28 Şubat Davasında tanık sıfatıyla ifadesi alınan eski Başbakan Mesut Yılmaz, “28 Şubat ile başörtüsü arasında bir bağ söz konusu değil dedi 28 Şubat sürecinde, hükümeti devirmeye teşebbüs ettikleri iddiasıyla 103 kişi hakkınd
28 Şubat Davası'nda tanık sıfatıyla ifadesi alınan eski Başbakan Mesut Yılmaz, “28 Şubat ile başörtüsü arasında bir bağ söz konusu değil' dedi
28 Şubat sürecinde, hükümeti devirmeye teşebbüs ettikleri iddiasıyla 103 kişi hakkında açılan davanın 84. duruşmasına devam ediliyor. Duruşmada tanık olarak ifade veren eski başbakan Mesut Yılmaz, başörtüsü ile 28 Şubat arasında bir bağ olmadığını ileri sürdü. Yılmaz, “Ülkeye hizmet vermiş komutanların sanık olduğu bir davada tanık olmaktan hicap duyuyorum.” dedi. 'Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, hükümeti kurma görevini niye Tansu Çiller’e değil de size verdi" sorusuna Mesut Yılmaz, “Bu konuda hükümeti kurduktan sonra Cumhurbaşkanı ile birkaç kere görüştüm. Ülke çok ağır bir krizden çıkmıştır. Bu sorumluluk sadece Refah Partisi’ne ait değildir. Bu konuda Doğru Yol Partisi’nin de payı var. DYP’ye verilseydi aynı sorun yine olacaktı. Teamüllerin dışına çıkıp görevi sana verdim” dedi.
Mesut Yılmaz, sanıklardan Çetin Doğan’ın “Başörtüsü yasağı 28 Şubat döneminde mi başlattı. Yoksa AYM kararından sonra mı başladı?” sorusuna ise “28 Şubat ile başörtüsü meselesi arasında hiçbir bağ söz konusu değildir. Bu konuda Genelkurmay’dan bize baskı gelmedi. Bize gelen baskı tabandandı. Belki 28 Şubat döneminde YÖK’ün uygulamaları daha sert şekilde olmuş olabilir.” şeklinde cevap verdi. Mesut Yılmaz, dönemin başbakan yardımcısı Tansu Çiller ile ilgili ise şu değerlendirmelerde bulundu: "Tansu Çiller, Refah Partisi’ni PKK’dan daha öncelikli bir tehdit olarak görüyordu. Refah Partisi ile koalisyon kurulması büyük bir çelişkidir. Milletvekillerinin istifa etmesi için bir baskı yoktu”
Sanık avukatlarından Hulusi Coşkun ise Yılmaz’a, “15 yıl sonra bu davanın açılmasını nasıl yorumluyorsunuz?” sorusunu yöneltti. Yılmaz, “Değerli komutanlarımızla her zaman aynı düşüncelere sahip olmadım. Din özgürlüğü ile irtica ile mücadelenin ayrı şey olduğunu söyledim. Buna ilişkin sert diyaloglarımız oldu. Hükümeti devirmek için örgüt kurma, hükümeti evirmek için uğraştıklarına tanık olmadım. Bunu yaparken yanlışlar yaptılar. Hakimleri çağırmak yanlıştı. Basına, hakimlere brifing vermeleri yanlıştı. Ülkeye hizmet vermiş komutanların sanık olduğu bir davada tanık olmaktan hicap duyuyorum” ifadelerini kullandı.