Washington - Ankara arasında yaşanan gerilim, son günlerde yerini hızlı bir normalleşme sürecine bıraktı.
Suriye’de terör örgütü YPG/PKK’ya desteği, 15 Temmuz sürecindeki tutumu ve Türkiye’nin ABD’deki FETÖ yapılanmasıyla mücadele taleplerini karşılıksız bırakması sonucu gerilen; terör örgütleriyle bağlantılı olduğu iddiasıyla yargılanan Amerikalı Papaz Andrew Brunson’ın durumu ve Donald Trump yönetiminin buna verdiği tepki ile krize sürüklenen Türk- Amerikan ilişkilleri son günlerde hızlı bir normalleşme sürecine girdi.
Özellikle Brunson davası boyunca tırmanan ve ABD’nin tehditlerinden karşılıklı yaptırımlara kadar derinleşen kriz, Ankara - Washington hattında gerilimin artmasına sebep olmuştu. Tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan Rahip Andrew Craig Brunson’ı Oval Ofis’te kabul eden ABD Başkanı Donald Trump’ın, “Cumhurbaşkanı Erdoğan’a çok teşekkür ediyorum. İlişkilerde eskiye dönmek için büyük bir adım. Türkiye ile sıkıntılı ilişkiler vardı, eskiye döneceğiz” sözlerinin ardından başlayan normalleşme sürecinde hızlı adımlar peş peşe geldi. Öncelikle Türk ve ABD taraflarının bazı bakanlara getirdikleri karşılıklı yaptırımlar kaldırıldı. Menbiç’te Türk ve ABD ordusu ortak devriyelere başladı ve Washington yönetimi PKK’nın 3 elebaşı hakkında bilgi sağlayanlara 12 milyon dolar ödül vereceğini duyurdu.
RUS YAKINLAŞMASI
Türkiye-ABD ilişkilerinin oldukça gergin bir havadan normale dönmesinde her ne kadar Brunson olayı gösterilse de en önemli faktörün son dönemde Rusya-Türkiye ilişkilerindeki ilerleme olduğu aşikâr. Uçak krizinin ardından hızlı bir diyalog süreci ve yakın temas sonucu Türkiye ile Rusya arasında kısa sürede ciddi anlaşmalar yapıldı. Türk Akımı, nükleer santral yapımı, NATO’ya rağmen karşı cephede yer alan Rusya ile Türkiye arasında S-400’ler konusunda anlaşma süreci; hatta iki ülkenin Suriye konusunda ortak karar alma mekanizması oluşturması ve bölge ülkelerini bu ikna etme konusundaki başarıları, hatta İstanbul Zirvesi’nde Merkel, Macron, Putin yer alırken ABD’nin masada bulunmaması Ankara-Washington ilişkilerinin normalleşmesinde etkin bir rol oynamış gibi görünüyor.
FIRAT’IN DOĞUSUNA OPERASYON
Suriye konusunda gel-gitler yaşayan ve gittikçe yalnızlaşan ABD’nin bazı diplomatları, Türkiye’nin Fırat’ın doğusuna yönelik operasyon yapma girişimine “doğru bulmuyoruz” diyerek karşı çıkması, Türkiye’nin ise “bu operasyon kaçınılmaz” ısrarı gerginliğe yol açmıştı. “Yeniden eski günlere mi dönülüyor?”, “NATO’nun iki müttefiki Suriye’de karşı karşıya mı geliyor?”, “Türk-ABD askerleri birbirlerine kurşun mu sıkacak?” şeklinde tartışmalara sebep olan bu endişeler, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘‘Fırat’ın doğusuna askerî operasyona başlayacağımızı resmen ilan ettik. Sayın Trump ile bunları görüştük, olumlu cevap verdiler” şeklindeki sözlerinin ardından başlamadan bitmiş oldu.
ABD, YPG’Yİ GÖZDEN ÇIKARDI
Türkiye’nin “DEAŞ’la mücadele ediyor” bahanesi ile ABD’nin himaye ettiği YPG/PKK’ya karşı üçüncü operasyon için düğmeye basması üzerine, Irak’ın Erbil ve Duhok kentindeki askerî kamplarda 2012 yılından bu yana eğitim gören, IKBY Özel Kuvvetler Komutanlığı bünyesinde yer alan yaklaşık 8 bin civarında Suriyeli Peşmergeyi bölgeye getirme hazırlığında olduğu belirtiliyor. Suriye’deki PYD/PKK tarafından Barzani liderliğindeki KDP’ye yakın olmaları gerekçe gösterilerek ülkelerine sokulmayan Suriyeli Peşmergeler, DEAŞ saldırılarının başlamasıyla birlikte Musul vilayetiyle Irak-Suriye sınırı üzerindeki operasyonlara katılıyordu. Roj Peşmergeleri daha önce de Suriye’deki operasyonlara katılmak istemiş, PKK’nın engellemesi üzerine Türkiye kendi topraklarını açarak Suriye’ye geçişlerini sağlamıştı. ABD’nin bu adımı da Türkiye’ye jest olarak değerlendiriliyor. Zira Türkiye’nin kendilerine yönelik her hamlesini “DEAŞ’la mücadeleyi bırakırız, Türklere engel olun” diyerek baskı unsuru olarak kullanan terör örgütüne ABD’nin, “İstemediğiniz Roj Peşmergeleri ile çalışabiliriz, sizi gözden çıkarabiliriz” mesajı olarak değerlendiriliyor.
MASADA FETÖ VE HALKBANK VAR
Türkiye-ABD arasındaki iş birliğinin güçlendirilmesini sağlayacak bir dizi konunun yıl sonuna kadar gündeme gelmesi bekleniyor. Zira ABD’nin eski Dışişleri Bakanı Rex Tillerson’ın şubatta gerçekleştirdiği Ankara ziyaretinin ardından ikili ilişkilerin normalleştirilmesine katkı sunması amacıyla üç çalışma grubu kuruldu.
Suriye’deki YPG/PKK varlığı, FETÖ ile mücadele, konsolosluk işlemleri, PKK ile ortak mücadele konularını esas alan ve ilki 8 Mart’ta Washington’da gerçekleşen üç ortak çalışma grubu için üst düzey heyetler birkaç kez bir araya geldi. Ancak Ankara-Washington hattında yaşanan bir dizi gerilimin ardından görüşmeler sekteye uğradı. Ancak, edinilen bilgiye göre taraflar ilişkilerde normalleşmenin seyrine katkıda bulunması beklenen çalışma gruplarını yıl sonuna kadar yeniden canlandıracak.
Türkiye, beklentilerini karşılaması şartıyla hava savunma sistemi alımında Rusya gibi ABD’nin teklifine de açık olduğunu çeşitli düzeyde tekrarlamıştı. ABD’nin Türkiye’ye Patriot sistemlerinin satışına ilişkin teklifini sunma hazırlığına başladığı biliniyor. F-35’lerin teslimatı ile yaşanan problemler büyük ölçüde giderildi.
Yine, Türk - Amerikan ilişkilerinin normalleşmesi sürecinde Washington tarafının şu an için atması gereken ilk adımın Trump’ın ithalatla ilgili yaptırım kararını geri çekmesi olduğu belirtiliyor. Trump’ın Brunson krizi sırasında Ankara’yı ekonomik yaptırımlarla tehdit etmesi ve Türkiye’den demir-çelik ithalatına uygulanan vergileri iki kat artırma kararı ilişkileri zedelemişti.
Ankara - Washington arasında potansiyel kriz riski içeren bir diğer konu, İran yaptırımlarını deldiği iddiasıyla ABD’de Halkbank hakkında dava açılmasıydı. Ancak son zamanlarda iki ülke liderinin konuyla ilgili temasları olumlu sonuçlar verdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaptığı açıklamada Halkbank konusunu Trump ile görüştüğünü ve gündemden çıkartılması konusunda görüş birliği içinde olduklarını açıkladı. ABD’de savcılık da Hakan Atilla’nın davasında temyize gitmeyeceğini duyurdu.
İkili ilişkilerdeki en büyük sıkıntılardan birini oluşturan ABD’deki FETÖ yapılanması konusunda, Federal Soruşturma Bürosunun (FBI), FETÖ hakkında 18 eyalette başlattığı ön inceleme süreci sonrası bazı isimlerin yakalandığı açıklanmıştı.
İKNA MESAJLARI
Jeffrey: YPG ile ilişkimiz daimi değil
ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey, Washington merkezli Atlantik Konseyi’nde “ABD’nin Suriye politikasının geleceği” başlıklı panelde ABD ile terör örgütü YPG/PKK arasındaki ilişkileri değerlendirdi. İlişkinin “daimi” olmadığını savunan Jeffrey, YPG/PKK’yı kastederek, “Onlara spesifik bir amaç için destek veriyoruz, bu da DEAŞ’ın yenilgiye uğratılmasıdır” dedi.
ABD’li albay özür diledi
ABD öncülüğündeki DEAŞ Karşıtı Koalisyon Sözcüsü Albay Sean Ryan, Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) “terörist” olduğu iddiasında bulunan terör örgütü PKK yanlısı bir hesabın sosyal medya iletisini paylaşmasının ardından, Türk makamlarının devreye girmesi üzerine özür diledi. Albay Ryan “Resmî yetkimle, koalisyon ortağımız ve DEAŞ’ın yenilgiye uğratılması misyonunda kilit bir ortak olan Türkiye’ye hakaret eden bir içeriği yanlışlıkla paylaştım. Saygısızlık etme kastım yoktu. DEAŞ’ın yenilgiye uğratılması misyonuna bağlıyız. Lütfen özrümü kabul edin” ifadelerini kullandı.
Pentagon yumuşadı
Pentagon, Türkiye’nin Suriye’nin kuzeydoğusunda, YPG/PKK’ya yönelik muhtemel operasyonunu “endişe verici” ve “kabul edilemez” olarak nitelediği açıklamasının tonunu yumuşattı. Pentagon sözcüsü Albay Rob Manning “ABD ve Türkiye, Suriye’de koordinasyon içindedir” dedi.