SİYASET

Kılıçdaroğlu: Japon gelenekleri bizde olsa Bakanlar Kurulu'nda kimse kalmazdı

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye Barolar Birliğindeki Güvenlik Stratejileri Araştırma Merkezi'nin '17/25 Sempozyumu'nda konuştu. Kılıçdaroğlu, yolsuzlukla ilgili olarak farklı ülkelerden örnekler vererek hük

17 Aralık 2014 Saat: 11:52
Kılıçdaroğlu: Japon gelenekleri bizde olsa Bakanlar Kurulu'nda kimse kalmazdı
Kılıçdaroğlu: Japon gelenekleri bizde olsa Bakanlar Kurulu'nda kimse kalmazdı

 CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu 'nun açıklamalarından satır başları şöyle: 

Eğer bu duyarlılığı korursak ahlaki değerleri çok güçlü bir toplumu yaratmış oluruz. Soylu bir kavramdır adalet. Bir bilge diyor ki, "adalet kutup yıldızı gibidir. yerinde sabit durur, bütün kainat onun etrafında döner." Adalet budur, insanın vicdanıdır. Onun için hep beraber birinci yılındayız, o büyük yolsuzluk olayını unutturmamak için. 

HESABINI VEREMEYEN... 

Bugün 7 milyar insan BM'ye kayıtlı 193 ülkede yaşıyor. Her bir devletin kendine göre koşulları farklı rejimleri var. Ama her devletin ortak amacı dünyada saygınlığı olan bir devleti tanıtmaktır. Yolsuzluğa bulaşan ve halkının parasını nerelere harcadığının hesabını veremeyen devlette adalet de özgürlük de refah da yoktur. 

 



Tarih bize gösteriyor ki nerede yolsuzluğa bulaşmış bir hükümet varsa, önce otoriterleşir sonra diktatörleşir. Çünkü düzenini devam ettirmesinin yolu hukuku yok etmektir. İster Küba'daki Batista rejimi olsun, Endonezya'daki Suharto rejimi, önce parayı çaldılar, sonra özgürlüğü adaleti yok ettiler. 

ÖZGÜRLÜĞE KAST EDECEK KADAR DA... 
Çünkü halkın parasını çalacak kadar ahlaksızlaşan insanlar özgürlüğe kast edecek kadar da ahlaksızdırlar. İşte bu yüzden BM ve bütün uluslararası kurumlar yolsuzlukla mücadele için çalışıyorlar. BM genel sekreteri ban k-mun, uluslararası yolsuzlukla mücadele gününde şöyle bir demeç vermişti "yolsuzluk, demokrasinin değerlerini adaleti zayıflatır. kalkınmayı hukukun üstünlüğünü tehlikeye sokarak, toplumların güvenini tehdit eder. Yolsuzluğun mağduru devlet olabileceği gibi özel sektör de olabilir. Ama asıl mağdur yaşam kalitesi bir türlü iyileşemeyen toplumdur" diyor. Bunun altına vicdanı olan her insan eminim ki imza atacak. 

SEYİRCİ KALAMAZ 

BM raporuna göre her yıl 2,5 trilyon dolarlık dünyada yolsuzluk yapılıyor. 1 trilyon dolar rüşvet olarak veriliyor. Dünya bu büyük suça daha fazla seyirci kalamaz, kalmamalıdır. 

YOLSUZLUĞUN OLDUĞU ÜLKEDE... 
Yolsuzluğun olduğu bir ülkede adaletten bahsedemezsiniz. Orada üstünlerin hukuk vardır. Güçlüler hakim olurken, haklı olanların hiçbir gücü bulunmaz. İspanya kralı 6’ncı Felipe’nin kız kardeşi bir yolsuzluk skandalı dolayısıyla suçlandılar. Kara para ve yolsuzluktan dolayı. İspanya prensesinin kocası için 19 yıl 6 ay hapis cezası talep etti. 

İkinci örnek, iktidar partisine yönelik de yolsuzluk iddiaları yapıldı. Genel merkezi bir saat değil, iki saat değil tam 14 saat polis tarafından didik didik arandı. İspanya’nın başbakanı çıkıp, "Bana darbe yapıyorlar” demedi. Çıkıp ne dedi? “Bu iddiaların soruşturuluyor olması İspanya’nın onurudur” dedi. İşte devleti devlet yapan da budur. Korkmuyorsanız aranıyorsunuz neden korkacaksınız istedikleri kadar arasınlar. Medyanın da önüne yargının da önüne açık yüreklilikle çıkacaksınız. Almanya Başbakanı’na yönelik yolsuzluk iddiaları yapıldı. Ne söyledi cumhurbaşkanı? “Bana güven sarsıldı, böyle göreve devam edemem” dedi. İstifa etti, ayrıldı yargıya gitti. Aklandı onurlu bir insan gibi Almanya’da geziyor. Bir diğer örnek Danimarka’dan. Kalkınma Bakanı kendisi yolsuzluk yaptığı için değil, bulunduğu bakanlıkta bürokratlar da yaptığı için değil, devletin bağış yaptığı bir kurumda lüks seyahat harcaması olduğu için görevinden istifa etti. Bütün Danimarka bunu alkışladı. İnsan budur. 

ÖRNEK VEREYİM... 
Japonya’dan örnek vermek istemiyorum ama yine de vereyim. Tarım bakanı suçlandı, intihar etti. Bizde Japon kültürü olsaydı Bakanlar Kurulu'nda kimse kalmazdı. 

Kamu ihale yasası 114 kez değiştirildi. Neden? Bir yandaşıma nasıl ihale verebilirim, ihalesiz nasıl kotarırız diye. 17-25 yolsuzluğu bizi dünyanın gündemine taşıdı. Keşke biz gündeme yeni bir icatla taşınmış olabilseydik. Bir ahlakla taşınmış olabilseydik. Bir yolsuzlukla dünyanın gündemine taşıdık. Bir hükümet bir devleti nasıl soyar gördük, bunun örneğini yaşadık. Hep beraber tanık olduk ve bunun çok ağır faturasını Türkiye ödedi, ödemeye de devam ediyor. Size bazı bilgiler sunarak özlerimi bitireceğim. 

Yolsuzluk endişesi araştırması yapılıyor, son 7 yılda ortalama yüzde 15 oranında yolsuzluk konusunda endişe artışı var. En büyük üç artışın yaşandığı ülkeden birisi Türkiye, bizi Tanzanya ve Uganda takip ediyor. OECD, Türkiye hakkında şu ana kadar yayınladığı en ağır yolsuzluk raporunu yayınladı. Raporda, Türkiye’de yolsuzluklardan çok ciddi endişe taşıdığı ifade edildi. Uluslararası şeffaflık örgütü, 2014 yolsuzluk algı endeksinde Türkiye 11 basamak gerileyerek 64’ncü sıraya düştü. Rekor puan kaybedip en kötü gerileyen ülke oldu. Yatırımcı bir ülkeye yabancılar gelirken risk primine bakar. Türkiye’nin 2013’teki 172 iken, 2014’de 209’a yükseldi. Dünyada hiç kimse hukukun olmadığı, adaletin bulunmadığı bir ülkeye gelip yatırım yapmaz. AB komisyonu, 8 Ekim tarihinde ilerleme raporunu açıkladı. Özel sektör yatırımlarının milli gelire oranı yüzde 16’4’ten 15.6’ya gerilemiş durumda. 

Bunlar tokat gibi gerçekler, acı. Bu gerçekleri değiştirmek için hâlâ şansımız var. Türkiye’nin geleceğini bizler yazacağız. Bu ülkenin ahlaklı insanları Türkiye’nin geleceğini yazacağız. 500 yıllık ahlakı adaleti yüceltme kavgamız var. Hiç kimse bizi bu yoldan döndüremez, döndüremeyecektir. Bu yolsuzluklar, yasaklar, yoksulluklar elbet bir gün bitecektir. Bunun mücadelesini birlikte yapmak zorundayız. Kendisi sorun olan devasa bir hükümet var karşımızda. Kendisi sorun olan bir hükümet sorunları çözemez. Sorunların yumağı haline gelir. AKP bugün Türkiye’nin ekonomik büyümesinin, bereketinin önündeki en büyük engeldir. Biz yatırımın kaçtığı, işçinin köle düzeninde çalıştığı Türkiye istemiyoruz. Biz hesap verebilen bir kamu yönetimi istiyoruz. Hakimlerin savcıların sürülmediği, avukatların adliye koridorlarına darp edilmediği bir Türkiye istiyoruz. Üreten büyüyen kalkınan bir Türkiye istiyoruz. 

Biz havuz medyası oluşturan iş adamları değil, ülkesine yatırım yapan istihdam yaratan onurlu saygılı iş adamları istiyoruz. Kaçakçıların hırsızların yolsuzların değil, girişimcilerin emekçilerin namuslu insanların başının dik gezdiği ülke istiyoruz. 

Dindar insan sizin paranızı çalan insan değildir. Dindar insan bu ülkedeki vatandaşın parasını çalan insan değildir. Dindar insan hırsızların değil garibanların yanında duran insandır. Din ne aldatmak için vardır ne de aldanmak için vardır. Din ahlaklı ve onurlu bir şekilde yaşamak için vardır. O nedenle hepiniz elinizi vicdanınıza koyun ve yeniden düşünün. Mazlumların ezildiği, ahlaklı insanların ezildiği, düşüncesini açıkladığı için insanların hapse tıkıldığı bir Türkiye istemiyoruz. 

Bu Türkiye’yi yeniden inşa etmek bizim elimizdedir, sizin elinizdedir, 77 milyon insanımızın elindedir. Sizin inancınızı sömürenlere, kimliğinizi sömürenlere asla prim vermeyiniz. İnsanı insan olarak göreceğiz. Allah’ın yarattığı en değerli insan olarak göreceğiz.

YORUMLAR Üye Girişi

Bu Habere Yorum Yapılmadı. İlk Yorumu Siz Yapmak İster misiniz? 
Lütfen Resimdeki kodu yazınız
 

Bidünya Haber | Dünya ve Türkiye Gündemine uzak kalmayın. Tavsiye Formu

Bu Haberi Arkadaşınıza Önerin
İsminiz
Email Adresiniz
Arkadaşınızın İsmi
Arkadaşınızın E-Mail Adresi
Varsa Mesajınız
Güvenlik KoduLütfen Resimdeki kodu yazınız
Yukarı ↑