Antalya Kadın Danışma ve Dayanışma Merkezi Derneği üyesi Prof.Dr. Gürsel Öztunalı Kayır, Isparta’nın Yalvaç İlçesi’nde kendisine silah zoruyla tecavüz ettiği gerekçesiyle av tüfeğiyle öldürdükten sonra başını kestiği Nuretti
Yalvaç İlçesi’ne bağlı Koruyaka Köyü’nde, silah tehdidiyle tecavüz ettiği gerekçesiyle Nurettin Gider’i av tüfeğiyle vurduktan sonra, kafasını keserek köy meydanına atan N. Y., karnındaki 5 aylık bebeğin babasının, öldürdüğü Nurettin Gider olduğunu söyledi.
Kadının ifadesi, ’tecavüz sonucu hamilelikte kürtaj yapılmalı mı yapılmamalı mı?’ tartışmasını yeniden gündeme getirdi. Yaşanan olayın çok boyutlu olduğunu belirten Prof.Dr. Gürsel Öztunalı Kayır, kadının tecavüz sonrası travma geçirmesi, birkaç aydır süren silah zoruyla cinsel saldırı ve hamile kalması olaylarını ayrı ayrı değerlendirdi. Kadınların güçlenmesinin, bu tür konularda haklarını bilmeleri açısından önemli olduğunu vurgulayan Prof.Dr. Kayır, şöyle dedi:
"Birinci açıdan baktığımızda, tecavüz nedeniyle çok büyük travma yaşıyor kadın. Öldürüp başını kesmesi çok uç noktada olduğunu, ona zorlandığını gösteriyor. Adli boyutu olan, büyük bir cinsel saldırı altında kalmış, aşağılanmış ve etrafı açısından da kendisini kötü hissederek bu işi yaptığını düşünüyorum. Tecavüz sonrası ne olacak? Çocuğun doğmasına ilişkin, kürtaj noktasında ülkemizde uluslararası Birleşmiş Milletler Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi’ne (SEDAV) aykırı durum var. Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın bir açıklaması var, ’Tecavüz sonucu doğan çocuklara devlet bakar’ şeklinde. Korkunç bir şey ve ifade edilemez bir şey. Kadın istiyorsa tabii ki çocuğun kürtajı yapılmalıdır. Örneğin Arjantin’de bu hak sözkonusu. Eğer kadın kürtaj olamaz ise bizim bu yeni yasayla ikinci bir travma yaşayacaktır."
HAYATLARI GÜVENCE ALTINA ALINMALI
Nevin Yıldırım’ın bundan sonraki yaşamının ve çocuklarının hayatlarının güvence altına alınması gerektiğini de vurgulayan Prof.Dr. Gürsel Öztunalı Kayır, kadın dernekleri olarak bu noktada birlikte hareket edeceklerini, destek verilerek sürecin yakından takip edileceğini kaydetti.
Tecavüz sonrası çocuğun doğduğu düşünülürse hem toplum, hem çocuğun kendi sağlığı ve geleceği açısından hiç olumlu bir durum olmadığına değinen Prof.Dr. Kayır, "İnsanlık dışı travmatik çok üzücü bir durum var ortada" dedi.
TECAVÜZÜN TRAVMASI HİÇ KOLAY DEĞİL
Antalya Kadın Danışma ve Dayanışma Merkezi Derneği Sözcüsü Kamile Yılmaz ise devletin politikasının kadına yönelik şiddeti artırıcı şekilde olduğunu belirtti. Kamile Yılmaz, "Tecavüzcünün çocuğunu taşımak, tecavüzün travmasını taşımak, bir kadın, bir insan için hiç kolay değil. Devlet yöneticileri çok kolay cümleler kuruyorlar. Kadını erkeğe eşit görmüyorlar. Eşit görülmediği için de bu sonuç ortaya çıkıyor. Hiçbir tecavüzcüye yeterince ağır ceza verilmedi. Tecavüzden doğan çocuklar için ’Çocuğa biz bakarız’ diyen bir bakana mı güvenecek kadın. Cezayı kendisi vermeye kalkmış, çünkü güveneceği bir devlet yok. Tecavüzden doğan bir çocuğu doğup büyütmek kaldırılamaz bir yük olacaktır."