Hükumet ortaklarıyla mülteciler konusunda kriz yaşayan Almanya Başbakanı Angela Merkel'in nasıl bir yol izleyeceği netleşmeye benzedi.
Almanya Başbakanı Angela Merkel'in hükümetin mülteci krizini çözmeye yönelik ve koalisyonun dağılması riskine karşı planları belli oldu.
İki koalisyon partisinin liderlerine gönderilen mektupta, Merkel'in Almanya'ya girmeye çalışan sığınmacıların ilk kayıt altına alındıkları ülkeye hızla gönderilmesi konusunda 14 ülkeyle anlaşmayı garantilediği bildirildi.
Merkel'in mülteci politikasını eleştirenler arasında bulunan Macaristan, Polonya ve Çekya'nın da anlaşmayı kabul ettiği belirtildi. Ancak Macaristan sözcüsü Almanya ile anlaşıldığı iddialarını reddetti. Mektupta adı geçen diğer ülkeler ise Belçika, Fransa, Danimarka, Estonya, Finlandiya, Litvanya, Letonya, Lüksemburg, Hollanda, Portekiz ve İsveç.
Şu anda Almanya'ya girmeyi başarmış sığınmacılardan sadece yüzde 15'i ilk kaydedildikleri ülkeye gönderilmiş durumda. Merkel'in mektubunda bahsedilen anlaşmayla bu rakamın hızla artması bekleniyor.
Almanya'da sığınmacıların toplandığı kabul merkezlerinden en büyükleri, bu kişilerin durumları incelenirken tutulacağı yer olacak.
Almanya halihazırda Yunanistan ve İspanya ile geri kabul anlaşmaları imzalamış durumda.
İçişleri Bakanı Seehofer, başka bir AB ülkesinde önceden kayıt altına alınan, Almanya'da daha önce iltica talebi reddedilen veya belgeleri olmayan sığınmacıların ülke sınırlarından geri çevrilmesini talep ederken Merkel, konuyu AB ülkeleriyle çözmek istiyor.
Seehofer, Merkel'e, Alman hükümetinde krize yol açan bu konunun AB içinde çözülmesi için bu ayın sonuna kadar zaman tanımıştı.
Bu nedenle Merkel, son dönemde birçok AB lideriyle bir araya gelmiş ve AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker'in çağrısıyla da pek çok AB ülkesinin katılımıyla 24 Haziran'da Brüksel'de "mini zirve" düzenlenmişti.
Brüksel'de dün sonra eren AB Liderler Zirvesi'nin ana gündem maddeleri arasında sığınmacı konusu yer almış, Merkel burada da çok sayıda ikili görüşme yapmıştı.
Siyasi gözlemciler, CDU ve CSU arasında yaşanan bu krizin, koalisyonun geleceğini etkileyebileceği görüşünü paylaşıyor.