NATO üyesi olan ama AB üyesi olmayan ülkelerin alternatif bir platform kurması gerektiğini savunan İngiliz milletvekili Daniel Kawczynski, Türkiye'nin de böyle bir oluşumda yer alması gerektiğini söyledi.
İngiltere ve Türkiye arasındaki ilişkiler çevrimiçi seminerde ele alındı. Cumhurbaşkanlığı Ekonomi Politikaları Kurulu üyesi Nihat Zeybekçi, İngiltere ve Türkiye arasında serbest ticaret anlaşmasının imzalanmasının ardından, iş birliğini artırmak ve üçüncü ülkelerdeki projelerde birlikte çalışmak için fırsatların olduğunu söyledi.
Merkezi Londra’da bulunan düşünce kuruluşu Circle Foundation tarafından “Brexitin ardından Türkiye-İngiltere ilişkileri: Ticaretin ötesinde yeni dönem” başlıklı çevrimiçi seminer düzenlendi.
Seminere, Cumhurbaşkanlığı Ekonomi Politikaları Kurulu üyesi Nihat Zeybekçi, Muhafazakar Partili milletvekili Daniel Kawczynski, Lord Mark Mcinness, İngiltere’nin Türkiye Büyükelçisi Sir Dominic Chilcott ve Aston Üniversitesi Siyaset ve Uluslararası İlişkiler Öğretim Görevlisi Yaprak Gürsoy konuşmacı olarak katıldı.
İngiltere’nin Avrupa Birliği (AB) ile yaptığı ticaret anlaşmasının hemen ardından ilk serbest ticaret anlaşmasını Türkiye ile imzaladığını belirten Zeybekçi, “İngiltere şu anda birliğe ilişkin bütün bağlarından kurtulmuş durumda. Artık birlikte çok şey yapabiliriz.” ifadelerini kullandı.
İki ülkenin Orta Asya, Orta Doğu ve Afrika’da ortak ekonomik faaliyetlerde bulunabileceğini belirten Zeybekçi, “Üçüncü ülkelerde iş birliği yapabiliriz. Türk inşaat şirketleri, Çin’in ardından dünyada ikinci sırada.” dedi.
Muhafazakar Partili milletvekili Daniel Kawczynski ise İngiltere’nin AB’den ayrılmasının ardından çok hızlı şekilde serbest ticaret anlaşmalarını tamamladığını ifade etti.
Türkiye’nin sığınmacılara kucak açmasından övgüyle bahseden Kawczynski, “Dünyadaki hiçbir ülke Suriye’deki sığınmacı krizinde yardım etmek konusunda Türkiye’den fazlasını yapmadı.” ifadesini kullandı.
Türkiye’nin Avrupa’nın güvenliği açısından önemine işaret eden Kawczynski, NATO’nun Avrupa’daki üstünlüğünün korunması gerektiğini, Avrupa ordusu kurma önerilerinin birliği zayıflatacağını dile getirdi.
Kawczynski, NATO üyesi olan fakat AB üyesi olmayan İngiltere, İzlanda, Norveç ve İsviçre gibi ülkelerin AB’ye alternatif bir platform oluşturması gerektiğine işaret ederek, Türkiye’nin de böyle bir oluşumda yer almasını beklediğini aktardı.
Karşılıklı ticaret yapmak ve ortak bir savunma yapısının içerisinde yer almak isteyen, fakat egemenliğinden ve kimliğinden vazgeçmek istemeyen ülkelerin AB’ye alternatif bir platform oluşturabileceğinin altını çizen Kawczynski, “Her zaman bir alternatif olmalı ki ülkelerin halkları kendileri adına karar verebilsinler.” şeklinde konuştu.
Seminerde konuşan İngiltere’nin Türkiye Büyükelçisi Sir Dominic Chilcott, İngiltere ve Türkiye arasındaki ticaret hacminin son 10 yılda yüzde 70 artış kaydettiğini anlattı.
İngiltere ve Türkiye arasında imzalanan serbest ticaret anlaşmasının ileride kapsamının genişletilebileceğini, tarafların üzerinde uzlaşması durumunda taze tarım ürünleri, hizmetler, dijital faaliyetler ve kamu ihaleleri başlıklarını da içerebileceğini söyledi.
Chilcott, “Eğer aramızda kapsamlı ticaret anlaşmasının sağlanmasını başarabilirsek, karşılıklı ticaretin son birkaç senede yakaladığımız trendin de ötesine geçerek hızlı bir şekilde artma potansiyeli var.” ifadesini kullandı.
İngiltere’nin AB’den ayrılmasının ardından Avustralya benzeri vasıfların puanlandığı bir göçmenlik sistemine geçiş yapma kararı aldığını belirten Chilcott, şunları kaydetti:
“Bundan sonra nereden geldiğiniz değil, beraberinizde istihdam piyasasına ne gibi beceri ve deneyimleri getirebileceğiniz önemli olacak. Bence bu Türk halkı için iyi bir haber. İleride bir Türk vatandaşı iş vizesi için bir Alman, Amerikalı, Avusturyalı ya da Fransız ile aynı esaslara göre değerlendirilecek. Bu, Türkiye için tamamen eşit şartlar oluşturacak.”
Seminer, Aston Üniversitesi Siyaset ve Uluslararası İlişkiler Öğretim Görevlisi Yaprak Gürsoy'un İngiltere ve Türkiye arasında ilişkileri özetleyen sunumu ile sona erdi.