Ekrem İmamoğlu'na verilen 2 yıl 7 ay 15 gün hapis ve siyasi yasak cezası ve hemen ardından İçişleri Bakanlığı'nın İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderdiği terör raporunu değerlendiren hukukçu Figen Çalıkuşu, Terör raporunun İmamoğlu'na verilen
İçişleri Bakanlığı'nın yasaya göre görev suçu tanımına girebilecek bir suçu üzerinden bir terör suçu algısı yarattığına işaret eden Çalıkuşu, "16 milyon insanın iradesini kırmaya çalışıyorlar. Buna karşı çıkmak lazım bu asla terör suçu olamaz."
Halk TV'de İnan Demirel'le Asıl Mesele programının konuğu olan hukukçu Figen Çalıkuşu İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'na verilen 2 yıl 7 ay 15 gün hapis ve siyasi yasak cezasının hukuki boyutunu, öncesini ve sonrasını enine boyuna değerlendirdi.
Günlerdir tartışılan kararın kuşkusuz bir biçimde hukuksuz olduğunu vurgulayan Figen Çalıkuşu İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun "Karar onanırsa görevden alırım" sözlerinin de hukuki olarak altının boş olduğunu dile getirdi.
"HUKUK YOK AMA VARMIŞ GİBİ KONUŞALIM"
Kararın İstinaf ve Yargıtay aşamalarında onanması halinmde işleyecek prosedüre dikkat çeken Çalıkuşu,"Hukuk yok ama biz hukuk varmış gibi konuşmak zorundayız. Bu karar üst mahkemeden döndüğü zaman zaten beraatle sonuçlanacak bir dava. Kesinleşirse bu maalesef yasaklı süreci başlatacak ve görevi düşecek. Bu aşamada görevden alırım almam tartışma anlamsız. İstinaf da Yargıtay da onarsa zaten istedikleri netice hasıl olacak. Ekrem İmamoğlu siyasi yasaklı hale gelecek. Verilen cezanı süresi de hesaba katılınca İBB başkanlığı devam edemeyecek" dedi.
TERÖR SORUŞTURMASI iMAMOĞLU'NA VERİLEN CEZAYI HAKLI ÇIKARMAYA YÖNELİK BİR HAMLE
Uydurulmuş bir suçla Ekrem İmamoğlu'na ceza ifade eden Çalıkuşu, kararın ardından İçişleri Bakanlığı'nın İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderdiği terör raporunun ise kamuoyu infial yaratan kararın meşrulaştırılmasına yönelik olduğunu söyledi.
Başarılı bir belediye başkanının neden görevden alındığının topluma daha kolay anlatılabilmesi için terör gibi adı bile ürkütücü bir süreç başlatıldığını kaydeden Çalıkuşu, "Bu soruşturmayla, verilen cezayı haklı kılacak, daha güçlü bir pozisyona taşıyacaklar ve daha hızlı bir netice alacaklar" dedi.
"BAKANLIK BELEDİYELERE 'SORUŞTURMA YAPMA' DİYE YAZI GÖNDERDİ"
Anayasa mahkemesinin belediyelerde işe alımlarla ilgili geçmişte aldığı bir iptal karını hatırlatan Çalıkuşu "Anayasa mahkemesinin iptal kararına göre belediye başkanları güvenlik soruşturması arşiv araştırması yapamıyor. Yani bu kanunu Anayasa Mahkemesi iptal etti. Bu iptal kararıyla ilgili İçişleri Bakanlığı'nın belediyelere gönderdiği 29 ocak 2021 tarihli ve 1490 sayılı bir yazı var. Bakanlık bu yazıda diyor ki; 'Belediyeler, bağlı kuruluşları ile belediye şirketlerinde işe alınacak kişiler hakkında güvenlik soruşturması veya arşiv araştırması yapılmaması...' Bu İçişleri Bakanlığı'nın yazısı." diye konuştu.
Belediye Kanunu'nun 49'uncu maddesine atıf yaparak İçişleri Bakanlığı'nın yasaya göre görev suçu tanımına girebilecek bir suçu üzerinden bir terör suçu algısı yarattığına işaret eden Çalıkuşu "Buna karşı çıkmak lazım bu asla terör suçu olamaz." ifadelerini kullandı.
"16 MİLYON İNSANIN İRADESİNİ KIRMAYA ÇALIŞIYORLAR"
Güvenlik soruşturmaları benzer sıkıntıların OHAL döneminde ortaya çıktığına işaret eden Çalıkuşu sözlerini şöyle sürdürdü:
OHAL'de KHK'larla kanunları değiştirdiler, eklemeler yaptılar. Anayasa Mahkemesi iptalleri bu sebepten zaten. OHAL'i ne zaman uzattılar? 2018 de. Önce 3 yıl sonra 1 yıl diye. Uzatırken yine eski bir KHK'nın geçici maddesine ek yaptılar. Esas sorun burada! Bu KHK ile ne ekliyorlar? Burada diyor ki bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten yani 31 Temmuz 2018'den itibaren 4 yıl süreyle 'Terör örgütlerine, milli güvenliğe karşı faaliyette bulunduğu anlaşılan yapıya, oluşuma karşı üyeliği, mensubiyeti, iltisakı olanlar varsa, vali tarafından oluşturulan kurulun teklifi üzerine, İçişleri Bakanlığı'nın onayıyla kamu görevinden alır.
Bundan ne anlıyoruz? Eğer mahalli idareler personelinde, belediyelerde bir terör örgütüyle ilgili, irtibatlı, iltisaklı çalışan varsa, o kişiler 31 Temmuz 2022'ye kadar valinin belirleyeceği kurul tarafından toplanıp, İçişleri Bakanlığı'na sunulacak. Diyecek ki 'İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde bilmem kaç tane iltisaklı kişi var.' İçişleri Bakanlığı da bu kişileri görevden alacak.
16 milyon insanın iradesini kırmaya çalışıyorlar. Bu raporu inceleyecek savcı, bir iddianame düzenler ve Ekrem İmamoğlu'nu görevden almaya yönelik bir hareket gerçekleştirirse bütün vebal, bu hukuksuzluğa 'dur' demeyen yargıdadır.
Vali niye kurulu toplamamış? Niye böyle bir teklif gelmemiş? Bu kadar insan saptamışsınız, kanun ne diyor? Bu saptadığınız kişiler arasında iltisaklı kişiler var. Vali bey oturacak bir kurulla beraber 'bunları saptadım, al İçişleri Bakanı çıkar al görevden' diyecek. Bunu yapmıyorlar, yapmadıkları gibi de hiç olmayacak şekilde Ekrem İmamoğlu'nu sorumlu kişi durumuna düşüyorlar."