İstanbul’da Gezi Parkı’nı korumak için nöbet tutan eylemcilere yapılan müdahale ile tüm yurda yayılan eylemlilik birçok kez polisin sert müdahalesi ile karşılaştı. Türk Toraks Derneği’nin polisin gazlı müdahaleleri ile ilgili yaptığı araştırma, gaza maruz kalanların ciddi sağlık sorunları yaşadığını ortaya koydu.

 

Taksim meydanı ve çevresini gaza boğan, kuşların bile bölgeyi terk etmesine yol açan polis müdahaleleri sırasında çok sayıda doktor sokaklarda revir oluştururken Türk Toraks Derneği de polis tarafından kullanılan gazlara maruz kalanlar üzerindeki etkileri inceledi. Uzmanlar, 14-15 Haziran tarihlerinde İstanbul’da oluşturulan merkezde 355 kişiye, 17-21 Haziran tarihleri arasında ise 86 kişiye solunum fonksiyon testleri uyguladı. Yapılan araştırma kapalı alanlarda ve yakın mesafede gaza maruz kalanların önemli sağlık sorunları yaşadığını ortaya koydu.

Uzmanlar tarafından yapılan araştırma sonuçlarının ön raporuna göre genel olarak göz yaşartıcı gazlar ile ilgili araştırmaların laboratuvar ortamında yapıldığı, Gezi Parkı Direnişi sırasında ilk kez büyük ölçekli alan çalışması yapıldığı vurgulandı. Uzmanların çalışması sürerken polisin gazlı müdahaleleri de sürüyordu. Hatta İstanbul’da çalışmanın sürdürüldüğü Point Otel’de polisin müdahale ettiği yerler arasında yer aldı. Derneğin duyurusu sonrası yaşları 15 ile 73 arasında değişen mağdurlardan 441’i gaza 2-3 gün önce maruz kaldığını ifade etti. Araştırmaya katılanlardan yüzde 40’ının açık havada atılan biber gazları 1 metreden az mesafede yanlarına düşmüştü, yüzde 20’si ise kapalı alandayken gaza maruz kalmıştı.

Araştırmayı yürüten Türk Toraks Derneği Merkez Yönetim Kurulu üyesi Prof. Dr. Elif Dağlı, “Çalışmaya başlarken 10 metre mesafeden gaza maruz kalanlar üzerindeki etkilerini gözlemleyeceğimizi düşünüyorduk. Ancak gördük ki açık alanda 1 metre mesafeden, hatta kapalı alanda gaza maruz kalan çok sayıda insan vardı” diyerek gazın kullanım şekline uygun olmayan yöntemlerle kullanıldığının ortaya çıktığını dile getirdi. Gaza maruz kalanların % 69.2’sinde nefes darlığı, % 78.5’inde öksürük, % 45.8’inde balgam, % 44.4’ünde göğüs ağrısı ve % 2.9’unda hemoptizi gözlenmiş. Aralarında kanlı balgam çıkartanlar da görülmüş. Nefes darlığı şikâyeti yaşayanların % 9.8’inde, öksürük şikâyeti yaşayanların % 15’inde, göğüs ağrısı şikâyeti yaşayanların % 9.1’inde rahatsızlık bir günden fazla sürmüş.

Dağlı, “Bunlar akut dönemde yapılmış araştırmanın sonuçlarıdır. Kalıcı bir etki olup olmadığını anlamak için 3 ay sonra yani eylül ayında bir kez daha araştırma yapmak gerekiyor” dedi.