İzmir’in Bornova İlçesi’nde Alevilere ait 20’ye yakın mezar kimliği belirlemeyen kişilerin saldırısı sonucu tahrip edildi. Yakınlarının mezar taşları kırılan vatandaşlar saldırıyı yapanların bulunmasını istedi. Naldöken Mahallesi’ndeki mezarlıkta yaklaşık bir ay önce nöbetçi kulübesi ateşe verildi. Önceki gün mezarlığa giden vatandaşlar bu kez de yakınlarına ait mezar taşlarının kırılıp tahrip edildiğini gördü. İhbar üzerine mezarlığa giden polis ekipleri inceleme yaptı. Hepsi de Alevi olan kişilerin bulunduğu yaklaşık 20 mezarın zarar gördüğü tespit edildi. Görevli polisler tutanak düzenledi. Saldırı aileleri öfkelendirirken, mezarlıkta toplanan Aleviler, olayın siyasi olduğunu ve faillerin bir an önce bulunmasını istedi. Sivaslılar hedef alınmış Mezarlıkta aydınlatma yapılmasını ve güvenlik görevlisi bulundurulmasını talep eden Cemal Boran, “Belediye bir süre önce mezarların etrafını yeniden düzenledi, duvar yaptı. Ama bunun sonrasında, önce bekçi kulübesi, ardından da mezarlarımız zarar gördü. Bunun ne amaçla yapıldığını bilmiyorum. Siyasi bir neden aramak istemiyorum ama sadece Alevi kişilere bu saldırısının yapılması, bunu akla getiriyor. Burada güvenlik görevlisi bulunmasını istiyoruz” diye konuştu. Sivas İmranlılar Derneği Yönetim Kurulu üyesi Ali Atasoy ise, “Saldırı Alevi mezarlarının yanında özellikle de Sivaslılara yapılmış. Bizler hiçbir ayrıma gitmeden beraber yaşamanın güzelliğini anlatıyoruz, istiyoruz. Mezarlara zarar vermek kime yarar getirir. Bunun neden yapıldığı belirlensin. Kimsenin arasına nifak tohumları ekilmesin” dedi. MHP İzmir İl Başkanlığı da saldırıya tepki gösterdi. İl Başkanı Necat Karataş, “MHP ve Türk milliyetçileri var olduğu sürece milletimize yönelik bütün yıkım projeleri hak ettiği cevabı alacaktır. Alevi kardeşlerimizle aynı yerde duruyor, aynı duygu ve düşünceleri paylaşıyoruz. Ölülere saldırmak adice bir davranıştır” ifadelerini kullandı. Kutuplaşma amaçlanıyor Saldırı hakkında Taraf ’a değerlendirmelerde bulunan Yüzleşme Derneği Başkanı Cafer Solgun şöyle konuştu: “Bir süreden beri çok açık, bariz olan bir Alevi-Sünni kutuplaşması atmosferi ortaya çıktı. Bu atmosferin daha da derinleşmesi yönünde çaba gösteren derin çevreler var. Son yıllarda Alevi evlerinin işaretlenmesi, ‘Alevilere ölüm’ yazılması ve bu son yaşanan Alevi mezar taşlarına saldırı da derin çevrelerin niyetlerini ortaya koymaktadır. Alevi mezar taşlarına saldırı da bugün yaşadığımız atmosferi daha da büyütmek, kutuplaşmaları daha da derinleştirmek amacıyla yapılmıştır. Bu sıradan bir olay değildir. Bunun üzerine gidilmesi gerekir. Bu olaydan hareketle özellikle iktidar partisine görev düşmektedir. Bu kutuplaşma durup dururken çıkmadı. Hükümetin Alevi açılımı, Alevileri ötekileştiren bir etki yarattı. Sünni camia içerisinde zaten var olduğunu bildiğimiz önyargının netleşmesine, artmasına yol açtı. Birkaç yıl önce Adıyaman’da Alevi evleri işaretlendiğinde dönemin İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin “çoluk çocuk işi” diyerek önemsememişti. Bu olaya da böyle bakmazlar umarım.”