Hanefi Avcı, cezaevinden tahliye olduktan sonra ilk kez canlı yayına çıktı. Avcı A Haber'de yaşadıklarını anlattı.
Haliç'te Yaşayan Simonlar kitabıyla paralel örgütün hedefi haline gelen Hanefi Avcı, cezaevinden çıktıktan sonra ilk kez canlı yayıında yaşadıklarını ve paralel örgütü anlattı.
A Haber'de yayınlanan Sevilay Yükselir'in sunduğu %100 Siyaset programına konuk olan Avcı, "aslında ben çok katı bir Cemaat karşıtı da değildim, istediğim bu konuların açıklığa kavuşması" ifadelerini kullandı.
İşte Avcı'nın açıklamalarından bazı satırbaşları:
-Fethullah Gülen'le bir kez görüştük, Cemaat içinde yakından tanıdığım insanlar var. Ama Cemaat'e bir yakınlığım yok.
-Cemaat'in içinde suç işleyen insanlarla, kendi halinde yaşayan iyi niyetli insanları birbirine karıştırmamak lazım. Suç işleyenler, devlet kademelerinde, devletin talimatlarını değil Cemaat'in talimatlarını uygulayanalardır. Cemaat'in diğer müntesiplerinin suç işlediğine inanmıyorum.
KENDİLERİNE MANİ OLANLARI SAHTE BELGELERLE BERTARAF ETTİLER
- Emniyet içindeki Cemaat mensupları yanlış yapmaya başladıkları zaman onlara karşı çıkmaya başladım.
- İlk gördüğüm yanlış, Emniyet içinde kendilerine karşı çıkanları bir şekilde saf dışı bırakma çabalarıydı. Sahte ihbar mektupları ortaya çıktı. Kendilerine mani olacak insanları tek tek bertaraf ettiler.
- O günlerde bu tutuma tavır aldım, bazılarıyla tartıştım. Açılan soruşturmalara baktım, klasik soruşturmalara hiç benzemiyor. İstedikleri kişileri, sahte belgelerle, istedikleri şekilde suçlamaya başlamışlardı.
- Haliç'te Yaşayan Simonlar kitabını yayınlayana kadar gizli tuttum. Engelleme çabalarına karşı tedbir aldım. Kitaptan sonra taciz edilirim, rahatsız edilirim, açığım aranır diye düşünüyordum. Ama bu kadarını beklemiyordum.
- Cemaat mensupları önce küçük suçlarla başlıyor, sonra suçun boyutu büyüyor, sonra mensuplar, yaptıklarının suç olduğuna inanmamaya başlıyor. Bundan sonra da geri dönüş olmuyor.
EVLERE ÇOCUK PORNOLARI YERLEŞTİRDİLER
- Bazı insanların evlerine utanç verici porno kasetleri yerleştirildi. Çocuk pornoları yerleştirildi. Onur zedeleyici operasyonlar yaptılar.
- Örgüt mensupları aslında kendi başlarına kalsa bu yanlışları yapmaz. Ama yukarıdan gelen bir emir olunca yapıyorlar. Emir yukarıdan geldiyse "kesin doğrudur" şeklinde algılıyorlar. Oradan ne geldiyle doğrudur, vardır bir bildiği şeklinde bir inanış var.
- 31.08.2010 tarihinde Eskişehir'deki makamımdan ayrıldım. Ayrılırken odamı boşaltırken personele zabıt tutturdum. Ankara'ya gittim. Benim ayrılışımdan 28 gün sonra Eskişehir'deki odama arama kararı çıkardılar. Orası artık bana ait değildi. Ve arama kararı çıkarabilmeleri için, orada bulunduğuna inandıkları delillere ilişkin emareleri hakime bildirmek zorundalar, ancak bu şartla arama kararı çıkartılabilir. Ancak hiç böyle bir şey olmadı. Sadece arama kararı vardı. Emareler kararda yazmıyordu.
- Bana tuzak kuran isimlerden biri bugün Yargıtay üyesi.
- Bana yapılan hukuksuzluklara karşı hukuki mücadele başlatacağım. Ben HSYK'ya çok şikayette bulundum. Ama HSYK 2 yıl boyunca hiç bakmıyor bile. HSYK'nın da görevini yapması lazım.
- Yargıdaki hukuksuzluklarla mücadele etmek çok zor. Çünkü oranın hassasiyetleri var.