Meclis Adalet Komisyonu'nda görüşmelerine başlanan tasarı ile internet haber sitesi çalışanlarına basın kartı hakkı ile sitelere, Basın - İlan Kurumu'ndan reklam payı verilecek. Ama bazı şartlarla...
Ancak yasaya uymanın 'gönüllülük' esasına bağlanması, CHP'de bazı endişelere neden oldu.Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı'na, verilen basın kartlarını geri alma ve ilanları kesme yetkisi verilmesi en çok eleştirilen madde oldu. Muhalefet, düzenlemeyle iktidara yakın yayın yapan internet sitelerinin reklam almasının amaçlandığını, muhaliflerin ise sansüre zorlanmasının amaçlandığını öne sürüyor...
İşte CHP'li Ali Rıza Öztürk ve Mustafa Balbay'ın düzenlemeyle ilgili çekinceleri...
BASIN KANUNU VE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISINA İLİŞKİN GÖRÜŞLERİMİZ
1-) Tasarı ile; 5187 Sayılı Basın Kanunda “İnternet Haber Siteleri” İçin değişiyor.Tasarının amacı;internet haber sitelerinin,5187 sayılı Basın Kanunu kapsamına alınmasıdır.
Son yıllarda, internet gazeteciliğinin sürekli gelişme gösterdiği, yazılı ve görsel basının bu hızlı gelişmeye kayıtsız kalamadığı, her türlü bilgi, yazılı ve görsel haber, resim ve yorumun internette yer aldığı, dolayısıyla basın hürriyetinin bir kullanım yerinin de internet gazeteciliği olduğu görülmektedir. Tasarı ile, 5187 sayılı Basın Kanunu’nda önemli değişikliklere başvurmak suretiyle internet gazeteciliğini “basın hürriyeti” kapsamında görüp, Anayasa m.13, 26 ve 28 kapsamında koruyucu ve sınırlayıcı kurallara tabi tutmak istenilmektedir. Bu değişikliklerin ana amacı, elbette başta internet yayıncılığını ve beraberinde internet yayıncılığı suretiyle olumsuz etkilenmesi mümkün olan kişi hak ve hürriyetlerini koruyup kollamak olmalıdır. Bu noktada iki temel prensip vardır; birincisi, Basın Kanununda yapılması düşünülen değişikliklerin kişi hak ve hürriyetlerini gözetmek ve ikincisi de, değişiklikler de hukukun evrensel ilke ve esaslarından ayrılmamaktır.
Her yasal düzenleme bir sınırlama öngörse de; yasa çıkarmanın, amacının kişi hak ve hürriyetlerini korumak, geliştirmek ve kullanımını genişletmek olduğu, kişi hak ve hürriyetleri için düzeni sağlamak adına yasaların çıkarıldığı gerçeği gözden uzak tutulmaz.
2-) Kanun Tasarısı'nın gerekçesinde,elektronik medyada (gerekçedeki adıyla "internet haber siteleri") çalışan gazetecilerin,"basılı" (gazete, dergi, haber ve fotoğraf ajansları, vb...) ve "görsel ve işitsel" yayın kuruluşlarında çalışan gazetecilere tanınmış haklardan yararlanamadıkları belirtilmektedir. Bu amaçla, elektronik medyada çalışan gazetecilerin de 212 sayılı Kanunla Değişik 5953 sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştırılanlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanun (gazeteciler arasında kullanılan kısa adıyla 212 sayılı Basın İş Kanunu) kapsamına alınmasına ilişkin düzenleme yapıldığı belirtilmektedir.
HÜKÜMETİN GERÇEK NİYETİ, OTOSANSÜR!
Eğer kanun tasarısıyla benimsenen gerçek amaç bundan ibaret ise sadece 212 sayılı Kanunun 1. maddesindeki gazeteci kapsamının yeniden belirlenmesi ve bunun ardından Basın Kartı Yönetmeliği'nde yapılacak düzenlemeler yeterli olurdu.
Ancak Hükümetin gerçek niyetinin, elektronik medyada çalışan gazetecilerin özlük haklarını koruma görüntüsü altında,esasında bu alanda yapılan özgür ve bağımsız haberciliği de 5187 sayılı Basın Kanunu kapsamına sokarak kontrol altında tutmak, sansür ve otosansür uygulamalarının etki alanını genişletmek olduğu kaygısını taşımamak mümkün değildir.Çünkü siyasi iktidarın "Alo Fatih" örneklerinde olduğu gibi, medyayı kontrol etmek için hukuk dışı mekanizmaları nasıl devreye soktuğu artık açıkça bilinmektedir.
Tasarının 10, 11, 12 ve 13'üncü maddeleriyle 5187 sayılı Kanunun 11, 13, 17 ve 18'inci maddelerine yapılan eklemelerle, cezai ve hukuki sorumluluk ile cezai yaptırımlar kapsamına internet haber siteleri de alınmaktadır. Bu da, kanun tasarısının asıl amacının, gazetecilerin özlük haklarını korumaktan ziyade onlara yeni cezai yaptırımlar getirmek olduğunu göstermektedir.
VAKIF STATÜSÜNDEKİ SİTELERİ KAPSAYACAK MI?
Kanun tasarısı, vakıf statüsündeki haber sitelerinde çalışanları 212 sayılı Kanun kapsamına almakta yetersizdir.
Elektronik medyada çalışan gazetecilerin özlük haklarıyla ilgili asıl sorun, herhangi bir şirket yapılanması olmadan faaliyet gösteren internet sitelerinden kaynaklanmaktadır. Tasarı, asıl sorunlu olan bu alana ilişkin herhangi bir çözüm önermemektedir. Bu alanda yaygın olan hizmet sözleşmesi imzalamaksızın sigortasız istihdam uygulamaları aynen devam edecektir. Şu anda 212 sayılı Kanun kapsamında olduğu açık olan gazete, radyo ve televizyon kuruluşlarındaki hukuk dışı istihdam uygulamalarını caydırıcı önlemler getirilemediği gibi elektronik medyayı kapsam içine alacağı savunulan bu tür değişiklikler de, beklentileri pratikte karşılamaktan uzak olacaktır.
BASIN KANUNU SİSTEMATİĞİNİ BOZUYOR
2-) Tasarı; 5187 sayılı Basın Kanunun Sistematiğini bozmaktadır. Elektronik Medyayı,Basın Kanunu hükümlerine tabi tutma gayreti,uygulamada karşılığı bulunmayan zoraki bir düzenlemeden ibaret kalacaktır.
3-)
-Tasarının 1. Maddesinde; 5187 sayılı Basın Kanunu’na tabi şekilde internet haber sitesinde çalışanların basın mesleğinde çalışan ve çalıştıran olarak nitelendirilmesi kabul edilmiştir.
-Tasarının 2. maddesinde, internet haber sitelerini, Basın Kanunu kapsamında kabul edileceği ifade edilmiştir.
-Tasarının 3. maddesinde, internet haber sitesinin tanımı yapılmıştır. Bu tanıma göre, internette haber veya yorum niteliği taşıyan yazılı, görsel, işitsel içeriklerin sunumunu yapan süreli yayınları “internet haber sitesi” sayılacaktır.
'HABER SİTESİ' TANIMI YETERSİZ
Tasarıda, “İnternet Haber Sitesi” tanımı,çok yetersizdir. Özellikle yorum niteliğinde yazılı, görsel veya işitsel içerikler teriminden ne kastedildiği açık değildir. Bu şekilde özellikle internette popüler olan kişisel blog sitelerinin,bu kanun kapsamına alınması tehlikesi ortaya çıkmaktadır.
Yapılan tanımlardan “internet haber sitesinin” içerik sağlayıcı mı yoksa yer sağlayıcı mı olduğu hususu belli değildir.
Belirli aralıklarla internet ortamında haber ya da yorum niteliğinde yazılı,görsel,işitsel içerikleri sunan kamuya açık olan internet yayını,internet haber sitesi mi sayılacaktır? İnternet haber sitesi,tanımı problemlidir. Muğlaktır
-Tasarının 4. maddesinde, Basın Kanunu kapsamına giren internet haber sitelerinde olması gereken zorunlu bilgilerin neler olması gerektiği, yani bir internet haber sitesinin künyesinin nasıl olması gerektiği ortaya konmuştur.
HEM BASIN KANUNU HEM İNTERNET KANUNU UYGULANACAK
-Tasarının 5. maddesinde, 5187 sayılı Kanunun “Beyanname verilmesi” başlıklı 7. maddesine internet haber siteleri ile ilgili bir ek yapıldığı, ancak bu ek hükmün madde başlığı ve içeriği ile ilgisinin olmadığı görülmektedir. Eklenmesi düşünülen hükme göre, “İnternet ortamında yayınlarını sürdüren internet siteleri faaliyetlerini, bu madde hükümlerini ve 5651 sayılı Kanunda belirtilen içerik sağlayıcının sorumluluğuna ilişkin hükümler ve yer sağlayıcılık mevzuatına uygun olarak yerine getirirler”. Esasında bu hüküm internet haber sitelerine, hem 5187 sayılı Basın Kanunu ve hem de 5651 sayılı İnternet Kanunu’nda öngörülen sorumlulukları yüklemektedir. Böylece internet haber siteleri, sadece Basın Kanunu’nda öngörülen yükümlülükleri değil, beraberinde İnternet Kanunu’ndan kaynaklanan yükümlülükleri de yerine getirmek zorunda kalacaklardır.
5187 sayılı Basın Kanunu’nun 7. Maddesi “Beyanname Verilmesi” başlığını taşımaktadır. Bu maddeye birde İnternet ortamında yayınlarını sürdüren İnternet haber siteleri faaliyetlerini, bu madde hükümleri ve 5651 sayılı Kanun’da belirtilen içerik sağlayıcının sorumluluklarına ilişkin hükümler ve yer sağlayıcılık mevzuatına uygun olarak yerine getirirler” hükmünü getirmek, 5187 sayılı Basın Kanunu’na tabi olacak internet haber sitelerinin durumunu Basın Kanunu açısından da ağırlaştırmaktan başka bir şey olmayacaktır.
-Tasarının 6. maddesine göre, internet haber siteleri için beyanname verilme zorunluluğunun öngörülmediği, belli aralıklarla yayınlanan gazete, dergi gibi basılmış eserler ile haber ajansları yayınları için kabul edilen beyanname verilmesi usulü, bu tür bir süreli yayın olmayan internet haber sitelerinde uygulanmayacağı, dolayısıyla beyannamede yaşanan sorunlardan dolayı internet haber siteleri hakkında yayın durdurma müeyyidesi de tatbik edilemeyeceği düşünülebilir. Bu düşüncenin isabetli olmadığı, Tasarının 7. maddesinde yer alan hükümle anlaşılmaktadır.
TİB, BASIN KARTINI GERİ ALACAK, REKLAMLARI KESECEK!
-Tasarının 7.maddesinde; Basın Kanunu’nun 8. maddesinde öngörülen ve internet haber sitesinin bilgileri ile ilgili eksiklik veya gerçeğe aykırılıktan dolayı yayın durdurma sebeplerinin ortaya çıkması halinde, 5651 sayılı Kanun gereğince erişimin engellenmesi veya içeriğin yayından çıkarılmasını gerektiren durumlar nedeniyle sorumlular hakkında adli makamlarca kovuşturmaya başlanması veya yer sağlayıcılık mevzuatına aykırılığın Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı tarafından tespit edilmesi durumlarında, internet haber siteleri için sağlanabilecek resmi ilan ve reklam ile basın kartına ilişkin hakların ortadan kalkacağı ifade edilmiştir.
PEŞİN CEZA
Tasarı hükmü; masumiyet/suçsuzluk karinesine aykırı, peşin ceza niteliği taşıyan ve tüm amacı,internet haber sitelerini, hukuka uygun davranmasını sağlamak amacıyla zorlamak olarak gösterilen bu ilginç hükme, yine ilginç bir şekilde “Süreli yayın sahibinin hakkını kaybetmesi” başlıklı 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 9. maddesinde, yani ilgisiz bir maddeye ek fıkra olarak yer vermiştir.
SORUMLU MÜDÜRE BASKI
Anlaşıldığı kadarıyla internet haber siteleri, Basın Kanunu’nun 5. maddesinde “sorumlu müdür” sıfatı için öngörülen şartları ile süreli yayın sahibinin kim olabileceğini düzenleyen 6. maddesinde gösterilen şartlara uygun hareket etmek, bu maddelere uygun şekilde beyanname hazırlayıp, yönetim yerlerinin bulundukları yer cumhuriyet başsavcılıklarına vermek zorunda kalacaklardır. Tasarının 7. maddesi, bu yükümlülüğe uymayan internet siteleri hakkında yayın durdurma müeyyidesi tatbik edilemese de, başka yaptırımlara başvurulacağı; 5651 sayılı Kanun uyarınca erişimin engellenmesi veya içeriğin yayından çıkarılmasını gerektiren durumlar nedeniyle, bu yayınların sorumluları hakkında, yani içerik sağlayıcıları hakkında adli makamlarca kovuşturmaya başlanılması (kamu davası açılması, yani soruşturmanın tamamlanıp düzenlenen iddianamenin kabulü ile kamu davası aşamasına geçilmesi) veya yer sağlayıcılık mevzuatına aykırılığın Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı tarafından tespit edilmesi hallerinde de; Tasarının 7. maddesinde tanımlanan yaptırımların uygulanacağı hükmüne yer vermiştir.
Anlaşıldığı kadarıyla, internet haber sitelerinde de resmi ilan ve reklam yayınlatılabilecektir. Bu tür yayınların internet haber siteleri için ciddi gelir kaynağı olacağını belirtmek isteriz. Ancak Devlet bu kaynağı, internet haber sitelerinin zapturapt altına alınması için kullanmamalı, ayrıca bu tür bir yaptırımın masumiyet/suçsuzluk karinesi aşamasında uygulanmasına izin verilmemeli, hukuka aykırılıklarda aşamalı tedbir ve yaptırım usulü dikkate alınmalıdır.
GAZETECİLERE YARGISIZ İNFAZ
Tasarının 7. maddesinin gözden geçirilmesi, en azından beyannamenin eksikliğinin giderilmesi veya beyannamede yer alan gerçeğe aykırı bilgilerin düzeltilmesi amacıyla uygulanacak tedbir dışında kalan hususların madde metninden çıkarılması düşünülebilir. Bunun karşısında, hukuka aykırı içerikler nedeniyle gereğini yapmayan, 5651 sayılı Kanunun 5. maddesinde öngörülen uyarıya rağmen hukuka aykırı içerikleri siteden çıkarmayan yer sağlayıcıların zorlanması gerektiği, ancak bu yolla hukuka aykırı içeriklerin yayınlardan çıkarılmasının sağlanabileceği ileri sürülebilir.Ancak tasarının 7. maddesinin düzenleniş şekli itibariyle bu düşünceye katılmak mümkün değildir. Çünkü maddede, geçici bir tedbirden ve yayın durdurmadan bahsedilmemekte, internet haber siteleri için sağlanabilecek resmi ilan ve reklam ile basın kartına ilişkin hakların daimi olarak ortadan kalkacağı ifade edilmektedir. Bu tür bir düzenleme “yargısız infaz” olarak adlandırılabileceği gibi, tedbir özelliği taşımayan bu yaptırımın masumiyet/suçsuzluk karinesine de aykırı düşeceği bir gerçektir.
Bu düzenleme;Basılmış Eser ile İnternet Haber siteleri arasında tehlikeli bir ayrım yapmaktadır. Bu düzenlemenin varlığı internet haber sitelerinden korku duyulduğunu göstermektedir.
ANAYASAYASA AYKIRI BİR DÜZENLEME
Anayasa’nın 10, 26, 28, 29. 38, maddelerine ve Basın Kanunu 3. maddesine aykırı bir maddedir
EŞİTLİK İLKESİ İHLAL EDİLMİŞ
(Anayasa mad-10.)
Bir gazete ile internet haber sitesi, düşünce ve ifade özgürlüğü, haber ve düşüncelerin yayılması açısından aynı durumdadır. Bunlar arasında haklarda ve ödevlerde, yasalarda ve yükümlülüklerde, yetkilerde ve sorumluluklarda, fırsatlarda, hizmetlerde eşitliğin sağlanması Anayasa’nın 10. Maddesi gereğince zorunludur.
Kanun tasarısındaki bu düzenleme ile; basılı eserler için öngörülmeyen müeyyideler internet haber siteleri için getirilmiştir
Örneğin; bir gazete için 5187 sayılı Kanun’un 8 inci maddede belirtilen yayım durdurma müeyyidesi söz konusu olduğun zaman Yargı makamı tarafından bir prosedür işletilmektedir. Bu Gazete’nin resmi ilan ve reklam ile basın kartına ilişkin hakları ortadan kalkmamaktadır. 5187 sayılı Kanun 16. maddesine göre de ilgili gazete yayıma devam ederse bu sefer para cezası ödemek zorundadır..
Ancak yeni düzenleme ile internet haber siteleri hakkında ;
-8 inci maddede belirtilen yayım durdurma müeyyidesi sebeplerinin ortaya çıkması,
-adli makamlarca kovuşturulmaya başlanılması veya
-yer sağlayıcılık mevzuatına aykırılığın,Telekominikasyon İletişim Başkanlığınca tespit edilmesi durumlarında,
internet haber siteleri için sağlanabilecek resmi ilan ve reklam ile basın kartına ilişkin haklar ortadan kalkacaktır.
Bu düzenleme ile Eşitlik İlkesi ihlal edilmiştir.
Bu düzenleme eşit konumda olanlara eşit muamele yapılmasını hüküm altına alan Anayasa’nın 10. maddesine de aykırıdır.
SUÇSUZLUK KARİNESİ İHLAL EDİLMİŞ
- Tasarının 7 inci maddesinin düzenlediği 9 uncu madde “Süreli yayın sahibinin hakkını kaybetmesi” başlığını taşımaktadır.
Maddedeki koşullar ortaya çıktığında internet haber siteleri ve bu sitelerde çalışanlar “yargılanmadan cezalandırılmış” olacaklardır.
-7. madde hükmü; Basın Özgürlüğü açısından da kabul edilemez. Basın Kanunu “Genel Gerekçesi”ne de terstir.
-7.madde hükmüyle; İnternet Haber siteleri adeta resmi ilanlarla, sarı basın kartının ellerinden alınmasıyla korkutulmak istenmiştir.. Hem de bu idarenin tek taraflı bir işlemiyle dahi yapılabilecektir.
Bu düzenleme ile Anayasa’nın 38. Maddesinde ifadesini bulan “Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar, kimse suçlu sayılamaz.” hükmü; “suçsuzluk karinesi” ihlal edilmektedir. Tasarı bu madde ile Anayasaya aykırı olup İnternet Haber siteleri “hizaya” çekilmek istendiği anlaşılmaktadır.
BASIN KANUNU SİSTEMATİĞİNE UYGUN DEĞİL
-Tasarı ile yapılması düşünülen değişiklik bu madde ile ilgili olmayıp, maddenin düzenlemesini de bozacaktır.