Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İslam dünyasının, bilhassa hukuk ve adalet konusunda çoğu haksız, temelsiz ve insaf sınırlarını aşan eleştirilere maruz kaldığını belirterek “Kendi sömürgeci geçmişleriyle yüzleşme erdemini gösteremeyenler, ağızlar
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Dünyanın birçok ülkesinde eli kanlı terör örgütlerini desteklemekte hiçbir beis görmeyenler, bizlere insan hayatının kutsallığına dair nutuk çekiyor” ifadelerini kullandı.
Dolmabahçe Sarayı’nda düzenlenen İslam Dünyası Anayasa Yargısı Konferansı Açılış Kongresi’nde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, adalet hizmetleri ve insan hakları başlıkları altında yapılanlar ne kadar büyük olursa olsun hiçbir zaman yeterli olmadığını belirtti.
Erdoğan, devletin bu konularda kendini sürekli yenilemesinin, varsa eksiklerini gidermesinin var oluş gayesini ifa bakımından son derece mühim olduğunun altını çizerek, ülkeyi yönetme sorumluluğunu taşıyan siyasetçiler olarak meseleye böyle baktıklarını, mevzuatı sürekli geliştirdiklerini ifade etti. Erdoğan, “Bu süreçte önümüzü açan, bizlere ufuk kazandıran, hizmet standardını yükselten her eleştiriye her fikre de kulak veriyoruz. Milletimizin hayrına olduğuna kanaat getirdiğimiz hiçbir konuda komplekse kapılmadık, kapılmayız. Artık 20 yılı geride bırakan iktidar yıllarımızın en önemli alametifarikası hak ve özgürlük odaklı reform iradesini asla kaybetmemiş olmasıdır” diye konuştu.
Bunca yıldır kendilerine rehberlik eden reformcu ruhu hep diri tutmakta ve sürekli güçlendirmekte kararlı olduklarını belirten Erdoğan, şunları kaydetti: “İslam İşbirliği Teşkilatı’na üye kardeşlerimizin de hukuk, adalet, demokrasi ve özgürlükler alanında samimi bir gayretin içinde olduğunu biliyorum. Ancak İslam alemine ve Müslümanlara yönelik oryantalist yaklaşımlar, bu hasbi gayretleri, atılan kritik adımları çoğu zaman perdelemektedir. İslam dünyası, bilhassa hukuk ve adalet konusunda çoğu haksız, temelsiz ve insaf sınırlarını aşan eleştirilere maruz kalıyor.”
“Sömürgeci döneme ait bir hastalık olan oryantalizm sadece akademide değil, uluslararası siyaset ve hukuk camiasında da mevcudiyetini koruyor. Kendi sömürgeci geçmişleriyle yüzleşme erdemini gösteremeyenler, ağızlarını her açtıklarında bize insan haklarından, hukukun üstünlüğünden bahsediyor. Dünyanın birçok ülkesinde eli kanlı terör örgütlerini desteklemekte hiçbir beis görmeyenler, bizlere insan hayatının kutsallığına dair nutuk çekiyor.”
“Söz konusu kendi güvenlikleri olunca taş üstünde taş, gerektiğinde baş üstünde baş bırakmayanlar, bizim hukuk ve adalet sistemimize laf söylüyor. Oysa hukuk ve insan hakları meselesinin devletler arası rekabetin aracı haline getirilmesi yanlış olduğu kadar tehlikeli de bir yaklaşımdır. Doğrudan insanı, insan onurunu, milletlerin geleceğini etkileyen konularda çifte standart uygulamak, insan hakları mücadelesine zarar vermektedir.”
Mültecilere yönelik uygulamalara benzer bir tavra, terörizmle mücadele konusunda da şahit olunduğunu vurgulayan Erdoğan, şunları söyledi: “Suriyeli, Iraklı, Afrikalı göçmenlere kapı duvar olan kurumlar, sıra PKK’lı ve FETÖ’cü teröristlere gelince olabildiğince hoşgörülü davranıyor. 15 Temmuz gecesi, 250 vatandaşımızı şehit eden darbeciler, bugün birçok Avrupa ülkesinde ellerini, kollarını sallayarak, özgürce gezebiliyor. Bölücü terör örgütü her yıl bu ülkelerde topladığı milyonlarca liralık avroyla Suriye, Irak ve Türkiye’ye yönelik saldırılarını finanse ediyor. Hatta kendi bütçesine doğrudan terör örgütüne yardım faslı koyan ülkeler olduğunu da biliyoruz.”
Tanımı, sınırı, çerçevesi belli olmayan bir siyasi sığınmacı kavramının arkasına saklanılarak teröristlerin korunup kollandığını, darbe suçuna karışmış kişilerin adaletten kaçırıldığını dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti: “Adları, suç dosyaları, cürümleri ayyuka çıkan birçok darbeci firariyle ilgili ilettiğimiz tüm taleplere rağmen Batılı ülkeler hiçbir hukuki adım atmadılar. Verdiğimiz klasörler, bütün bu klasör dolusu belge ortada ama barındığı ülkenin güvenlik birimlerinden FETÖ elebaşının malikanesinin kapısını çalan halen olmadı. Türkiye’nin 252 evladını şehit verdiği darbe teşebbüsü sonrasında attığı hukuki adımları eleştirenlerin bugün darbe söylentileri karşısında aldığı sert tedbirleri hepimiz görüyoruz.”
“Daha düne kadar darbeyle mücadelede bizi hukukun sınırlarını zorlamakla suçlayanlar, mesele kendi demokrasileri olunca neredeyse hukuku rafa kaldırma aşamasına geldiler. Elbette ülkemizi hedef alan terör ve darbe suçlarına karşı sergilenen bu ikircikli tavrın arka planındaki zihin yapısının farkındayız. İnsan onuru yerine sadece kendi refah ve menfaat düzenlerini gözetenlerin çarpık sistemlerini sürdürme şansı yok. Er ya da geç bu adaletsiz sistem çatırdayacak, inşallah yerini tüm insanlığın saadetine hizmet eden kuşatıcı bir nizama bırakacaktır.”
Suriye savaşında Batı’nın tavrına dikkat çeken Erdoğan, “Şimdiye kadar 1 milyonu aşkın Suriyelinin hayatına mal olan bu kriz karşısında maalesef insanlık iyi bir imtihan veremedi. Ne masum bedeni sahile vuran Aylan bebeğin dramı ne de bombalar altında can veren çocukların acısı vicdanları harekete geçirmeye yetmedi” diye konuştu.
Türkiye olarak geçmişte yaşanan tecrübeler ışığında son 20 yılda bilhassa adalet hizmetlerinin kalitesini artıracak pek çok adım attıklarını ifade eden Erdoğan, “Gelecek yıl yeni yönetim sisteminin ilk dönem uygulaması ışığında, yürütmeyi daha etkin kılma yanında yasama ve yargıyı da güçlendirecek yeni reformları ülkeye kazandırmak istiyoruz” dedi.