Röportaj: Nefes Yapım

Büyük ses getiren başarısını, Atiye, Feraye, Hümeyra, Küpe Çiçeği ve Mihrimah gibi romanlar takip etti. Sıradan olmayan hayatları akıcı bir dille anlatan ve yıllardır keyifle okunan 15 romanın yazarı Naşide GÖKBUDAK, üç hissin bir arada yaşandığı yaşanmış bir hikaye olan yeni romanı AYKIRI AŞKLAR ile yine çok konuşulacak. Sadece iki kişinin değil herkesin hayatını karartan aykırı aşk üzerine kısa bir söyleşi gerçekleştirirken erkeklerin ve kadınların bakış açılarına ve de zaaflara esir olmadan yaşayabilmenin ipuçlarına da değinmiş olduk.

Siz hep yaşanmış olaylardan hareketle romanlar yazdınız ve akıcı bir dille yazdığınız bu eserler çok beğenildi, zevkle okundu. Aykırı Aşklar da yaşanmış bir olay mıdır? Ne zaman yazmaya başladınız? Yazarken neler hissettiniz? Zorlandığınız kısımlar oldu mu? Kısaca bahseder misiniz?

Evet, yaşanmış hayatların hikâyesi daima ve hemen herkes tarafından çok daha ilgi çekici ve inandırıcı oluyor. Tabii laiki ile ciddiyetle, aslına sadık kalınarak kurgulanırsa, fazla beğeniliyor ve okuyuculara artılar kazandırıyor.

GERÇEK BİR HİKAYE !

Evet, aykırı aşkın çekirdek hikâyesi de gerçektir.  Birkaç nesil kulaktan kulağa nakledilen bir hayat kesiti olduğu için, kurgusu da oldukça fazla olan bir romandır. Ve bence herkes okumalıdır. Bu konu dünya’yı da bizi de çok fazla ilgilendiren toplumsal bir yaradır. Bazı konular bir yere kadar açıkça konuşulmadıkça, tartışılmadıkça asla önlenemez. Gizlilik hoş olmayan durumların örtülmesi demektir.

Yazmaya çok geç başladım. Bunun çok çeşitli sebepleri var. Ama boşa geçen yılların açığını kapatmak için çok çalışıyorum. Geç başlamamın okuyucular üzerinde şöyle bir etkisi olmalıdır. Bir şeyler üretmek için yaşın önemi yoktur. Yeter ki bunun için yeteneğiniz, donanımınız olsun. Ve rahatınıza kıyabilin.

Erkeklerin hepsini aynı kefeye koyup hepsinin de birincil önceliği olarak cinselliği tercih ettiğine vurgu yapıyorsunuz. En azından böyle bir algı oluşturuyorsunuz. Toplumda erkeklerin bakış açısı nedir dendiğinde evet böyle bir genel kanaat var gibi ancak yine de erkeklerin hepsinin böyle düşündüğünü, az veya çok bir cinsel boşluk gördüğünde hemen başka bir kadına yöneldiğini söyleyebilir misiniz? Bütün erkekler böyle midir sizce?

Hiçbir zaman erkekler yüzde yüz şöyledir, kadınlar böyledir, diye kesin konuşulamaz. Ama erkeklerin cinselliği, kadınların da duygusallığı ön planda olduğu kesindir.  Bu birçok konuda onların düşünce ve davranış biçimlerini etkileyebiliyor.

"Kadın kuyruk sallamazsa erkek ona yanaşamaz" sözünün gerçekliği var mı?

Bu soruya hem “evet” hem de “Hayır” denebilir. Tüm tacizler veya etik olmayan ilişkiler kadınlar kuyruk salladığından dolayı meydana gelmiyor. Şu var ki kuyruk  sallayan kadınlar, bu tip erkeklerin daha kolay avı olabiliyorlar.

"Aşk, insanlara bahşedilmiş en güzel duygu. Peki bu duygu, bazı insanlar için nasıl tersine dönebilir?" diyorsunuz. Bunu biraz daha açar mısınız?

Doğru “Aşk en güzel duygudur” Aşkı ve sevmeyi bilmeyen insanlar, daha katı, daha az affedici, güzellikleri çok daha zor keşfedebilen insanlardır. Âşık insan yalnız âşık olduğu kişiye karşı değil, tüm insanlara ve doğaya başka bir gözle bakar. Sevgisiz bir insanın çiğneyerek geçtiği kır çiçeğini görür. Onun güzelliğini fark edebilir.

HERKESİN HAYATINI KARARTTI!

Aşkın tersine dönmesi birçok durumda mümkündür. Örneğin benim son romanım “AYKIRI AŞKLAR”daki, her açıdan yanlış olan bir aşktır. Ve sadece kendilerinin değil, çevresindeki tüm insanların hayatını karartmıştır.

İnsanın zaaflarına esir olmaması ve kötü işler yapmaması için neye sahip olması gerekir? Güçlü iradeye mi? Maneviyata mı? Mantıklı hareket etmeye mi?

Bunun için hem güçlü bir iradeye, hem güçlü bir maneviyata, hem de doğru işleyen bir mantık sistemine sahip olmak gereklidir. Bazen birini, bazen hepsini devreye sokarak, yanlış yapmayı önleyebilirsiniz. 

GEREKİRSE ACI ÇEK AMA HAYATINI MAHVETME!

Bunu yaparken acı çekmeyi, üzülmeyi kabullenmek gerekir. O anda bunu yapamazsanız, tüm hayatınızın heder olabileceğinizi göz önüne almanız, işinizi çok daha kolaylaştırabilir.