Onların ömrü denizde geçiyor. Yaz kış, Ramazan, iftar onlar için fark etmiyor.
İşleri kaptanlık, amaçları herkesi ailelerine kavuşturmak. Ramazan ayıyla birlikte bu heyecanları bir kat daha artıyor. Çünkü iftar saati yaklaştıkça insanların vapura yetişme telaşına da şahit oluyorlar.
Her akşam koşar adımlarla vapura yetişip, evinin yolunu tutan nice insan vardır. Ramazan ayı gelince bu telaşın da ayrı bir lezzeti olur. İftar saatinin yaklaşmasıyla birlikte ellerde pideler, yapılan iftariyelik alışverişlerle iftara yetişmek için koşuşturmaların keyfi bir başkadır. Ramazan’ın kendine has bu tatlı yorgunluğuyla vapur yolcuları kendilerine yer bulmaya çalışır. Vapur, İstanbul’da yaşayanlar için yaz sıcağında yapılacak en güzel yolculuklardan biridir. Akşam iş çıkışı bir kıtadan diğerine yolculuk etmek, deniz kokusu ve serin serin esen rüzgârıyla vapur birçok İstanbullunun vazgeçilmezidir. Ancak bir de ömrünü bu vapurlara adamış daimi yolcular var ki onlar bu heyecana her gün ortak oluyor: Şehir hatları vapurlarının kaptanları. Gün sonunda aileyi birbirine kavuşturan bu kahramanlar neredeyse hiç bilinmez.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Hatları Vapurlarının 7 kişilik personeli her daim görevde. Bu mesleğe 27 yılını vermiş Yusuf Kaptan’ın öncülüğünde görevini yapan ekip, Ramazan ayı boyunca iftarını vapurlarında açmak zorunda. Yolcularını bir kıtadan diğerine taşıyan Yusuf Kaptan’ın ailesi ise Çarkçıbaşı Resul Çimen ve 5 kişilik mürettebat. Çünkü onlar ailelerinden çok mesai arkadaşlarını görüyor. Herkes ailesiyle sofraları başında iftarını açmayı beklerken onlar ya kıyıya yanaşmak için manevra yapıyor ya da iskeleye bağladıkları vapurlarında kurdukları sofrada aynı kaba kaşık sallamaya hazırlanıyor. Onlar her ne kadar ailelerinden ayrı iftar yapsalar da iki yakayı bir araya getirmekten memnunlar.
Günde 13 sefer yaptıklarını anlatan Yusuf Kaptan, “Yine de şükrediyoruz halimize.” diyor. Çünkü her ne kadar onca kişinin hayat yükünü omuzlarında hissetseler de çalışma şartları dışarıda sıcakta çalışanlara göre daha iyi. Tek sıkıntıları ise bu mübarek ayda aileleriyle iftar yapamamak. “Herkes denizde iftar yapmaya özeniyor, biz ise ailelerimizle iftar yapmayı özlüyoruz.” diyen Yusuf Kaptan, “Ancak insanın işini yapması da bir ibadet. Biz yolcularımızı en güvenli ve hızlı şekilde sevdiklerine kavuşturmak için çalışıyoruz. İnşallah onlar da bize dua ediyordur.” diyerek yolculardan tek beklentilerinin bu olduğunu söylüyor.
İftarı da sahuru da birlikte yapıyorlar
Vapurda da Ramazan heyecanı aynı. Sefere çıkılmadan önce vapur çalışanlarının kendi aralarında topladıkları para ile yapılan alışverişle iftariyelikler alınıyor. İftar yaklaşırken vapurda bulunan mutfağa yemek yapmayı bilen bir kişi giriyor ve yemekleri hazırlamaya koyuluyor. Çoğu zaman ezanla birlikte ancak su içilerek oruçlar açılıyor. Çünkü ezanın okunduğu saate kadar sefer devam ediyor. Son yolcularını da kıyıya indiren vapurun daimi yolcuları, iskeleye gemilerini bağlıyor ve mutfağa geçip yemeklerini yiyor. Sonrasında eğer sefer emri gelirse yeniden iş başı yapıp görevlerinin başına dönüyorlar. 24 saat esasına göre çalışan vapur tayfası sahuru da yine birlikte yapıyor.