Sabah Gazetesi Yazarı Hilal Kaplan bugünkü köşesinde F-tipi örgüt şeklinde adlandırdığı paralel yapı Cumhuriyet Gazetesi'ni ele geçirdiğini yazdı.

CUMHURİYET'TEKİ SAVAŞI YENİLİKÇİLER KAZANDI

Cumhuriyet Gazetesi'nin Yönetim Kurulu'nda iki yıldır yaşanan "gelenekselciler-yenilikçiler" savaşını yenilikçiler ve onların temsilcisi Akın Atalay ve Hikmet Çetinkaya'nın kazandığını, fakat bu iki ismin yönlendirmesindeki Cumhuriyet'in artık birinci yani geleneksel Cumhuriyet fikrini temsil etmediğini söyleyen Kaplan, bunun en net göstergesinin ikinci Cumhuriyet'in fikir babalarındanAhmet Altan'ın Emre Uslu'nun tutuklanması olayı sonrası Cumhuriyet'e gönderdiği ve Cumhuriyet Gazetesi'nin yıllarca karşı çıktığı, hatta nihai hükmü "Adalet'e Balyoz" manşetiyle duyurduğu Balyoz davasını savunduğu mektubu aynen yayınlanan mektubu olduğunu yazdı.

DEĞİŞİMİN İLK GÖSTERGESİ: CELAL KARA'NIN CAN DÜNDAR'A VERDİĞİ RÖPORTAJI

Kaplan, yaşanan savaş ve Ahmet Altan'ın yazısı sonrası Cumhuriyet'teki değişimin ilk göstergesinin Balyoz davasında yargılanan askerlerin tutuklu kalması için çok çaba gösteren savcı Celal Kara'nın, 17 Aralık soruşturmasını savunduğu röportajında Can Dündar tarafından 'temize çekilmesi' olduğunu, Dündar'ın o röportajda Kara'nın Askeri Casusluk ve Balyoz davasında tutuklu askerler aleyhinde yaptıkları hakkında açıkça yalan söylediğini ve Kara'nın tutukluluk halinin devamını istemediğini yazdı.

"Oysa ki Kara sadece tutukluluk istemekle kalmayıp, karar geciksin ve Yüksek Askerî Şûra'da yargılanan askerler rahatça tasfiye edilebilsin diye Balyoz davasında mütalaa vermeyi bile geciktirmişti." diyen Kaplan, Can Dündar'ın bu röportajdan kısa bir süre önce sadece 17 Aralık soruşturmasından değil, İstanbul Askerî Casusluk soruşturması gibi 'F-tipi' damgalı soruşturmaların da yürütücüsü olan dönemin Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Nazmi Ardıç'la gizlice görüştüğü otelde görüntülendiğini hatırlattı.

CUMHURİYET ERGENEKON'U AKLIYOR

Yine Dündar'a ifade verdiği davada destek olmak için gelen kişininFethullah Gülen'in Onursal Başkanı olduğu Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı (GYV) mütevellisi Erkam Tufan Aytav olduğunu söyleyen Kaplan, Dündar'ın "Ergenekon, Heryerekon" tabirinin mucidi olduğunu, fakat - Eski Genel Yayın Yönetmeni İlhan Selçuk'un sabaha karşı polis baskınıyla gözaltına alındığı, Ankara temsilci Mustafa Balbay'ın yıllarca hapis yattığı yani - Ergenekon davasının mağduru olan Cumhuriyet Gazetesi'nin artık Ergenekon ve benzeri davaların emniyet müdür ve savcılarını savunan, onları 'aklayan' bir mecraya dönüştüğünü yazdı.

PARALEL YAPI CUMHURİYET'İ ELE GEÇİRDİ

Yaptığı bu tespitlerden yola çıkan Hilal Kaplan F-tipi örgüt diye nitelendirdiği paralel yapı 17-25 Aralık'ta Türkiye Cumhuriyeti'ni değil ama Cumhuriyet'i ele geçirdiğini söyledi ve ekledi:

"Nasıl ki Türkiye'deki ulusalcı damarı bertaraf etmek için sol-liberalleri Taraf üzerinden hareketlendirdilerse, şimdi de muhafazakâr iktidarı bertaraf etmek için ulusalcıları yanlarına Cumhuriyet üzerinden çekmek istiyorlar. Cumhuriyet okuruna sorumuz: Tehlikenin farkında mısınız?"