Katılım Emeklilik Digizoo katkılarıyla, DB Positive ve Sosyalink Podcast Agency iş birliğiyle hazırlanan “Gelecek Benim” podcast serisinin bu haftaki konuğu, Farkındalık Koçu ve Yazar Meyra İlknur Mısır oldu. Moderatörlüğünü Cenk Doğar’ın üstlendiği
Farkındalık Koçu ve Yazar Meyra İlknur Mısır, zihnimizin bizi manipüle ederek andan kopardığını, farkındalık teknikleriyle bulunduğumuz anın ve yerin hakkını verebileceğimizi söyledi. Mısır, “Anda olamadığımız için akışta da olamıyoruz. Akış da benim dinamiklerimi, hayatımın bütün kodlarını içeren bir sistem. Şöyle düşünün; kargonuz var, kargonuz evinize teslim edilmek üzere yola çıktı ve geldi. Ama siz evinizde değilsiniz, o kargoya ulaşamıyorsunuz. Aslında hayatımız tam da bundan ibaret. Ben, bana ait olanla belki de hiç karşılaşmadan bu dünyadan göçüp gidiyorum. Öte yandan anda olmak, bilinçsiz olmak demek değil. Farkındalık; kişinin her şeyi görmesi, bilmesi demek değil. Olaylar olurken kendini görmesi ve bilmesi demek. Bu da insana nasıl anda kalması gerektiğini öğretiyor.” dedi.
“İLETİŞİMİ KELİMELERLE KURMUYORUZ”
Gelecek, anne baba-çocuk ilişkisini de değerlendiren Mısır, insanın kendi olmadığı sürece hayatın akışı içinde hiçbir şeyi kendisine verildiği şekilde tam anlamıyla yaşayamadığına dikkati çekerek şöyle devam etti:
“Ben belki de annem gibi davranıyorum, babamın korkusunu taşıyorum. Hayatı onların bana öğrettikleri şekilde sürdürmeye devam ediyorum. Oysa benim geldiğim düzlem, ortam aynı olsa bile hayatın bana verdikleri asla annemle babamla bir değil. Ben bütün bunları çözebilirsem, akışta kalırsam çocuklar da bunu öğreniyor zaten. Aslında biz iletişimi kelimelerle kurmuyoruz. İletişimin %30’u kelimeler, %70’i duygu ve düşünceler. Şimdi ben duygumun, düşüncemin farkında değilsem, çocuğuma neyi öğretebilirim? Evrenin prensipleri var. Siz bir şeyi aşmaya çalıştıkça, size başka şeyleri hazır olarak vermeye başlıyor. ‘Sen burada emek verdiğin için aslında beraberinde bunlar da tamamlandı’ diyor.”
Meyra İlknur Mısır, insanların her şeyi olduğu gibi çocukları da mekanikleştirdiklerini, onlara bazı şeyleri dayatmaya devam ettiklerini ifade ederek, çocukları olması gereken ya da istedikleri şeylere yöneltemediklerini, anne babaların kendi kafalarında kurguladıkları şeylere yönelttiklerini söyledi. Mısır, “Her şey mekanikleşince çocuğun duygusal zekası gelişmiyor. Çocuğumu dikkate almadan, onun iç dünyasını bilmeden, neler istediğini anlamaya çalışmadan bütün bu anlattıklarımızı çözme ihtimali yok. Nasıl anlayabilirim? Önce benim kendimi anlamam lazım. İnsan kendi gelişimine odaklanır, kendi gelişimindeki problemleri ortadan kaldırırsa çocuklarında da hiçbir sorun yaşamaz.” diye konuştu.
“HER DÖNEMİN ÇOCUĞU VE EBEVEYNİ AYNI”
Her neslin kendi zorluklarına rağmen çocukluğun ve ebeveynliğin temelinin değişmediğini vurgulayan Mısır, çocukların teknolojiye doğmuş olmalarının zorluklarını kabul etmediğini belirtti. “Benim doğduğum zaman annem belki de televizyonla tanışmamıştı. Benimle bazı şeyleri daha farklı bir şekilde deneyimledi, o da korkuyordu, ben de korkuyordum. Yani anne hep aynı. Korkmaya devam edecek ama bunu çocuğunu sınıflandırarak yapmamalı,” dedi.
Mısır, çocukların her zaman çocuk, ebeveynlerin de ebeveyn olduğunu ve olacağını vurgulayarak, “Ne kuşağı olursa olsun çocuk çocukluğunu yapmaya devam edecek. Anne baba, anne babalığını yapmaya devam edecek. Çocuğunu anlamaya odaklanması gerekiyor. Uyumlanacağız birbirimize. Ben, kafamda kurduğum düşüncelerin dışına çıkmalıyım. Ben çocuğa yapmam gereken her şeyi yapmaya devam edeceğim. Çocuğumu disiplinli bir şekilde büyütmeye devam edeceğim. Ama içimdeki kaygı ve korkuları aşarak bunu yaptığımda onların gerçekten iyiliğine, onların varlığını sürdürmesine sebep olaca,” ifadelerini kullandı.
“HAYAT DENGEDEN İBARET”
Mısır, gidişata bakınca çok da olumlu şeyler göremediğini, olumsuzlukların daha da artacağını öngörebildiğini anlatarak, “Ama ben genelden ziyade özele bakan, bütüne bakarken parçayı unutmayan, parçaya bakarken bütünü tamamen göz ardı etmeyen bir karakter olarak olumsuzluğun içindeki olumluyu bulmaya çalışırım. Ama bu zannettiğimiz gibi Polyannacılık değil. Hayat dengeden ibaret. 360 derece bakış açısı demek. Bütün ihtimalleri kabul ederek hayatın içinde yer edinmek demek. Evet olumsuzluk var ama bunu olumluya çevirecek olan da insan. Mesela Kurtuluş Savaşı. Her şeyin inanılmaz derecede negatif olduğu bir ortamda bu savaş doğduysa, her zaman için ümit vardır diye düşünüyorum.” diye konuştu.
NASIL DİNLEYEBİLİRSİNİZ?
Gelecek Benim Podcast serisini Spotify, Apple Podcasts, Deezer, Amazon Music, Youtube Music gibi podcast platformları üzerinden ve Youtube’ta videocast olarak dinleyebilir ve izleyebilirsiniz. Her hafta perşembe günü yayınlanacak bölümleri kaçırmamak için abone olabilir ve bildirimleri açarak takip edebilirsiniz.