Toplumsal cinsiyet eşitliği savunucusu, "Eyvah CEO Doğuruyor" kitabının yazarı Murat Yeşildere, Türkiye’de kadın istihdamının artmasının önündeki en büyük engelin bilinçsiz önyargılar olduğunu ve erkeklerin değişiminin şart olduğunu söylüyor.
Kadınların sosyal hayatta ve iş dünyasında yerinin almasının bir kadın meselesi değil, bir erkek meselesi, bir insan hakları meselesi olduğunu söyleyen Egon Zehnder'in kıdemli ortağı Murat Yeşildere: “En büyük engel arzda değil talepte… Karar vericilerin bilinçsiz önyargılarının kırılması gerekiyor. Bu bilinçsiz önyargıların bir kısmı DNA’dan geliyor, bir kısmı da 0-6 yaş arasında aile içi eğitim ile insanlara yükleniyor. DNA’dan gelen ‘kadından yönetici olmaz, kadından iş insanı olmaz, kadından sporcu olmaz, sanatçı olmaz, ağır kaldıramaz, geç çalışamaz, akşam yemeğe çıkamaz’ gibi önyargılar var. Onların üzerine 0-6 yaş arasında evde babanın anneye olan hitabı veya onunla olan iletişimi, babanın-annenin evde yaptığı işler, üzerine sosyal medyada, dizilerde, okunan kitaplarda kadının nasıl gösterildiği hep beyne yükleniyor. Örneğin saha, üretim ile ilgili işler olduğunda, teknik rollerde, bir fabrika, üretim tesisi gibi rollerde, saha satış, dağıtım, tedarik zinciri gibi alanlarda, ‘kadın seyahat edebilir mi’, ‘kadın sahada, şantiyede olabilir mi’ önyargılarını zaman zaman duyuyoruz. Öncelikle talebi değiştirmemiz gerekiyor, karar vericilerin kadının iş hayatına katılımı ile elde edilecek değeri ve buna ek olarak çeşitliliğin faydalarını anlayabilmesi çok önemli. İnovasyon fikir ayrılıklarından doğuyor. Fikir ayrılıkları da en çok çeşitliliğin olduğu ortamlarda oluyor. Eğer ülke olarak küresel en büyük 10 ekonomi arasında girmek istiyorsak, inovasyon yapmadan bunu başarabilmemiz mümkün değil. Bu yolculukta çift ‘kanatlı kuşun, kanatlarından birini hiç kullanmadan’ ilerleyemeyiz” diye vurguluyor.
Kadının ekonomiye ve iş hayatına katılımı konusunda ise önümüzdeki dönemde artış olacağını öngören Murat Yeşildere: “Her ne kadar Türkiye’de okuma yazma bilmeyen 2 milyon kadın olsa da kadınların eğitim seviyesi arttıkça birçok şey değişecek. Yönetim kademesinde ise bu konudaki farkındalık arttığı için yönetim kurulu seviyesinde de icraatta da daha fazla kadın göreceğiz. Kadınların istihdamda ve yönetimde daha fazla yer alması için alınabilecek makro/mikro önlemler acilen uygulanmalıdır. Özellikle kadınlar için bölgesel istihdam imkanlarının artmasını sağlamak gerekiyor. Çünkü ‘her ile üniversite politikası’ kadınların eğitim seviyesini arttırırken, kendi ilinde çalışma imkanlarının sınırlı olması, kadınların aile, kültürel-toplumsal baskı ve mobilitesinin sınırlı olması sebebiyle, üniversite mezunu kadınların istihdam piyasasına girmesini zorlaştırıyor, geciktiriyor. Diğer yandan uzun ücretli/ücretsiz doğum izinleri, kadınların iş hayatından uzak kalmasına neden olurken, geri dönüşlerini ve yeniden iş hayatına entegrasyonlarını zorluyor. Bu tip uygulamaların, kadınların çalışma hayatında daha fazla yer alması için olumlu yönde değiştirilmesi yararlı olacaktır. Burada yapılacak düzenlemeler babalık izninin de teşvik edilmesi ve yaygınlaştırılması ile dengelenebilir” dedi.
İstihdamda, özellikle yönetim kurulu kademesinde kadın sayısını arttırmak için pozitif ayrımcılığın çok fazla işe yaramadığının ve yeterli olmadığının altını çizen Yeşildere; “Değişim için kota şart! Türkiye gibi ülkelerde kotalardan başka çözüm de yok. Dünyaya bakın, özellikle yönetim kurulu seviyesinde kadınların sayısını, oranını arttıran ülkeler, hep kotayla çözmüş bu sorunu. Onun için ben pozitif ayrımcılık tarafında değilim çok net regülasyonların, kotaların yanındayım. Kota konusuna zaman zaman kadınlar da temkinli bakıyor. Şöyle diyorlar, ‘ben kota ile o yönetim kuruluna gireceksem, girmeyeyim, kadın olduğum için değil yetkinliğim için oraya girmem lazım.’ Saygı duyuyorum söylediklerine, kadının bu cesur duruşuna ama erkek öyle bakmıyor. Bu önyargı değişmediği için “old boys network” sürekli kendisine benzeyen erkekleri içeriye almaya devam ediyor. Kadınların da daha pragmatik bakıp normalleşmenin sağlanması için bu yaklaşımı desteklemesi lazım. Biz normalleşerek, yönetim kurullarında dengeyi sağladıktan, yüzde 50-50’ye getirdikten sonra zaten kotaları kaldırabilirsiniz” dedi.
Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’nin beşincisi olan “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği”nin dünyanın kanayan yaralarından birisi olduğunu dile getiren Murat Yeşildere: “Kadınlar bir şekilde eğitime erişip iş de bulsalar dahi dünyanın birçok ülkesinde ücret eşitsizliği ile karşı karşıya geliyorlar. Türkiye’de de durum çok farklı değil. Türkiye’de şirketlerin daha şeffaf hareket ederek, her seviyedeki erkek ve kadın çalışanlarının, önce ücret seviyelerini, daha sonra da cinsiyete dayalı önyargıların yarattığı ücret farklılıklarını açıklaması gerekiyor” diye belirtti.