Venezuela'da seçilmiş devlet başkanı Nikolas Maduro'yu darbe ile deviremeyen ABD, yeni bir strateji geliştirdi ve Venezuela'nın ABD'deki paralarını muhaliflere aktaracağını açıkladı.
'Demokrasi götürüyoruz' dediği ülkelere acı, kan ve gözyaşının dışında bir şey veremeyen ve müdahale ettiği hemen her ülkede çok büyük toplumsal yaralar açan ABD'nin son hedefi Venezuela oldu.
ABD Başkanı Donald Trump'ın sosyal medya üzerinden paylaştığı bir mesajla tanımadıklarını ilan ettikleri Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro tüm güçleriyle direneceklerini ve görevinin başında olduklarını açıkladı.
Terör ve Güvenlik Uzmanı, Emekli Tuğgeneral Fahri Erenel, ABD'nin kendi istikametine girmeyen ülkelere yaptıklarında sıranın şimdi Venezuela'da olduğunu belirterek, Güney Amerika'da 'diş geçirilemeyen' tek ülkenin burası olduğunu ve bu nedenle Trump yönetiminin bu yönde adımlar attığını anlattı.
ABD'nin daha önce dondurduğu hesaplarda bulunan Venezuela'ya ait paraları darbe için desteklediği Ulusal Meclis'in Başkanı Juan Guaido'nun kullanıma sunacağı bilgisini de değerlendiren Erenel, bu paraların temel olarak iki farklı şekilde kullanılabileceğini anlatarak, şunları söyledi:
"Bu seçeneklerden ilki ve bence ABD'nin öncelikli olarak yapmak istediği, paraları muhalefete aktarmak ve muhalefetin bu paralarla halkın yoksulluğunu gidermesinin önünü açmak. Böylece milletin desteğini Guaido'nun arkasına almak ve Maduro'yu kansız bir şekilde devirip iktidarı ele geçirmek istiyorlar.
Eğer bu yöntem tutmazsa, ikinci seçenek olarak Maduro ve ona bağlılığını belirten askerlerin karşısına koyabilecekleri bir silahlı militer yapı kurmak isteyeceklerdir.
Tabi bu noktada hem Venezuela ordusundan parayla 'isyancı' satın almaları hatta daha sonrasında kendi paraları askerleri olan Black Water elemanlarını da sahaya sürmesi mümkün. Eğer bu seçenek hayata geçerse o zaman bir iç savaş ihtimalinden söz etmek de mümkün olur."
Erenel, Venezuela krizinin ABD-AB ile Rusya-Çin arasında bir güç savaşının yeni sahası olabileceğine de işaret ederek, "Rusya, iki nükleer bombardıman savaş uçağını geçtiğimiz günlerde Venezuela'ya gönderdi. Bu adımın hemen ardından başkent Caracas'ın 200 kilometre kuzeydoğusunda bulanan ve küçük bir ada olan La Orchila'ya askeri bir üs kuracağını açıkladı. Bunlar Trump yönetimi için ciddi riskler. ABD, arka bahçesi olarak kabul ettiği bir bölgede Rusya'nın var olmasını kendisine tehdit olarak görüyor" dedi.
Türkiye'nin olayın hemen ardından Maduro'ya desteğini ilk açıklayan ülkelerden biri olduğunu hatırlatan Erenel, şöyle devam etti:
"Türkiye, Rusya ve İran'ın Maduro'ya desteğini hemen açıklaması ve bunu gür bir sesle dillendirmesi ABD'nin Suriye'deki adımlarını da etkileyebilir. Venezuela olayında atılan adımlar Suriye'deki müzakere sürecini doğrudan etkileyebilir. Özellikle güvenli bölge konusunda pek de istekli olmadığımız konularda 'evet' demek zorunda kalabiliriz."
Erenel son olarak Venezuela'daki olaylarda ABD derin devletinin değil 'ABD derin iş dünyasının' devrede olduğuna dikkati çekti.