'in yerine koyarsak, meseleyi büyütmek yararımıza diye düşünürüz. Meseleyi büyüterek zaten AKP ile soru işaretleri olan batı aktörlerini harekete geçirmek mümkün. Bunu basın özgürlüğü vs gibi gösterip onları çekmeniz mümkün. Buna teşne olan birçok aydın var, onların da ilgisini çekmek mümkün. Bütün bunlar meşruiyet zemini yaratacaktır. Yapılmak istenen bu. Gürültü yapılmak isteniyor.
Siz ifade vermek için çağrılıyorsunuz bunun abartılacak bir tarafı yok. Ben gazeteci olarak sürekli ifade vermeye çağırılıyorum. Önemli olan bunun ne için olduğunu düşünmek. Sonrasında ne olacağını tahmin ederek, bunu olayın başladığı anda büyütmek ve bir tür demokrasi mücadelesine dönüştürmek akıllıca. Bir tür siyaset yapmış oluyorsunuz.
"GÖRDÜĞÜNÜZ ŞEYİ GÖRMEZDEN GELEREK AYDIN OLMANIZ MÜMKÜN DEĞİL"
Türkiye'de basın özgürlüğü hakkında gerekenden daha sert yasalar olabilir ama burada bi itiraz yapacaksınız, bu konuyu nesnel bir şekilde değerlendirmeniz lazım. En baştan bütün bu olayı yok sayarak bu yolu izlerseniz doğru olmaz, tahşiyecileri mağdur eden bir suçlu olduğunu kabul etmezseniz, medyanın garip davrandığını göz ardı ederseniz söylediğiniz basın özgürlüğü falan anlamlı olmuyor. Ama bunları kabul ettikten sonra, "Bir basın mensubuna böyle davranılmamalı" diyebilirsiniz. Gördüğünüz şeyi görmezden gelerek aydın olmanız mümkün değil.