İstanbul'da toplanan İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Dışişleri Bakanları Olağanüstü İcra Komitesi, İsrail'in son zamanlardaki provokatif eylemlerini güçlü bir şekilde kınadı.
İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT), İsrail'in Mescid-i Aksa'ya yönelik ihlallerine ilişkin, "Mescid-i Aksa'nın kapatılması, Filistinli Müslüman ve Hristiyanların doğal hakkı olan kutsal yerlerde ibadet etme özgürlüklerinin toplu ceza uygulamaları ve barışçıl şekilde ibadet eden Filistinlilere karşı ölümcül ve aşırı güç kullanma yoluyla yasaklanması dahil olmak üzere İsrail'in son zamanlardaki provokatif eylemlerini güçlü bir şekilde kınıyoruz." ifadelerini kullandı.
Harem-i Şerif'e ilişkin son gelişmeleri ele almak üzere Türkiye'nin çağrısı üzerine İstanbul'da olağanüstü toplanan "İİT Dışişleri Bakanları Olağanüstü İcra Komitesi Toplantısı"nın ardından yayımlanan nihai bildiride, Kudüs'ün İslam yönetiminde kaldığı yüzyıllar boyunca inşa edilmiş örnek niteliğindeki dini hoşgörü vurgulandı.
Mescid-i Aksa'nın İslam'ın ilk kıblesi ve en kutsal üç mescidinden biri olduğunun altının çizildiği bildiride, Kudüs'ün Müslüman ümmet için dini ve ruhani karakteri ile "sömürgeci İsrail işgalinin" sebep olduğu bütün tehditlere karşı savunma kararlılığı vurgulandı.
Bildiride, şu değerlendirme yapıldı:
"Mescid-i Aksa'nın kapatılması, Filistinli Müslüman ve Hristiyanların doğal hakkı olan kutsal yerlerde ibadet etme özgürlüklerinin toplu ceza uygulamaları ve barışçıl şekilde ibadet eden Filistinlilere karşı ölümcül ve aşırı güç kullanma yoluyla yasaklanması dahil olmak üzere İsrail'in son zamanlardaki provokatif eylemlerini güçlü bir şekilde kınıyoruz. Ayrıca işgalci İsrail güçleri tarafından özellikle Kudüs'te gazeteci ve sağlık çalışanlarının hedef alınmasını ve Harem-i Şerif'e giren ibadet eden kişilere yönelik vahşi ve sert ölçütlerini de kınıyoruz."
İsrail'in Kudüs'ün tarihi statükosunu değiştirmeye yönelik son zamanlardaki kasıtlı girişimlerinin kesin surette kınandığı bildiride, Kudüs'te yasa dışı yerleşimler, Müslüman ve Hristiyan Filistinlilerin kutsal mekanlara girişinin geri çevrilmesi gibi yasa dışı ve keyfi sömürgeci uygulamaların kesin bir dille reddedildiği aktarıldı.
İsrail'in Kudüs'ün demografik yapısını değiştirmeye yönelik girişimlerin de reddedildiği ve kınandığı bildiride, "İsrail'in yasa dışı ölçütlerine karşı barışçıl protesto ve toplu namazlarla karşılık veren Kudüs'teki Filistinlilerin sabır ve gücünü selamlıyoruz. Kudüs'ü ümmet adına koruyan Filistinlilerin gücü ve tahammülüne destek ve takdirimizi yineliyoruz." ifadelerine yer verildi.
Türkiye, Ürdün, Suudi Arabistan ve Fas'a prensipli ve proaktif desteği için teşekkür edilen bildiride İİT Zirve Dönem Başkanı olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 22 Temmuz'daki konuşmasının memnuniyetle karşılandığına dikkat çekildi.
"İşgalci güç" İsrail'in tüm yasa dışı ve provokatif kısıtlamalarının yasal ve tarihi statüko ile uluslararası hukuku çiğnediğine işaret edilen bildiride, İsrail'in Doğu Kudüs gibi işgal altındaki Filistin topraklarındaki yerleşimler, Gazze'ye uygulanan illegal ve insanlık dışı abluka gibi yasa dışı politika ve eylemleri kınandı.
Bildiride, uluslararası topluma 1967'de başlayan İsrail işgalinin sonlandırılması ve kapsamlı, adil ve kalıcı barışa ulaşılabilmesi için gerekli çabaları gösterme çağrısında bulunuldu.
Ayrıca, Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Konseyi dahil ilgili BM kuruluşlarına Mescid-i Aksa konusundaki krizi ele alması çağrısı yapılan bildiride, Türk hükümetine bu toplantıya ev sahipliği yaptığı için minnettarlık ve takdir bildirildi.
FİLİSTİN DIŞİŞLERİ BAKANI: HAZIRLIKLI OLMALIYIZ
Toplantıda konuşan Filistin Dışişleri Bakanı Riyad el-Maliki de Filistinlilerin barışçıl protestolarla Kudüs'teki egemenliğini ve kimliğini korumak için uzun bir mücadele verdiğini söyledi.
İsrail’in geri adım atmasının Filistinlilerin zaferi olduğunu belirten Maliki "Önümüzdeki yolun zorlu olacağını biliyoruz. Netanyahu farklı şekillerle Kudüs üzerindeki etkinliğini artırmaya çalışıyor. Biz de önümüzdeki sürece hazırlıklı olmalıyız. Bu yakında tekrar edebilir ve haince ortaya konulabilir." diye konuştu.
İsrail yönetiminin, Kudüs'te provokatif önlemler alarak bir soykırım uygulamaya çalıştığına dikkati çeken Maliki, Kudüs'ün demografik yapısının bozulmaya çalışıldığını, İsrail'in Mescid-i Aksa'yı ortadan kaldırmak ve Kudüs'ü ele geçirmek için başka bölgelerden yerleşimciler getirerek kente yerleştirme çabası içinde olduğunu vurguladı.
Maliki, İsrail askerlerinin Batı Kudüs'ü Filistinliler için ulaşılmaz kıldığına ve burada Yahudi ritüellerinin uygulanmaya başlandığına bunun ise Aksa üzerinde bir çeşit hak iddia etme yöntemi olduğuna dikkati çekti.
Filistin'in askeri olarak işgaline izin vermeyeceklerini vurgulayan Maliki, Harem-i Şerif'te Yahudi modelinin dayatılmak istendiğini, ancak kendilerinin bu eylemlere karşı durarak ırkçı ve sömürgeci yaklaşıma müsaade etmeyeceklerini söyledi.
Dışişleri Bakanı Maliki, sözlerine şöyle devam etti: "Kudüs tehlike altındadır ve eğer önlem alınmazsa bunun bedeli daha önce görülmemiş bir şekilde ağır olacaktır. İİT, Filistin'i sosyal ve ekonomik anlamda desteklemelidir."
ÜRDÜN DIŞİŞLERİ BAKANI: BİZ KAZANMIŞ OLDUK
Ürdün Dışişleri Bakanı Eymen Safadi de Harem-i Şerif'i korumanın İslam dünyasının görevi olduğunu belirterek, "işgalci kuvvetler İslam'ı değiştirmeye çalışıyor." dedi.
Toplantıda bir arada bulunmanın önemine işaret eden Safadi, "Şu kesin ki burada olmamız, İsrail'in bütün planlarını yerle bir etti. İsrail'in yapmış olduğu kanun ihlallerini gördük. İsrail bizim çabalarımız karşısında tutumunu değiştirmek zorunda kaldı. Biz kazanmış olduk." diye konuştu.
Krizin başladığı ilk andan itibaren Ürdün Kralı 2. Abdullah ve Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın birlikte hareket ettiğini söyleyen Safadi, İslam dünyasının yürüttüğü diplomasi sayesinde Harem-i Şerif üzerindeki ihlallerin durdurulduğunu kaydetti.
Yahudi yerleşimcilerin İsrail polisi eşliğinde Aksa'ya düzenlediği baskınların da gerilimi tırmandırdığını vurgulayan Safadi, "Kriz şu an durdu fakat daha büyük krizler patlamak üzere. Çünkü İsrail'in yaptığı birçok ihlal var. İsrail bu gerginliğe ve işgale son vermeli. Doğu Kudüs'ün istikrarlı bir şekilde Müslümanların elinde olması lazım." ifadelerini kullandı.
Ürdünlü Bakan, bölgede güven ve istikrar için Filistin halkına haklarının geri verilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.
SUUDİ ARABİSTAN DIŞİŞLERİ BAKANI: MÜSLÜMANLARIN DUYGULARININ AÇIK İHLALİ
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Adil el-Cubeyr de Türkiye'ye bu toplantıyı gerçekleştirdiği için teşekkür ederek sözlerine başladı.
İsrail'in Filistinlilere karşı haksız uygulamalarıyla oluşan gerginliğin "ateşe benzin dökmeye" benzeten Cubeyr, ülkesinin İsrail'in Mescid-i Aksa'nın kapılarını kapatmasını tüm dünyadaki Müslümanların duygularının açık ihlali olarak gördüğünü söyledi.
"Uluslararası toplum İsrail'e karşı Filistin halkının yanında durmalı" diyen Cubeyr, Filistinlilerin başkenti Kudüs olan bir devlet kurmaları gerektiği konusunu desteklediklerini dile getirdi.