Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na AKP'den adaylığını açıklayan Melih Gökçek, bu sene yapılacak yerel seçim için projelerini açıkladı.
Geçen seçimlerde açıkladığı "çılgın" projelere göre bu sene şansını nispeten yapılabilir projelerden yana kullanan Gökçek, vadettiği projeleri açıkladı açıklamasına ama vaatten de öteye giderek inşasını başlattığı projeleri açıklamış oldu.
Bu projeler arasında herkesin hafızalarında yereden, havaalanı yolu kenarında farklı tepeciklere oturtulmuş rengarenk TOKİ bloklarının yer aldığı Kuzey Ankara'ya yeni bir proje vardı. "Kuzey Yıldızı" olarak ismini değiştirdiği bölgede, ana yolun kenarında "manzaraya en hakim" noktada 65.000 m2'lik bir cami ve külliye projesi. Proje bu videoyla sunuldu:
Melih Gökçek, projeyi tanıtırken cumhuriyet döneminin en büyük, en iddialı camisi olacağını söyledi. 130 bin m2 kapalı alanı olacak bu komplekste; 9 bin kişilik cami, 5 bin kişilik kongre salonu (aslında 3 bin kişilik olan salon başbakanın arttırmasıyla 5 bin olmuş), 1500 kişilik lokanta, çeşitli dükkanlar ve sanat merkezleri yer alacak.
Ne yazık ki; artık projelerin sayısal verileri, sunduğu kültürel değerlerin yerine geçmiş durumda. Projenin "Osmanlı-Selçuklu esintisi taşıması" önceden tanımlanmış bir kod olarak elde dururken, sayısal değerlerle yarışılıyor. Yenilik getirmeyen projeler, eskiye karşı takınmadığı saygı duygusundan yoksunlukla da elde kalacak gibi. Zaten bu ve benzeri projeler akademik çevrelerde formal veya mekansal özellikleriyle değil, varoluşsal nedenleriyle tartışılıyor. Bugünlerde de Ankara'da kent kapıları gündemde, inşaları durdurulsun diye imza kampanyaları düzenleniyor. Boyutları ve "yersiz"likleri nedeniyle belki de ilerde o kapılar olmayabilir, ama daha büyük projeler Ankara'da sessiz sedasız yapılmaya başlandı. Biz de ancak yerel seçim kampanyalarından öğreniyoruz.
Günümüz hükümet destekli projelere bakarsak; İstanbul'a her daim 1-0 yenik başlayan başkent, yarışı elden bırakmıyor böylelikle Gökçek sayesinde. Kanal İstanbul'a eşdeğer bir vadi kanal projesi geliyor; Ankara, Çamlıca Camisi'nden daha büyüğünü inşa etmeye hazırlanıyor. Bir nevi yarış misali. Ama, herhalde daha çok aynı bakış açısının farklı dışavurumları bunlar.
Kuzey Ankara Cami, Külliye, Otopark ve Kongre Merkezi Yapım İşi'nin ihalesi yapılmış, hafriyata başlanmış bile. İhale kayıtlarına ulaşmak mümkün, kasım ayında son teklifler alınmış. Ama hafriyatın olduğu bölgeye ulaşsanız bile künye bilgilerini göremiyorsunuz. Güvenlik görevlisi "...daha sonra asılacaktır herhalde, anayol kenarına şöyle büyük bir levha koyarlar muhtemelen." diyor.
Bu sefer daha gerçekçi hedefler koymuş kendine Melih Gökçek, yetinmemiş başlamış. Yalnız, günümüzde fonksiyonel olarak da kullanılmayan külliye, hasbahçe gibi terimlerin bir anda sosyal yaşantımızın bir parçası haline getirilmesi, ve de şehir merkezinden bu kadar uzakta olması sunacağı gündelik yaşam pratiklerini bulanıklaştırıyor.
Ankara, hergüne yeni, ilginç bir projeyle uyanırken, aracınızla ya da zor bela toplu taşıma araçlarıyla yapacağınız geziler size değişik vistalar sunabilir. Doğru çalışmayan "kent" saatlerine de bir bakın derim.
Böyle zamanlarda aklıma hep Ankara Kedileri geliyor... Bir de Ankapark projesi var tabi. Gerekiyor mu gerçekten? Cumhuriyet döneminin ilk örneklerini barındıran Ankara, başlı başına fantastik ürünlerin sergilendiği bir açık hava müzesi olmadı mı daha?
Esenboğa Kent Kapısı
Kuzey Ankara Cami, Külliye, Otopark ve Kongre Merkezi projesinin detaylarına buradanulaşabilirsiniz.
Fotoğraflar: İlknur Sudaş