İngiliz The Economist Dergisi, Türkiye ile Yunanistan arasında krize sebep olan tartışmalı Meis Adası ile ilgili "Türkiye küçük Yunan adasını ele geçirebilir mi?" başlıklı çarpıcı bir haber yayınladı.
Antalya'nın Kaş ilçesinin hemen karşısında yer alan Meis Adası, 2020 yazında kopan Doğu Akdeniz fırtınasıyla birlikte bugüne kadar gündemden düşmedi. Yunanistan ana karasına en uzak ada konumundaki Meis ve Kaş arasında yalnızca üç kilometre var. Yalnızca birkaç yüz insanın yaşadığı Meis Adası'nın Yunan ana karasına uzaklığı ise, tam 580 kilometre.
Türkçe adı Kızılhisar olan ada ilk olarak Ağustos 2020'de Yunan askerleriyle gündeme geldi. Adaya konuşlandırılan askerler Ankara-Atina hattında yeni bir krizi tetikledi, Yunanistan Meis'e çıkan birliklerin nöbet değişimi için Rodos'tan sevk edildiğini duyurdu.
13 Eylül 2020 tarihinde Yunanistan Cumhurbaşkanı Katerina Sakelaropulu Meis Adası'nı ziyaret etti, aynı gün Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar da Kaş'taydı.
İlerleyen aylarda ada çevresinde askeri hareketlilik gözlendi, Yunan milletvekili Dimitris Kammenos'un "Yunanistan Lahey'e giderse, Meis Adası'nı kaybeder" itirafı günlerce konuşuldu.
Ekim ayının sonuna gelindiğinde ise Yunanistan Genelkurmay Başkanı Konstantinos Floros Meis Adası'na gitti, bir bota binerek ada çevresinde tur attı.
Meis, Doğu Akdeniz'de karşı karşıya gelen Türkiye ve Yunanistan için çok hassas bir ada. Atina yönetimi, Yunan ana karasına yüzlerce kilometre uzaklıktaki adadan kıta sahanlığı ve Münhasır Ekonomik Bölge başlatmak istiyor. Ankara ise, bu konuda net bir kırmızı çizgiye sahip.
Ülke kıyılarına bitişik olan ve 200 metre derinliğe veya bu sınırın ötesindeki su derinliğinin doğal kaynaklarının işletilmesine elverişli olduğu noktaya kadar kara sularının dışında kalan deniz altı bölgelerinin deniz yatağı ve toprak altı kesiminin bütününe kıta sahanlığı deniyor.
Kıyıları karşılıklı olan veya yan yana olan devletlere kıta sahanlığının sınırlandırılmasına ilişkin usul ise 1958 Cenevre Kıta Sahanlığı Sözleşmesi'nin 6. maddesinde düzenlenmiş durumda. Söz konusu madde uyarınca, kıta sahanlığının sınırı, kural olarak taraf devletlerin anlaşmasıyla tespit ediliyor. Ancak, bu konuda böyle bir anlaşma yoksa ve özel durumlar farklı bir sınırı gerektirmiyorsa kıta sahanlığı sınırlandırılması eşit uzaklık ilkesine göre gerçekleşiyor.
Yunanistan'ın Türkiye'yi Antalya körfezine sıkıştırma planının odak noktası olan Meis Adası, son üç yılda Doğu Akdeniz'de oynanan satrancın önemli bir taşı haline geldi. Küçük Akdeniz adası, 1913 yılına kadar Osmanlı yönetimi altında iken denizcilik ve ticaret alanında önemli bir noktaydı. Adanın Osmanlı'dan kopuşuyla denizcilik ve ticari önemini yitirdi, halkın büyük bir bölümü Rodos, Atina hatta Avustralya'ya göç etmek zorunda kaldı.
Atina yönetiminden hiçbir ilgi görmeyen ada sakinleri, 1913-1915 yılları arasında kendi kendini yönetti. 1915-1921 yılları arasında ise Fransızlar tarafından işgal edildi. 1921'den II. Dünya Savaşı'na kadar İtalyanların yönettiği Meis Adası, 1943-1945 yılları arasında ise İngilizlerin eline geçti.
II. Dünya Savaşı'nın sona ermesiyle 1947 tarihli Paris anlaşması Meis Adası'nı Yunanistan'a verdi, o yıllarda 1500 insanın yaşadığı küçük adada bugünkü nüfus ancak 500'ü buluyor.
Yunanistan'a ait en yakın büyük ada Rodos'a 120 kilometre uzaklıktaki Meis, son olarak The Economist dergisinin sansasyon yaratan haberiyle gündemde. 'Türkiye küçük Yunan adasını ele geçirebilir mi?' başlığını taşıyan haberde, İngilizce adı Kastellorizo olan Meis'te yalnızca birkaç yüz insanın yaşadığı aktarıldı. Meis'in ilk bakışta bir parlama noktası gibi görünmediğini belirten The Economist, ada sakinlerinin Türkiye'den feribotla gelen günübirlik turistlerle selamlaştığını kaydetti:
"Ancak her şey yolunda değil. Daniolos adlı Yunan savaş gemisi adanın etrafındaki sularda devriye geziyor. Birkaç askeri kamyon limanı gözetliyor. Birkaç asker ise başkent Atina'dan gelen yolcu gemisinden dışarı çıkıyor. Meis, son zamanlarda Türkiye ve Yunanistan arasındaki ihtilafın ilgi odağı haline geldi."
Türkiye'nin Meis'in de bulunduğu bazı adalardaki Yunan egemenliğine itiraz ettiğini savunan The Economist, Ege Denizi'ndeki iki komşu ülke arasında muhtemel bir silahlı çatışma eğilimine karşı sayısız şey olduğunu yazdı. Dergiye göre, bunlardan ilki hem Ankara hem de Atina'nın NATO üyesi olması. İkincisi, muhtemel bir savaşın iki ülkenin de turizmini yok edeceği.
The Economist, yine de bir riskin var olduğunu savunup Türkiye'nin Suriye'de gerçekleştirdiği askeri operasyonları örnek verdi. Ankara'nın geçen yıl Yunan adalarına sevk edilen silahları gösteren drone görüntüleri paylaştığını hatırlatan dergi, bu yıl ise Türkiye ve Yunanistan'da yapılacak seçimlerin altını çizdi.
Meis'te yaşayanlar ve Türk turistlerin kulaklarını tıkamayı denediğini dile getiren The Economist, "Bir garson 'yalnızca tiyatro' diyor. NATO liderleri garsonun haklı olduğunu ümit etmeli... Meis bir parlama noktası olabilir" dedi.
Yunan ordusu, geride kalan üç yılda Meis çevresinde birçok gösteriye girişti. Mart 2021'de Yunan jetleri ada üstünde alçak uçuş yaptı, uluslararası tatbikat INIOCHOS'a katılan İsrail, ABD, Fransa ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkelere ait savaş uçakları da Meis'e kadar uçtu. Eylül 2021'de bir Yunan denizaltısı Meis çevresinde görüntülendi.
Meis son olarak 2022'nin son günlerinde haberlerdeydi. Yunanistan Genelkurmay Başkanı Floros, Noel bayramında Türkiye'nin dibindeki Meis dahil olmak üzere bazı adalara ziyaretlerde bulundu. Floros Meis ve Çamada'da (Strongyli) askerlerle pozlar verip hapishane açılışı yaptı. Yunan komutan, burada yaptığı konuşmada Meis ve Çamada'nın Yunanistan'ın ilk savunma hattı olduğunu söyledi ve sürekli teyakkuz emri verdi.
Lozan ve Paris antlaşmalarına göre, Yunan ordusunun Meis'i silahlandırması yasak.