Halde 3.5 liraya satılan uskumru mahalle pazarlarında 7-8 liraya, Beşiktaş’taki çarşıda 10 liraya satılıyor. Yine çarşıdaki restoranlarda 50-60 lira olan 300 gramlık bir porsiyon uskumrunun ücreti de boğaz hattına yaklaştıkça 110 liraları buluyor.

Balık borsasının kalbi konumunda bulunan İstanbul Gürpınar’daki balık halinde saatler sabaha karşı 04.00’ü gösterdiğinde haldeki yoğunluk arttı. Balıkçılar getirdikleri balıkları alıcılar için kamyonlardan indiriyor ve akabinde pazarlık başlıyor. Fiyatlar dikkat çekiyor. Balıkların halde sudan ucuz olduğu görülüyor.

 

Özellikle restoranlarda fahiş fiyatlardan satılan uskumrular dondurulmuş halde Norveç’ten Gürpınar’a geliyor. Koli içerisindeki balıklar boyutuna göre farklı fiyatlarla satışa sunuluyor. İçinde ortalama 70 adet uskumrunun bulunduğu bir kolinin ücreti ise 240 lira. Bir uskumru ortalama 300 ila 400 gram arasında. Yani restoranda satılan iki porsiyon neredeyse bir koli balıkla aynı fiyata geliyor. Durum sadece uskumru ile sınırlı değil. Yine restoranlarda bir porsiyon kalamarın fiyatı ortalama 50 liradan başlıyor. Porsiyonlarda 200-300 gram kalamar kullanılıyor. Halde kalamarın kilogram fiyatı ise 25 lira. Yine içinde 28 adet levreğin bulunduğu bir kolinin fiyat da 300 lira. Levrekler çarşıda 20-25 liradan satışa sunulurken restoranlarda 60 liradan başlayıp 150 lirayı aşan fiyatlarla karşılaşmanız mümkün. Restoranlarda porsiyonu 50 liraya satılan istarvitin kilogramı da halde 5 lira.

 

Beşiktaş’taki balıkçılar pazarında konuştuğumuz balıkçılar ise tüketicilerin balık konusunda yanıltıldığını söylüyor. Buradaki esnafa göre tezgahlarda ve restoranlarda satılan balıkların hepsi çiftlik ürünü olmasına rağmen, satış sırasında müşteriye deniz balığı olduğu söyleniyor. Çiftlik balıklarının daha ucuz olduğu ve fiyatları yükseltmek için bazı kişilerin bu balıkları da taze deniz balığı olarak sattığını ifade ediyor.

 

Fiyatlar konusunda esnaf ise bazı restoranların haksız bir fiyat politikası uyguladığı yönünde görüş bildiriyor. Halde balık satışı yapan esnaf, “Balık piyasası biraz hareketli. Ama aradaki uçurum bu kadar olmamalı” diyor. Restorancılar ise konum ve işletme giderlerine dikkat çekerek, “Her restoranın gideri farklı oluyor. Hepsi uyguladığı hizmete göre farklı fiyatlar isteyebilir. Ödenen kiralar bazı bölgelerde çok yüksek. Ama bunun da bir oluru ve sınırı var. 5-10 liralık balık için en fazla 50-60 lira yazılabilir. Üstü biraz şişirme oluyor” değerlendirmelerinde bulundu.

 

Buradaki fiyatların ürün ve maliyetle bir alakası olmadığını söyleyen Tüm Restoranlar ve Turizmciler Derneği (TÜRES) Genel Başkanı Ramazan Bingöl, “Bu işletmeler fiyat politikalarını müşteri kitlesine göre yapıyor. Zaten yüksek fiyat politikası uygulayıp aynı kalitede hizmeti veremeyen yerlerin cezasını müşteri kesiyor. O müşteri bir daha oraya gitmiyor. O işletmeler de kısa sürede kapanıyor. Kapısına kilit vuruyor. Ama bence bu fiyatlar gerçekten ucuz. Türkiye’de daha da pahalı olması gerekiyor. Bu tarz restoranların sayısının daha da artması lazım. Dünyada bunun örnekleri çok. Sonuçta bu restoranlara kapıdan geçen herkes giremiyor. Oraya gelen müşteri de yanında oturan kişinin kendi segmentinde olmasını istiyor. Müşteri oraya ucuz yemek için gelmiyor” diye konuştu.

 

Halde 35 yıldır esnaflık yaptığını söyleyen Salih Purut, “Av sezonunda değiliz. Restoranların hepsi ithal balıkları servis ediyor. Burası tüm restoranların balık aldığı bir hal. Fiyatlar her ne kadar iniş çıkışlar gösterse de ithal balıklarda bu pek mümkün olmuyor. Balığın ücreti belli. Restoranlarda bu kadar yüksek fiyata satılması bizi şaşırtıyor. Burada tanesi 3-4 liradan satılıyor. Bazı restoranlar yerli uskumru sattığını söylese de bu da çok zor. Hem mevsimi değil hem de yerli daha küçük oluyor. Yerli olsa da onun da tanesi 10-12 lira. Yerli diye satılan balıkların hepsi aslında ithal. Tüketiciler dikkat etsin” şeklinde konuştu.