Madımak hükümlüsü 28 Şubat Davası'nda mağdur
Sivas katliamı ile Hizbullah davalarının cezaevinde olan hükümlüleri, 28 Şubat davasının iddianamesinde müşteki oldu. REFAHYOL hükümetini devirmeye teşebbüs etmek suçundan 103 kişi hakkında açılan 28 Şubat davasının iddinamesine tartışma yaratacak iki ismin adının müşteki/mağdur olarak yazıldığı ortaya çıktı. Sivas’ta Madımak Oteli’ni yakarak 35 kişinin katledilmesine ilişkin sonuçlanan davada ceza alan Hayrettin Gül ile 156 cinayetin konu alındığı Hizbullah Ana Davası’ndan yargılanıp hapse giren Cihan Yeşil savcılığa dilekçe verip, 28 Şubat sürecinde mağdur olduklarını iddia etti. Savcılık da bu iki ismi 483 kişilik mağdur/müşteki listesine yazdı. Cumhuriyet’ten Alican Uludağ’ın haberine göre; Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi’de görülen 28 Şubat davasının 1309 sayfalık iddianamesinde yer alan müşteki/mağdurlar arasında ilginç isimlerin olduğu dikkat çekti. 483 kişinin mağdur ve müşteki olduğu iddianamede, dönemin Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller, İçişleri Bakanı Meral Akşener, Şevket Kazan gibi isimler yer alıyordu. Ancak listeye bakıldığında iki isim daha dikkati çekti. Bunlar; Sivas’ta Madımak Oteli’nin yakılarak 33’ü aydın 2’si otel görevlisi toplam 35 kişinin katledilmesine ilişkin davada ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan Hayrettin Gül ile 156 cinayetten sorumlu tutulan Hizbullah davasında aynı şekilde hapse mahkûm olan Cihan Yeşil oldu. Halen Sivas E Tipi Cezaevi’nde hükümlü olan Hayrettin Gül’ün, 28 Şubat soruşturması devam ederken savcılığa 20 Şubat 2012 tarihli şikâyet dilekçesi gönderdiği öğrenildi. Gül, dilekçesinde şunları öne sürdü: “Ben 2 Temmuz 1993’te Sivas’ta meydana gelen olaylardan dolayı şu an ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılarak cezaevinde yatmaktayım. Ankara 1 No’lu Devlet Güvenlik Mahkemesi’nce Muammer Ünsoy başkanlığındaki mahkeme heyeti 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası’na muhalefetten 3 sene ceza vererek beni tahliye etti. Aradan geçen 1 yıl süresince 28 Şubat oldu. Bu süreçte yüksek yargı organları mensupları Genelkurmay’da brifing aldılar. O birifingde yer alan Yargıtay 9. Ceza Dairesi heyeti hakkımızda TCK 146/1 uyarınca idamımızı istedi. Ankara 1 No’lu DGM’de Orhan Karadeniz başkanlığındaki heyet Yargıtay’ın talebi doğrultusunda idam cezası verdi. (…) Sizlerden istirhamım şu an bizim dosyalar Malatya Özel Yetkili savcılıkta. Dosyalarımızın incelenip gerçeklerin ortaya çıkması, benim gibi suçsuz yere yatan insanların bir an önce özgürlüğümüze kavuşmasıdır. Önce Cenab-ı Allah’a sonra sizin gibi adaletli savcılara güveniyorum.” Aynı şekilde Hizbullah davasında ağırlaştırılmış müebbet hapse çarptırılan Cihan Yeşil de, 28 Şubat davasının mağdurları arasında yer aldı. Yeşil’in, savcılığa gönderdiği şikâyet dilekçesinde ise şu ifadeler yer aldı: “28 Şubat darbecilerden ve bu darbecileri darbe yapmaya teşvik eden medya, TÜSİAD, sendika ve zamanın siyasilerinden, bu işte rol almışlardan şikâyetçiyim. 28 Şubat darbesi ardından jandarma tarafından bana ve aileme büyük baskı ve baskınlar yapıldı. Jitem tarafından tutuklanıp haftalarca kimsenin bilmediği yerlerde işkence gördüm. Darbenin ardından ailem dağıldı. (…) Tüm maddi olanaklarımız talan edildi. Çok ciddi maddi ve manevi zarara uğradık. İnancımızdan dolayı ve etnik kimliğimden dolayı baskı gördük. Tüm bu mağduriyetlere sebep olan askeri, medya, işadamları, sendikacılar, zamanın siyasi aktörlerinden, bu işe ön ayak olanlardan, bürokratik ve yargı çevresinden şikâyetçiyim. Failler hakkında gerekenin yapılmasını istiyorum.” 28 Şubat iddianamesinde, arasında dönemin Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı’nın bulunduğu 103 sanığa yöneltilen suçlamaların bir çoğu irtica ile mücadeleye yönelik faaliyetler olduğu görüldü. Savcılık, iddianamesinde, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin irtica ile mücadele edemeyeceğini savunmuştu.