Restorasyonu biten İstanbul Üniversitesi'nin tarihi kapısının üzerine yeniden konulan Osmanlı tuğrasına Hürriyet manşetten tepki gösterdi.
İstanbul Üniversitesi Beyazıt Kampüsü'nün ana giriş kapısında yaklaşık 10 aydır süren restorasyon çalışması tamamlandı. Üniveristenin giriş kapısında 1933 yılına kadar Sultan Abdülaziz tuğrası bulunuyordu. Bu tarihten sonra tuğranın yerine getirilen 'TC' yazısı kaldırılıp, tekrar tuğraya dönüldü. Bu olay Hürriyet tarafından rahatsızlıkla karşılandı.
TUĞRAYA TEPKİ GÖSTEREN MANŞET
Hürriyet, kökleri Osmanlı'ya dayanan üniversitenin geçmişini inkar edercesine haberi "Gitti 'TC' geldi padişah tuğrası" başlığıyla manşete taşıdı. Halbuki bina ilk yapıldığı zamanlarda kapıda Osmanlı tuğrası bulunuyordu. 1933 yılında üzeri kapatılarak 'T.C' yazılan tuğra orjinal haline geri getirilmiş oldu. T.C ibaresi ise üniversitenin adının başına konuldu.
KÖKLERİ 1453'E DAYANIYOR
İstanbul Üniversitesi'nin kökleri İstanbul'un Fethi olan 1453 yılına dayanmaktadır. Okulun bazı birimleri, temelleri 30 Mayıs 1453'te Fatih Sultan Mehmet'in emriyle kurulan Sahn-ı Seman medreselerine kadar uzanır.
İLK AVRUPA TARZI ÜNİVERSİTE; DARÜLFÜNUN
Osmanlı'da II. Abdülhamit'in fermanıyla 31 Ağustos 1900'de Darülfünûn-ı Şahane adı verilen ilk üniversite açılmıştır. İstanbul Üniversitesi de Osmanlı İmparatorluğu'ndaki ilk Avrupa tarzı üniversite olarak kabul edilen Darülfünun'un doğrudan devamıdır.
Üniversite 18 Kasım 1933'de Türkiye'nin ilk ve tek üniversitesi olarak öğrenim hayatına başlamıştır.
SOSYAL MEDYADA KAMPANYA BAŞLATILMIŞTI
Restorasyonla birlikte, kapının üst kısmındaki 'T.C.' ibareli madalyon yeniden gündeme geldi. 2 yıl önce İstanbul Üniversitesi öğrencileri ve Ulusal Öğrenci Konseyi'nin sosyal medyadan başlattığı "Tarihimi Geri Ver" kampanyasında, şu an 'T.C.' harflerinin olduğu noktada 1933 yılına kadar Sultan Abdülaziz tuğrasının bulunduğu, bu tarihi değerin yeniden gün yüzüne çıkarılması gerektiği belirtilmişti.
KÜLTÜR VARLIKLARINI KORUMA BÖLGE KURULU TUĞRALARIN ÖNE ÇIKMASINA KARAR VERDİ
Üniversite yönetimi, yaptığı yazılı açıklamada, kapının üzerindeki kitabeler ve tuğraların 1933 yılında kapatıldığına dikkat çekerek, "1949 yılında Prof. Dr. Süheyl Ünver'in gayretleri sonucunda, sülüs yazı ile yazılmış olan kitabelerin üzerindeki beyaz mermer plakalar tekrar açığa çıkarılmış, fakat tuğralar açılamamıştır. Bugün ise, tuğraların günümüze ulaşıp ulaşmadığı bilinmiyordu. İstanbul 4 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu'nun 23 Şubat 2007 tarihli kararında, yapı üzerindeki mermer madalyonların açılarak altında bulunduğu düşünülen tuğraların üniversite tarafından tespit edilmesi ve korunmuşluk durumunun bildirilmesi istenmiştir. Restorasyon çalışmalarına başlandığında, madalyonların altında tuğraların bulunduğu görülmüştür. İstanbul 1 Numaralı Yenileme Alanları Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu'nun 19 Şubat 2014 tarihli kararı ile tuğraların tekrar gün yüzüne çıkarılmasına karar verilmiştir" dedi.