CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce ile önceki akşam bir araya geldiği yemekte konuşulanların dışarıda seslendirilmesini doğru bulmadığını belirterek, “Bu görüşmeyi düzenlerken medyadan uzak olmasına büyük özen gösterdik... Güzel bir yemeğimiz oldu. Bu iki aile arasında özel bir yemek. O özel yemekte konuşulanların dışarıda seslendirilmesini doğru bulmuyorum. Nokta” dedi.

Milliyet'ten Didem Özel Tümer’in sorularını yanıtlayan Kılıçdaroğlu’nun açıklamaları şöyle:

 

 

Muharrem Bey cumhurbaşkanlığıadaylığında yorucu bir çalışma gerçekleştirdi. Zaman zaman eşi de bu yorucu çalışmaya katıldı. Daha sonra ben eşimle birlikte, Muharrem Bey ile eşini beraber bir yemeğe davet ettik. Hem o yemek sofrasında o yorgunluğu gidermek, hem sohbet etmek açısından. Bu görüşmeyi düzenlerken de medyadan uzak olmasına büyük özen gösterdik. Otele girişi çıkışı da bu çerçevede değerlendirdik. Öyle olması daha şık, daha güzel olur diye. Dolayısıyla burada anılardan söz edildi. Adaylık sürecinde yaşananlar, sorunlar, yaptığı çalışmalar... Bazen geçmişe gittik, bürokrasideki yıllarımızı, onun öğretmenlik, benim maliye bakanlığındaki yıllarımızı, yaşadığımız renkli olayları anlattık. Güzel bir yemeğimiz oldu.

 

 

Az önce de ifade ettim. Bu iki aile arasında özel bir yemek. O özel yemekte konuşulanların dışarıda seslendirilmesini doğru bulmuyorum. Nokta.

 

 

Söyledim. Nokta.

 

 

 

Seçim sonuçlarının sağlıklı bir analize ihtiyacı var. Bu çerçevede biz bir akademisyen grubuna verileri vererek, analiz yapmalarını istedik. Analiz olmadan, bizim dışımızda bağımsız objektif bir gözle seçim sonuçlarını analiz etme ihtiyacı var. Bu analizi görmeden bir yorum yapmayı doğru bulmuyorum. Herhalde bugün yarın bu sonuçlanır. Bu analiz dışında bir siyasi analize de ihtiyacımız var. CHP’nin dışında, bağımsız ama gerçekten güçlü siyasal analistler de var. Buradan da görüşler, sonuçlar gelecek, o çerçevede bir değerlendirme yapacağız.

 

 

Özel bir cevabım olmayacak ama sonuçta bu analizleri bizim Parti Meclisi’nde oturup konuşmamız lazım. Önce MYK’da, sonra bu raporları Parti Meclisi’ne indirmemiz lazım. Parti Meclisi’nin de bütün bu analizleri görmesi lazım. Çünkü CHP’nin bir kurumsal kimliği var. Bu kurumsal kimlik içinde Genel Başkan, Merkez Yönetim Kurulu, Parti Meclisi, hatta grup. Bir CHP Grubu oluşacak. Dolayısıyla olayların değerlendirilmesi lazım.

 

 

Nokta dedim.

 

 

 

Sekiz ay var zaten.

 

 

Neresinden bakılsa zaten ne kadar erkene çekilebilir ki. Zaten 8 ay var. Bu aşamada Türkiye’nin bu kadar sorunu varken, Parlamento bu sorunların çözümüne kilitlenmesi gerekirken, neden seçimlere kilitlensin? Bence sorunların çözümünde zaman kaybına yol açabilir. Daha önce olsaydı, biz bu çağrıyı yaptığımızda uzun süre vardı. Kayyumlar atanmıştı, belediye başkanları görevden alınmıştı. Biz onu doğru bulmadık ve bu illerle sınırlı olmak üzere bir yerel seçim yapabiliriz, gerekirse bu konuda bir değişiklik yapabiliriz diye. Fakat o olmadı. Seçimler yapıldı. Şimdi artık yerel seçimlere çok dar bir zaman kaldı. Kalan zaman içinde Türkiye’nin ayrıca ciddi bir bütçe yükü altına girmesini doğru bulmuyoruz.

 

 

Hayır, herhangi bir görüşme olmadı. Onlar da büyük ihtimalle seçim sonuçlarını değerlendiriyorlar. Biz de seçim sonuçlarını değerlendiriyoruz. Gerekirse bir araya gelebiliriz. Zaten Millet İttifakı’nı oluşturan ilkeler var. Bu ilkeler bugün de bizim için geçerli. O partiler için de bu ilkeler geçerli zaten.

 

 

Daha çok erken.