CHP Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka, başörtülü kadına yönelik iddiaların gerçek olmadığının ortaya çıktığını belirtip, "Devlet provokasyonu" dedi
CHP Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka, İstanbul Kabataş'da başörtülü bir kadına yönelik iddiaların gerçek olmadığının ortaya çıktığını belirterek, "Olay düpedüz bir devlet provokasyonudur." dedi.
Nazlıaka, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, 2013 yılının kadınlar açısından erkek şiddetiyle geçen bir yıl olduğunu vurgulayarak, buna Gezi ve toplumsal olaylarda kadınlara yönelik gözaltı sırasında uygulanan devlet şiddetinin de eklendiğini ifade etti. Resmi olmayan ve ulaşabildikleri verilere göre, erkeklerin 2013 yılında 214 kadın ve 10 çocuğu öldürdüğünü, 167 kadın ve kız çocuğuna tecavüz ettiğini ya da tecavüz girişiminde bulunduğunu anlatan Nazlıaka, her 10 kadından birinin şiddet gördüğü için kolluk kuvvetlerine, mülki amirlere ve savcılara defalarca şikayette bulunması ve koruma kararı çıkartmasına rağmen ağır yaralandığını söyledi.
Kadınların en çok eşlerinden şiddet gördüğünü, yüzde 15'inin boşanmak istediği için öldürüldüğünü belirten Nazlıaka, boşanmak isteyen 32 kadının öldürüldüğünü, 19 kadının şiddet gördüğünü, tecavüzcülerin yüzde 52'sinin önceden tanıdığı erkekler olduğunu kaydetti. Kadınların yüzde 13,5'inin şiddetten şikayetçi olduğu ya da koruma tedbiri kararı çıkarttığı halde öldürüldüğünü ifade eden Nazlıaka, 2014 yılı Ocak ayında ise erkeklerin 23 kadını öldürdüğünü, 6 kadına tecavüz ettiğini, 45 kadını yaraladığını, 5 kadına da cinsel tacizde bulunduğunu dile getirdi.
Nazlıaka, Gezi Parkı eylemleri sırasında İstanbul Kabataş'ta başörtülü bir kadına yönelik iddialara işaret ederek, şöyle konuştu:
"BAŞBAKAN BİZE BU HİKAYEYİ ANLATIP DURDU"
"Başbakan, Gezi eylemleri sırasında kontrol edemediği öfkesiyle, 'benim başörtülü bacıma saldırdılar' demiş, o sırada yanında bulunan karısı Emine Erdoğan da emme basma tulumba gibi başını sallayarak herkesin bu hikayeye inanmasını istedi. İddiaya göre bir kadın arkadaşımız, 6 aylık bebeğiyle birlikte vapurdan inerek Kabataş İskelesi'nde 70-100 arasında bedenlerinin üzeri çıplak, elleri deri eldivenli, başlarında siyah bantlarla bir erkek grubu kendisine şiddet uyuluyor, taciz ediyorlar, hatta bebeğini tutup sallıyorlar, dalga geçiyorlar. Arkasından kadın uyandığında üzerinde idrar kokusu farkediyor. Başbakan bu hikayeyi bize anlattı durdu; tıpkı 'Camiye ayakkabıyla girdiler, camide içki içtiler' dediği gibi.
"GÖRÜNTÜLERDE HER ŞEY ORTAYA ÇIKTI"
Olayın hiçbir şekilde Başbakan'ın anlattığı hikayeyle alakası olmadığını, Bahçeşehir Belediye Başkanı'nın gelini olan kadının vapurdan indikten sonra Bebek arabasıyla kalabalıkta yürüdüğü, ortalığın sakin olduğu, durakta beklediği, eşi geldikten sonra mekandan uzaklaştıklarını gördük. Dün akşam ortaya çıkan görüntülerle, anlatılan senaryonun bir harfinin bile doğru olmadığına şahit olduk. Z.D kod adlı kadına ulaşmaya çalıştım ama telefonlarıma çıkmadı.
"DÜPEDÜZ DEVLET PROVOKASYONU"
Baştan beri ortada bir gizem vardı. Başbakan'ın yaptığı, eşinin ve bakanların onayladığı bu olay, aslında düpedüz bir devlet provokasyonudur. Bu provokasyon sonrasında polis şiddete teşvik edilmiştir. Bu şiddet nedeniyledir ki gencecik canlar öldü, binlerce insan yaralandı. Kanları Başbakan ve bu suça ortak olan herkesin eline bulaştı. Bu olaya sahip çıkan her kim varsa, herkes bu suçun birer ortağıdır. Bu konuda suç duyurusunda bulunacağız. Muhatabımız iddia sahibi olan Başbakan'dır. Şu anda hem haklıyız hem de güçlüyüz. Maske düşmüş, yalancının mumu Gezi'de düşmüştür. Biliyoruz ki yalan dörtnala gider, gerçek adım adım yürür fakat gene de vaktinde yetişir."
Basın toplantısına karanfillerle gelen Nazlıaka, 14 Şubat Sevgililer gününü kutladı. Nazlıaka, karanfil verdiği basın mensuplarından birinin kendisine mücevher kutusu içinde taş vermesi üzerine, "Ayakkabı kutularından para çıkarken, alın teriyle bana verilen bu tek taş benim için çok kıymetli." dedi.