HDP ile kol kola olan CHP’de Grup Başkanvekili Engin Özkoç, ‘Bu kadına haddini bildirin’ hakaretiyle AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin’i hedef aldı. AK Partili vekile ‘ulan’ diye seslenen CHP’li Özkoç’un küstahlığı 28 Şubat’ın utanç günlerini h
TBMM Genel Kurulu, önceki gün adeta 28 Şubat dönemi söylemlerine tanık oldu. Dış politika üzerine muhalefetin eleştirilerine cevap veren AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin, eski başbakanlardan Bülent Ecevit’in dönemin ABD Başkanı Bill Clinton karşısındaki duruşunu hatırlattı. Bu hatırlatma üzerine AK Parti ve CHP grubu arasında gerginlik yaşandı. CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, ifadesini kullandığı AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin’e “Ulan” diyerek hitap ederek “Bu kadına haddini bildiriniz Sayın Başkan” diye bağırdı.
Özlem Zengin söz alarak, Özkoç’a sözlerini iade ettiğini söyledi. Zengin, “Burada konuşulanlar tarihe not düşülmektedir. Eğer siyasetin içerisinde milletvekili olarak, grup başkanvekili olarak, başbakan olarak, cumhurbaşkanı olarak varsanız, hayatta hesap verdiğiniz kadar öldükten sonra da onun içerisindesinizdir. Rahmetli İnönü’den de bahsediyoruz ve iyi yaptığı işlere ‘iyi yaptı’ diyebiliyoruz. İnsanlar vefatından sonra tabu haline gelmiyor. Bu nedenle de hiç kimseden nasıl konuşacağım konusunda nasihat alacak değilim. Bu üslubu da reddediyorum” dedi. Tartışmanın büyümesi üzerine TBMM Başkanvekili Celal Adan birleşime ara verdi. Verilen aranın ardından söz alan Özkoç, “Az önce kendi içimizde bir tartışma yaşadık. Birbirimize kullandığımız sözler açısından ben onu kıracak, incitecek bir şey söylediysem özür dilerim” dedi. Özkoç’un özrünü kabul ettiğini söyleyen Özlem Zengin ise “‘Bu kadına haddini bildirin’ ifadesi, eski bir başbakan da kürsüye gelerek yemin etmek isteyen Merve Kavakçı’ya, ‘Bu kadına haddini bildirin’ diyerek bağırmıştır. Kavakçı’ya başörtülü olduğu için bu yapıldı. Bizim yaralarımız var. Bu kelimelerin bizde geriye dönük nasıl bir yaraya değdiğini, nasıl kanattığını anlatamam. Başörtüsü bizim hayatımızın mücadelesi olmuştur” diye konuştu.
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Özkoç’a çok sert tepki gösterdi. Zengin’e yapılan saldırının Türkiye’nin her tarafından lanetlendiğini ve kınandığını söyleyen Çelik, şöyle devam etti: “Hiç kimse bizim Grup Başkanvekilimizi tehdit edemez, hiç kimse Meclis’teki bir kadın milletvekilini tehdit edemez. Bu saldırıyı yapan şahsı, kullandığı ifadeleri lanetliyoruz ve kınıyoruz. Arkasından açıklama yapıyor ‘Türkiye’nin gündemi başka, sayın Cumhurbaşkanı bizi tehdit ediyor’ diyor. Asıl tehditi yapanlar kendileridir kendilerinin siyasi geleneği bir tehdit geleneğidir, bir vesayet geleneğidir. Bunlar geçmişte de ‘Susturun.’ diye başlarlar, ‘Haddini bildirin.’ diye devam ederler, daha sonra da işi darbe destekçiliğine vardırırlar. CHP, kendisini bu lekeden arındırmalı, kendi üzerine kara leke süren bu unsurlarla arasına mesafe koymalı.
Merve Kavakçı, 18 Nisan 1999 tarihinde yapılan seçimlerde Fazilet Partisi’nden İstanbul Milletvekili seçilmişti. Kavakçı yemin etmek için geldiği meclis genel kurulunda DSP’li Milletvekillerinin protestosu sonrasında dönemin Başbakanı Bülent Ecevit meclis kürsüsünden Merve Kavakçı’yı hedef alarak “Bu hanıma haddini bildiriniz” diye seslendi. Böylece Mecliste bir linç girişimi başlatılmış ve yaşananlar Türk demokrasi tarihine kara bir leke olarak geçmişti. Kavakçı, TBMM’den ayrılmak zorunda kalmış, ardından da Türk Vatandaşlığından çıkarılmıştı.
AK Parti milletvekilleri, CHP Grup Başkanvekili Özkoç’un, Özlem Zengin’e yönelik ifadelerini ortak açıklamayla kınadı. Milletvekilleri adına açıklamayı okuyan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, Türkiye’de insanların hayat tarzlarının, kılık ve kıyafetlerinin, ne yapıp yapmayacaklarının tamamen kendilerine, fikirlerine, inançlarına, dünya görüşlerine ait bir konu olduğunu, onların nasıl davranacakları, ne giyip giymeyecekleri tamamen kendi takdirleri olduğunu söyledi. Yıldız, “Başkalarının çeşitli kılıklar altında bir otoriteye atıf yaparak insanların ne yapacaklarına karar verme hakkını kendilerinde görmeleri, bu doğrultuda ısrar etmeleri, kendilerini hakikatin otoriteyle teçhiz edilmiş adresi olarak görmeleri, buna uymayan görüntüler karşısında hezeyana kapılarak had bildirmeye kalkışmaları asla kabul edilemez” ifadesine yer verdi.