MEDYA

Hayrettin Karaman'dan Paralelciler'i çıldırtan yazı

Yeni Şafak Gazetesi yazarı Hayrettin Karaman'ın 17 ve 25 Aralık operasyonlarını konu alan yazısı Paralel Kalemşörleri çılgına çevirdi.

9 Haziran 2014 Saat: 00:47
Hayrettin Karaman'dan Paralelciler'i çıldırtan yazı
Hayrettin Karaman'dan Paralelciler'i çıldırtan yazı

Yeni Şafak Gazetesi yazarı Hayrettin Karaman'ın 17 ve 25 Aralık operasyonlarını konu alan yazısı Paralel Kalemşörleri çılgına çevirdi.

İşte Hayrettin Karaman'ın bugün yazdığı o yazı...

İŞTE O YAZI

Bu günaha nasıl girilir?

Büyük günahlardan biri de iftiradır. Bir kimsenin arkasından onun hoşuna gitmeyecek, küçük düşürecek, hakkında kötü zan beslemeye sebep olacak bir şey söylenirse ve söylenen de doğru (o kişide mevcut) olursa bu 'gıybet' olur, haramdır, günahtır. Eğer kişide mevcut olmayan, yapmadığı, söylemediği bir söz, fiil ve sıfat ona ait gösterilir, 'şöyle yapmış, böyle demiş' denirse bu iftira olur; iftira ise büyük günahlar arasındadır.

17 ve özellikle 25 Aralık'tan beri sayın başbakan hakkında, oğlu ile yaptığı ileri sürülen bir konuşmaya dayanılarak en ağır ve yüz kızartıcı suçlamalar yapıldı, ona 'baş şey' denildi. Bu konuşma vaki olsa bile hukuka aykırı bir yoldan dinlenmiş ve kaydedilmiş idi ve bu da meşru değildi. Başbakan bunun iftira olduğunu söyledi, buna rağmen muhalefet ve Erdoğan düşmanları herkese açık yerlerde ve toplantılarda bu kaydı dinlettiler, en küçük bir şüphe ifadesine bile yer vermeksizin, sanki bu konuşma olmuş gibi üzerine hüküm bina ettiler, başbakan aleyhinde çirkin bir algı, bir imaj oluşturmaya çalıştılar, belki onlara inananlar nezdinde buna muvaffak da oldular. Savcılık kaydın doğru/gerçek/sabit olup olmadığını tespit için TÜBİTAK'a gönderdi ve Cuma günü tv haberlerinden şu açıklamayı dinledik: 'Uzmanlar kaydın sahte olduğunu, başbakanın çeşitli konuşmalarından derlenen kelimelerin, hatta hecelerin birleştirilmesi sonucu elde edildiğini tespit ederek raporu savcılığa göndermişlerdir…'

Bu durumda 'Biz zahire göre hükmederiz, her şeyin içyüzünü ancak Allah bilir' kuralına uyarak 'Açık ve kesin olan böyle bir konuşmanın yapılmadığı, bu kaydın düzmece olduğu ve sayın Başbakan ile oğluna ve ailesine çirkin ve ağır bir iftiranın yapılmış olduğunu kabul etmek durumundayız.

Durum böyle olunca Allah'a ve ahrete inanmayan ve ahlakı menfaati üzerine kurulmuş bulunan kişileri muhatap almaksızın 'mümin ve Müslüman' olduklarını söyleyen, böyle bildiğimiz kimselere soruyorum: Bu iftiranın, bu büyük günahın altından nasıl kalkacaksınız? Bunu söyleyen ve yayanlar, size soruyorum, 'Siz böyle bir konuşmaya şahid oldunuz mu?' Olmadıysanız size dinletilen kayıtların sahte olma ihtimalini niçin düşünmediniz? Bu ihtimal mevcut iken böyle bir cinayete nasıl iştirak ettiniz?

Ya düzmece kaydı yapanlar, siz eğer mümin ve müslüman iseniz imanınız böyle bir cinayete nasıl izin ve imkan verdi?

Beşer şaşar, tevbe kapısı ölünceye kadar açıktır, iftira edenlere ve kesinleşmemiş ithamları vaki gibi konuşup yayanlara tavsiyem 'suç ve günahlarını itiraf ederek tevbe etmeleri ve haklarına tecavüz ettikleri kullardan helallik dilemeleri'dir. Bunu yapmazlarsa dünyada rezil oldular da ahirette de rezil olurlar.

Allah cümlemizi doğru yoldan ayırmasın!

YORUMLAR Üye Girişi

Bu Habere Yorum Yapılmadı. İlk Yorumu Siz Yapmak İster misiniz? 
Lütfen Resimdeki kodu yazınız
 

Bidünya Haber | Dünya ve Türkiye Gündemine uzak kalmayın. Tavsiye Formu

Bu Haberi Arkadaşınıza Önerin
İsminiz
Email Adresiniz
Arkadaşınızın İsmi
Arkadaşınızın E-Mail Adresi
Varsa Mesajınız
Güvenlik KoduLütfen Resimdeki kodu yazınız
Yukarı ↑