Ak Parti, genel seçimlerde tek başına iktidar olma şansını kaybetmesinin ardından bundan sonra izlenecek yol haritasını belirlemeye çalışıyor. Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun seçimin ardından başlattığı “istişare” sürecinde ağırlıklı eğilim, seçmenin Ak Parti’yi açık ara birinci parti yaptığı, bu nedenle “iktidarın” sürdürülmesi için koalisyon hükümeti imkanının sonuna kadar zorlanması yönünde. Davutoğlu’nun “Halk bize muhalefet görevini vermedi. İktidar siz olun ancak tek başınıza olmayın” şeklinde nabız tuttuğu belirtiliyor. CHP’nin iktidar olmaya aşırı istekli olduğu değerlendirmesinin yapıldığı partide, “Ak Parti, 276 vekilden sadece 18 eksik. Böyle bir tabloda iktidar seçimden başarısız çıkan CHP’ye bırakılamaz” yorumu yapılıyor. 

Davutoğlu, milletvekili genel seçimi sonuçlarıyla ilgili partinin üst düzey yöneticileriyle değerlendirmelerini dün de sürdürdü. Davutoğlu, bazı MYK üyeleri, bakanlar ve milletvekilleri ile baş başa görüştü. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile de seçim sonuçlarını değerlendirdi. 

Ak Parti’de, iktidarın korunması fikri üzerinden koalisyon seçenekleri değerlendirilirken hangi parti ile koalisyon yapılacağı da büyük önem taşıyor. Ak Parti’nin girişimlerinin karşılıksız kalmasının durumunda, “koalisyona evet demeyen” partilerin zarar göreceği değerlendiriliyor. Ak Parti’nin HDP ile koalisyon yapması halinde partide zaten bir kısmı MHP’ye kayan, “muhafazakâr-milliyetçi” seçmenin tamamen kopacağı değerlendiriliyor. 

HDP koalisyonun artısı ise çözüm sürecinin güçlü bir şekilde devam etmesi olarak yorumlanıyor. Ancak seçim sürecindeki “HDP’nin PKK’nın partisi olduğu” söylemi ve oy kaybının artacağı endişesi partide bu koalisyon fikrine sıcak bakılmamasına neden oluyor.

Ak Parti CHP koalisyonunun, “büyük koalisyon” olarak devreye sokulabileceği ifade edilirken, CHP ile “kan uyuşmazlığı”nın fazla olacağı düşünülüyor. Bu koalisyonun uzun süreli olmayabileceği ve CHP’nin Erdoğan’a yönelik sert tutumunun uzlaşmayı güçleştireceği kaydediliyor. 

Tüm bu senaryoların içinde Ak Parti kulislerinde koalisyon seçeneği olarak, “öncelik MHP” yorumları yapılıyor. 

İki sağ partinin koalisyon yapmasının daha uygun olacağı da ifade edilirken en büyük anlaşmazlığın çözüm sürecinde yaşanacağı yorumları yapılıyor. Ancak süreç dışında iki partinin ortak çok noktasının olduğu, “çözüm süreci”nin de daha geri planda tutularak koalisyonun devam ettirilebileceği kaydediliyor.

Davutoğlu’nun hükümeti kurma görevi almasının ardından partilerle görüşmesi de bekleniyor. Ak Parti’de erken seçim ise en son seçenek olarak görülüyor. Ak Partili kurmaylar, Milliyet’e, yeni hükümet sürecinde izlenecek tavra ilişkin şu değerlendirmeleri aktardı: 

“Bu seçim sonucu göstermiştir ki, ‘ne olursa olsun Ak Parti’ye oy veririm’ diyen bir yüzde 41 var. Aslında bizi uyarmak isteyen seçmen de böyle bir tablo beklemiyordu. Milletvekili sayımız düşer ama yine tek başına iktidar oluruz diye bekliyorlardı. Koalisyona kapıyı baştan kapatan milleti, ülkeyi düşünmüyor demektir. Bir koalisyon hükümeti kurulur, hükümet kurulamaması nedeniyle seçime gidilmesi zayıf bir ihtimaldir. Hükümetin kurulmasıyla birlikte de toplum koalisyonların sıkıntısını canlı olarak görecektir. Ama bunda da bir hayır vardır. Toplum koalisyonların neden olduğu acı ve sıkıntıları görerek yeni bir süreci başlatabilir. O noktada da erken seçim gündeme gelir.”

Ak Parti’de, tek başına iktidar için 276 vekilliğin gerektiği, sadece 18 eksik vekillik kazanan partinin iktidarı sürdürmesi gerektiği belirtiliyor. CHP’nin seçimdeki başarısızlığa rağmen iktidar için çok hevesli olduğu ancak bu tabloda CHP’ye 4 yıllığına bu şansın verilemeyeceği kaydediliyor. 

Bu nedenle, bütün iktidar seçeneklerinin zorlanması, hükümet kurulamazsa, seçime kadar görevde kalacak bir azınlık hükümetinin kurulması tasarlanıyor. Bunun için de muhalefetin de güvensizlik oyu için 276’ya ulaşması gerektiğinden MHP’nin güvenoyu oylamasına katılmamasının yeterli olacağı yorumları yapılıyor. Konuşulan bir diğer senaryo da hükümetin kurulamaması durumunda 45 gün içerisinde seçime gidilmesi.  

Bu arada Ak Parti kaynakları, geçmiş yıllarda koalisyon tablosu çıkan seçimlerin ardından cumhurbaşkanlarının hükümet kurma görevini vermeden önce liderler turu yaptığına işaret ederek, Erdoğan’ın da liderlere görüşme davetinde bulunabileceğini iddia etti.