Meclis gündemindeki torba yasa tasarısında öyle bir madde yer almaktaki yasalaşması halinde hukuk devleti ilkesi büyük bir yara alacak.
Plan ve Bütçe Komisyonu’ndan geçen 148 maddelik torba yasa tasarısı TBMM Genel Kurulu’nda görüşülmeye devam ederken 83. maddede Ramazan Bayramı nedeniyle görüşmelere ara verildi. Meclis 31 Temmuz Perşembe yani dün tekrar toplandı.
Torba yasa tasarısı ilk hazırlanmaya başlandığında temel olarak Soma’da meydana gelen facianın yaralarının sarılması amaçlanmaktaydı. Ancak Plan ve Bütçe Komisyonu’nda ilgisiz birçok madde tasarıya eklendi ve toplamda 148 maddeye ulaştı. Bu tasarı içerisinde öyle bir madde yer aldı ki (100. madde) hukuk anlayışı ile bağdaşmayacak hükümler içeriyor. Memurların görev değişiklikleri ile alakalı söz konusu madde bugünlerde Genel Kurul gündeminde olacak.
YASA MADDESİ KİMLERİ KAPSIYOR?
Yasa maddesinin içeriğine değinmeden önce kimleri kapsadığına bir göz atalım. Uzunca bir liste söz konusu;
- Valiler, Büyükelçiler, Daimi Temsilciler, Daimi Delegeler,
- Diyanet İşleri Başkanı ve Din İşleri Yüksek Kurulu Üyeleri,
- Yüksek Denetleme Kurulu Başkan ve üyeleri,
- Bakan Yardımcıları, Müsteşar ve yardımcıları,
- Genel Müdür ve yardımcıları,
- Gelir İdaresi Başkanı, Gelir İdaresi Başkan Yardımcıları, Gelir İdaresi Daire Başkanları ve Vergi Dairesi Başkanları,
- Bakanlıkların Rehberlik ve Teftiş, Rehberlik ve Denetim, Denetim Hizmetleri Başkanları, Vergi Denetim Kurulu Başkan Yardımcıları,
- Bakanlık Müfettişleri,
- Bakanlık Müşavirleri,
- Birinci Hukuk Müşavirleri,
- Bakanlık Daire Başkanları,
- Vali Muavini, Kaymakam, İl Hukuk İşleri Müdürü, Polis Akademisi Başkanı, İl Emniyet Müdürü,
- Sivil memurlar hariç kolluk teşkilatı kadrolarında çalışanlar.
YASA MADDESİ NE DİYOR?
Torba yasanın 100. maddesinde yer alan hükümlere göre; yukarıda saydığımız memurlar için, açıktan, naklen veya vekâleten yapılan atama ve bu görevlerden alınma, bu görevlerle ilgili yer değiştirme, görev ve unvan değişikliği işlemleri hakkında verilen mahkeme kararlarının gereği, ilgilinin kazanılmış hak aylık derecesine uygun başka bir kadroya atanması suretiyle iki yıl içinde yerine getirilecek.
Yani bu memurların görevden alınmaları veya yer değiştirmeleri halinde mahkemeye başvurmaları ve mahkemenin memurları haklı bulması halinde mahkeme kararı iki yıl boyunca uygulanmayabilecek.
Madde bununla bitmiyor… Devamı daha vahim…
Bu görevliler hakkındaki söz konusu işlemlerin uygulanması, telafisi güç veya imkânsız zararları doğuran hallerden sayılmayacak ve bu işlemlerle ilgili mahkeme kararlarının yerine getirilmemesi ceza soruşturması ve kovuşturmasına konu edilemeyecek.
Yani iki yıl geçtikten sonra da mahkeme kararı uygulanmaz ise hiçbir şey olmayacak ve kararı uygulamayanlar hakkında hiçbir işlem yapılamayacak. Bir başka deyişle yapılan keyfi uygulamalar nedeniyle hiç kimse hesap vermeyecek.
HUKUK BİTİYOR, KEYFİLİK BAŞLIYOR
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 125. maddesine göre idarenin her türlü eylem ve işlemi yargı denetimine açıktır. Bu denetim kamu yönetiminde atama, yer değiştirme ve görevden almaları da kapsamaktadır. Ancak torba yasa ile yapılan düzenleme ile anayasaya aykırı olarak yargı denetimi etkisiz hale getiriliyor. Bir bakıma yargı yok sayılıyor ve idare tamamen kendi keyfi uygulamaları ile hareket ediyor.
Öyle ki madde kariyer meslek olan bakanlık müfettişlerini de kapsıyor. Bu durumda idarenin hoşuna gitmeyecek şekilde bir rapor hazırlayan müfettişin vay haline… Müfettişi görevden alıp düz memur yapabilme erkini elde ediyor idare…
Tasarıdaki madde açık olarak anayasaya aykırı ve büyük ihtimalle de bu şekilde yasalaşırsa Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilecek. Ama umarız ki bunlara gerek kalmaz ve Genel Kurul’da söz konusu madde yasa metninden çıkartılır.