Alman uzmanlar tarafından yapılan bir araştırmanın sonuçlarına göre, olası bir İstanbul depremi için çıkış noktası tarihi yarımadaya 15 ila 20 kilometre mesafede olabilir.
Merkezi Potsdam'da bulunan Jeolojik Araştırmalar Merkezi'ne (GFZ) bağlı uzmanların Türk meslektaşlarıyla işbirliği içinde yaptığı bir araştırmanın sonuçları geçen hafta açıklanmıştı.
Prestijli bilimsel dergilerden “Nature Communications”ın internet sitesinde yayınlanan araştırmada, “İstanbul'un güneyinde saptanan, 30 kilometre uzunluk ve 10 kilometre derinliğe sahip bir noktanın olası bir İstanbul depremi için çıkış noktası olabileceği” uyarısında bulunulmuştu.
'Kırılmanın olmadığı tek bölüm'
Bilimsel konulardaki makaleleriyle tanınan gazeteci Dagmar Röhrlich, Deutschlandradio ile söyleşisinde, uzmanların nasıl böyle bir sonuca vardıklarını şöyle anlattı:
"Burada söz konusu olan Kuzey Anadolu Fay Hattı, çok uzun bir hat. Yaklaşık 1400 kilometre. Van Gölü’nden Ege Denizi‘ne doğru uzanıyor. Bu hatta Anadolu Plakası ile Avrasya Plakası hareket ediyor. 1930’lu yıllardan bu yana hatta sürekli kırılmalar yaşandı. Son olarak 1999 yılındaki İzmit ve Düzce depremleri oldu. Bu hatta kırılmanın olmadığı tek bölüm ise Marmara Denizi’nden, İstanbul’un önünden geçen bölüm. Bu noktada kaydedilen son büyük deprem 1766 yılında olmuş.
İstatistiki olarak her 200 ila 250 yılda bir ağır şiddette bir deprem olduğunu belirten Röhrlich, sözlerine şöyle devam etti: “İstanbul Depremi‘nin bir deyişle eli kulağında olduğu söylenebilir. Bu yüzden İstanbul’un güneyindeki Adalar’a Alman ve Türk deprembilimciler bir ölçüm mekanizması yerleştirdiler ve hareketliliği ölçüyorlar. Ve bu verilere göre, şehrin sadece birkaç kilometre ilerisinin olası bir İstanbul depremi için çıkış noktası olabileceği sonucuna vardılar.“
Kuzey Anadolu Fay Hattının son yıllarda kaygı verici seviyede sakin olması da uzmanların özellikle dikkat çektiği bir nokta. Bu sessizliğin, fay hattında gerilimin biriktiği ihtimalinin göstergesi olabileceğine işaret ediliyor.
Sıradışı sessizlik
Adalar’ın söz konusu ölçümleri yapmak için ideal noktalar olduğunu kaydeden uzman Dagmar Röhrlich şöyle konuştu: “Zira depremin olası çıkış bölgelerine uzaklıkları iki üç kilometreyi geçmiyor. Potsdam Jeolojik Araştırmalar Merkezi'ne bağlı uzmanların burada 2006 ile 2010 yılları arasında topladıkları verilerin analizinde şöyle bir tablo ortaya çıkıyor: Tam o noktada fay hattı sağlı sollu kemirilmiş izlenimi veriyor, sağında solunda ufak sarsıntılar oluyor, ancak fay hattının üzerinde tamamen bir sessizlik var. Bu çok sıradışı.“
Alman ve Türk sismologların ortaklaşa hazırladığı araştırmada, olası depremin zamanlamasına ilişkin 2004 tarihli bir raporda yer alan öngörüye de dikkat çekiliyor. Raporda, Marmara Denizi'nde olası bir depremin büyüklüğünün en az 7 olacağı vurgulanmıştı. 2034′e kadar bu depremin olma olasılığı en az yüzde 35, en fazla yüzde 70 civarında gösteriliyor.
Bazı uzmanlar ise raporda yer alan bu teze karşılık daha az şiddette bir dizi deprem olasılığının güçlü olduğunu savunmuşlardı. Kuzey Anadolu Fay Hattı‘nın doğu yönündeki uzantısında yer alan Düzce ve İzmit'te 1999 yılında meydana gelen depremlerde resmi rakamlara göre, 20 binden fazla kişi hayatını kaybetmişti.