Konda Araştırma Şirketi'nin Gezi Parkı eylemleriyle ilgili yayımladığı raporda ilginç sonuçlara yer verildi. Rapora göre, olaylarla ilgili "Camide içki içildi' en az, 'olaylar dış güçlerin tezgâhı' en çok inan
Konda Araştırma Şirketi, 'Toplumun ‘Gezi Parkı Olayları’ algısı Gezi Parkındakiler kimlerdi?' başlıklı raporunu açıkladı. Raporda, şu ifadelere yer verildi:
"Bu rapor, Türkiye’de toplumsal hareketler bağlamında önemli bir yer teşkil eden Gezi Olayları’nı hem Gezi Parkı’ndakilerin kimler olduğu üzerinden hem de Gezi Olayları’nın Türkiye toplumu tarafından nasıl algılandığı bağlamında kapsamlı bir analiz ve değerlendirme sunmayı amaçlamaktadır.Raporda şu ifadeler yer aldı: "Raporda kullanılan veriler 6-8 Haziran 2013 tarihlerinde Gezi Parkı’nda 4411 kişi ile gerçekleştirilen Gezi Parkı araştırmamıza ve Temmuz ayı KONDA Barometresi1 için 6- 7 Temmuz 2013 tarihlerinde 2629 kişi ile 28 ilde Türkiye’nin 18 yaş üstü yetişkin nüfusunu temsil edecek şekilde yapılan araştırmaya dayanmaktadır."
Raporun tamamı için tıklayınız: konda.com.tr/tr/raporlar/KONDA_GeziRaporu2014.pdf
85 SAYFALIK RAPORDA YER ALAN ÖNEMLİ DEĞERLENDİRMELER ŞÖYLE:
* Görüşmeler neticesinde ortaya çıkan verilere göre Gezi Parkı’ndakilerin cinsiyet dağılımı Türkiye’deki nüfusun cinsiyet dağılımdan çok farklı olmayarak yüzde 50,8 kadın ve
yüzde 49,2 erkek olmuş.
* Gezi Parkı araştırmamıza göre parktakilerin yaş ortalaması 28’dir.
* Parktaki yaklaşık her beş kişiden üçü (yüzde 42,8 üniversite mezunu ve yüzde 12,9 yüksek lisans/doktora öğrencisi ya da mezunu) lise sonrasında eğitimine devam etmiş.
* Parkta bulunan kişilerin İstanbul’un nerelerinden geldiğini tespit ettiğimizde üç ilçenin öne çıktığını görüyoruz. Kadıköy, Beşiktaş ve Şişli ilçelerinden gelenler parkın üçte birini
oluşturuyor. 40’a yakın ilçenin bulunduğu İstanbul’da bu aslında yüksek bir oran değil. Zira, parkta bulunanların yüzde 70’i İstanbul’un tamamına yayılmış bir dağılım
ortaya koyuyorlar.
* Gezi Parkı eylemlerine katılanların yüzde 21,1’i “bir siyasi partiye, oluşuma veya dernek, platform gibi sivil toplum kuruluşuna” üye olduğunu belirtmiş. Yüzde 78.9'u üye olmadığını söylemiş.
* Park’a gelen her beş kişiden dördünün herhangi bir siyasi parti, dernek ya da oluşum üyeliği yok; ancak herhangi üyeliği bulunmayanların yarısı (yani parkın genelinin yüzde 40’ı) yine de daha önceden eylem tecrübesi olduğunu belirtmiş.
* Araştırmaya katılanlara daha önce herhangi bir protestoya, yürüyüşe, oturma eylemine katılıp katılmadıkları sorulduğu zaman ise yüzde 44,4 evet ve yüzde 55,6
ise hayır cevabı vermiş. Yani neredeyse parktaki her iki kişiden birinin eylem deneyimi var.
* Kısacası Park’a gelenlerin yüzde 87’si kendisini doğrudan ya da dolaylı olarak hakları çiğnenen ve adaletsizliğe uğramış bir grubun parçası olarak tanımlamış.
* Eylemcilerden yüzde 49,1’i (yani yine her iki kişi biriden biri) parka polis şiddetini görünce gelmiş. Yine, kendisini sade vatandaş olarak tanımlayanların yüzde 73’ü polis
şiddetinden sonra gelmiş.
* Ak Partili seçmenin yüzde 82’si olayları Türkiye’ye karşı bir oyun, CHP ’lilerin yüzde 87’si ise demokratik hak ve özgürlük talebi olarak değerlendiriyor.
* Yüzde 58’si ‘Türkiye’ye karşı bir oyun’ görüşünde olan MHP ’liler konu ‘dış mihrak’ olunca Ak Partililere daha yakın duruyor.
* Yüzde 63’ü ‘hak ve özgürlük talebi’ görüşünde olan BDP ’liler ve yüzde 59’u aynı görüşte olan diğer küçük partilerin seçmenleri de CHP’lilerle benzer görüşte.
* Kararsızlar yüzde 47 ve oy kullanmayanlar yüzde 53 oranında ‘hak ve özgürlük talebi’ görüşünü savunmak suretiyle, Türkiye ortalamasına göre bu görüşün ağır bastığını
belirtiyor.
* Gezi Parkı olaylarını, eylemcilerin demokratik bir şekilde hak ve özgürlük talebinde bulunmaları olarak değerlendirenlerin yüzde 40’ı Başbakan’ın başından beri hatalı
olduğunu söylerken, olayları Türkiye’ye karşı bir oyun olarak değerlendirenlerin de yüzde 40’ı Başbakan’ın hiçbir hatası olmadığını söylemiştir.
* ‘Camide içki içildi’ en az, ‘olaylar dış güçlerin tezgâhı’ en çok inanılan iddia
* Eylemciler tarafından ortaya atılan iddialardan en çok kişiyi ikna etmiş olan ‘polislerin aşırı şiddet kullandığı’ olarak gözüküyor. Bu iddiaya itiraz edenlerin oranı yüzde 35’in
altındadır.
* Diğer yandan, Başbakan ve Ak Parti cephesinden gelen ve en az destek gören iddia ise ‘eylemcilerin camide alkollü içki içmesi.’ Başbakan Erdoğan’ın Gezi
Parkı olaylarını takip eden günlerde birçok konuşmasında dile getirdiği bu iddiaya inandığını belirtenlerin oranı dörtte birin altındadır. Görüşülen kişilerin yarıdan fazlası
bu iddiayı doğru bulmadığını belirtmiş, dörtte bir ise çekimser olduğunu söylemiştir.
* Ak Parti kanadından gelen iddialara göstericiler kanadından gelenlere göre daha az inandığını göstermektedir.
* ‘Eylemlerin dış güçlerin tezgâhı olduğu’ fikri ortalamada en yüksek oranda destek alan iddia olarak göze çarpmaktadır. Başbakan ve Ak Parti kanadından birçok fırsatta belirtilmiş
olan bu ifadeye ortalamada bu denli yüksek gelmesi diğer iki Ak Parti iddiasına inanç daha düşükken, dikkat çekici bir durum olarak karşımıza çıkıyor.
* BDP seçmeni polis şiddeti ve polisin sıktığı gazın yakıcı etkisi olduğu iddialarına diğer tüm iddialardan daha fazla inanmaktadır. Devlet ve polis ile anlaşmazlığı diğer seçmen
gruplarına göre çok daha fazla olduğunu düşünebileceğimiz BDP seçmenin polise bu tip bir tepkisi olması beklenir bir durum olarak karşılanabilir.
* Hangi partiye oy vereceksiniz sorusuna ‘kararsız’ olduğunu belirterek cevap veren denekler bu iddialara Türkiye ortalamasına değil de, eylemci lehine cevap verenlerin ortalamasına yakın bir tavır sergilemektedir.
* Camide içki içilmesi ve bayrak yakma konularında Ak Parti içinde yüzde 30 mertebesinde bir grup, kendi liderlerinin ifade ettiği bu iddialara inanmadıklarını belirtmektedir. İktidar
partisine oy vereceğini belirten seçmenin sadece yüzde 40’ı camide alkol tüketildiğine inanmaktadır. Genellikle profili Türkiye geneline daha yakın olduğunu bildiğimiz kararsız seçmenin bile ancak yüzde 17’si bu iddiayı doğru bulmaktadır.
* BDP seçmeni ise, dikkat çekici oranda Başbakan’ın birçok kez meydanlarda tekrarladığı bu iddiaya Türkiye genelinden daha fazla oranda inanmaktadır. Bu durumu, dindarlık
seviyesi diğer seçmenlere göre daha yüksek olan BDP seçmeninin dini hassasiyetleri ile açıklamak mümkün olabilir. Camide içki içilme iddiasına ortalama olarak baktığımızda da BDP’nin Ak Parti dışındaki tüm gruplara göre daha fazla inandığını gözlemleyebiliyoruz.
* Ak Parti seçmenleri, ‘camide içki içildi’ iddiasına ortalamada ‘ne doğru ne yanlış’ mertebesinde cevap vermektedirler. Grafiğe genel bir resim olarak bakarsak, iktidar partisi dışındaki tüm grupların eksenin ‘inanmama’ kısmında olduğunu gözlemliyoruz.
* İktidar partisinin bu iddiasıyla ilgili MHP’nin tavrı dikkat çekici. Diğer ifadelerle ilgili yaklaşımı daha çok iktidar karşıtlığı olarak görebileceğimiz MHP seçmeni Ak Parti’nin bu
iddiasına daha çok inanmış gözükmektedir. Milliyetçi Hareket Parti’sine oy vereceğini söyleyenlerin yüzde 59’u bu iddiayı doğru bulmaktadır. Bu oran kararsız seçmen
arasında bile yüzde 47 mertebesindedir.
* CHP seçmenlerinin camide içki içildiğine dair inançları eğitim seviyeleri arttıkça çok az oranda düşmektedir. Diğer yandan MHP seçmenleri içinde bu tip bir etkilenme
olduğunu söylemek hayli güç. Eylemlerin dış mihrakların kışkırtmasıyla gerçekleşmiş olduğu iddiasının toplum genelinde en yüksek oranda kabul gören söylem olduğunu belirtmiştik. Parti seçmen grupları içinde bu ifadeye inanma halinin eğitim seviyelerine göre nasıl değiştiğine baktığımızda Ak Parti seçmeni ‘camide içki’ konusunda olduğu gibi monoblok bir
davranış ortaya koyuyor. Ancak, CHP seçmeni içinde ise eğitim seviyesi düştükçe bu iddiaya itiraz da azalıyor.