Depremden önce geleceklerini inşa etmek için emek harcayan, hayaller kuran gençlerin belirsizlik içinde kalması; geçici mi yoksa kalıcı mı olduğunu öngöremedikleri bir sürecin içine girmelerine ve umutsuzluğa kapılmalarına neden oldu.
Geçtiğimiz yıl 6 Şubat’ta gerçekleşen ve 11 ilimizi etkileyen büyük depremler pek çok yaşamı altüst etti ama süreci atlatmakta en fazla zorlananlar gençler oldu. Gençlerde üzüntüyle birlikte, korku, kaygı, içe kapanma, öfke, suçluluk, çaresizlik gibi duygularının görülme sıklığı, diğer yaş gruplarına göre daha yüksek oldu. Yaşadıkları felaket karşısında kimi genç psikolojik desteğe ulaşabildi, kimi ise ulaşmak bir yana bu desteğe ihtiyacı olduğunun dahi farkına varamadan hayatına devam etmeye çalıştı.
Her bireyin, yası yaşama şeklinin birbirinden farklı olduğunu vurgulayan HiDoctor Uzman Psikoloğu Nur Erdil, bu hassas süreci atlatmada psikolojik desteğin önemine dikkat çekiyor. Erdil; “Aileden kaybedilen kişi sayısı, yakınlık derecesi, hayatlarındaki rolleri, kişinin kendi kendine sorunlarla baş etme stratejileri ile sahip oldukları duygusal ve sosyal kaynaklar, yasın yaşanma biçimini ve süresini yakından etkiliyor. Üzüntü ve öfke yaygın duygular olmakla birlikte, yaşama yeniden adapte olma ve kabul aşamasında daha az zorlananlar da oldu. Dolayısıyla gençler, yasın hangi sürecindeyse ona göre bir yaklaşımla duygu ve düşüncelerini ifade etmelerine yardımcı olmak önemli” şeklinde konuşuyor.
Gençlere, yeniden dengeye gelmek için süreye ihtiyacı olduğunu fark ettirmek gerekiyor
Erdil, yakın kaybı yaşamayan fakat evi, okulu, şehri tüm düzeni değişen depremzede gençlerde izlenen durumları ve yapılması gerekenleri şu şekilde anlatıyor: “Kayıp olmasa da afetlere bağlı olarak yaşamın bu kadar ani bir şekilde değişimi, psikososyal ve ekonomik birçok sorunu beraberinde getirebiliyor. Düzenimizin değiştiği süreçlerde, yeniden yaşamda bir denge ve düzene kavuşmak zaman istiyor. Bu süreçte; bocalaması, zorlanması, öfke, üzüntü, endişe gibi duyguları hissetmesinin doğal olduğunun ve yeniden dengeye gelmek için bir süreye ihtiyaç olduğunun fark ettirilmesi önemli. Kisinin kendi sahip olduğu öz kaynaklar ve varsa sosyal desteği de vurgulamak ve bunları sürece dahil etmek etkili oluyor.”
Gençlerin bir rutin oluşturmasını sağlamak önemli
Eğitimlerine ara vermek zorunda kalan ya da eğitimine devam edememe ihtimali olduğunu gören gençlerin daha çok zorlandığını kaydeden Erdil, “Özellikle öğrenci olanlar, yaşadığı maddi kayıplar nedeniyle eğitimine ara vermek zorunda kaldı. Aslında en önemli sorun, alışık oldukları rutinden ve sosyal çevreden kopmak durumunda kalmak. Eğitimde sene kaybı telafi edilebilir, ancak eğitimi sürdürebilir kılamayacak maddi sorunları olanların eğitimlerini yarıda bırakma riskini fark etmeleri, üzerlerinde büyük bir stres yarattı. Geleceklerini inşa etme aşamasında emek harcayan, hayaller kuran gençlerin belirsizlikler içinde kalması; geçici mi yoksa kalıcı mı olduğunu öngöremedikleri bir sürecin içine girmeleri umutsuzluğa kapılmalarına neden oldu” diyor.
Depremzede gençlerin; değer yargılarından motivasyonlarına, problem çözme becerilerinden sorumluluk alma tutumlarına kadar birçok etmenin aynı anda değişime uğradığını belirten Erdil: “Bu değişimler gençlerde sarsıcı etkiler yarattı. Psikososyal işlevselliğin korunması için mevcut şartlar içerisinde bir rutin oluşturmaya yardımcı olmak ve sosyal etkileşim ihtiyacının karşılanabilmesini sağlamak lazım” önerilerinde bulunuyor.
Kaygı, kişiyi çaresiz ve panikte hissettiriyorsa mutlaka destek alınmalı
Depremzede olmayan, ancak psikolojik olarak felaketten olumsuz etkilenen gençlerin; bu süreçte hissettikleri tüm duyguların doğal ve insani olduğunu kaydeden Erdil, şuna dikkat çekiyor: “Kaygı, belli bir düzeye kadar gerekli ve öğretici bir duygu. Ne için kaygılandığımız önceliklerimiz, ne kadar kaygılandığımız korkularımız, ne sıklıkta kaygılandığımız ise genel psikolojik sağlığımız hakkında bilgi verir. Doğal bir afetten herkes kaygı duyar. Gençlere bir doğal afet için duydukları kaygının; öncelikleri, korkuları ve bu duygunun sıklığını normal yaşamsal durumlarını engelleyecek düzeyde olup olmadığını fark etmelerini öneriyorum. Kaygı, tedbire yol açan geliştirici bir duygu olmaktan çıkıp paralize edici biçimde kişiyi çaresiz ve panikte hissettiriyorsa mutlaka destek alınması gerekiyor.”
Depremzede gençler “Üniversitelilerin Konuşacağı Biri Var” projesinin de önceliği
Toplumun mutluluğunu ve yaşam kalitesini artırma misyonu ile yola çıkan HiDoctor, Ahbap Derneği ile Kasım 2023’te üniversite gençliğine yönelik bir psikolojik destek programını hayata geçirdi. “Üniversitelilerin Konuşacağı Biri Var” adındaki proje kapsamında, Ahbap tarafından belirlenen üniversiteli gençlere ücretsiz psikolojik destek alma imkanı sağlanıyor. Projenin ilk yılında deprem bölgesinden başvuran öğrencilere öncelik verildi. Deprem nedeniyle ailelerini kaybeden, şehir değişikliği yapmak zorunda kalan ve sosyal ortama uyum sağlamakta zorlanan öğrenciler HiDoctor uzman psikologlarından psikolojik destek almaya başladı. HiDoctor, tarafından tanımlanan hizmet kodları AHBAP aracılığı ile üniversite öğrencilerine ulaştırıldı. Toplam 3600 seanslık programda öğrenciler, www.hidoctor.com.tr adresinden veya telefonlarına indirdikleri ücretsiz HiDoctor uygulamasından kodu kullanarak kendi takvimlerine randevu oluşturup, seçtikleri uzman psikolog ile dilediği yerden görüşme yapabiliyor.