Şentürk, “Hem ilçe örgütüm, hem kadın kollarım hem seçim merkezim” dediği küçük ekibiyle gün boyu sokaklarda engelli hakları için oy istiyor. Sanat hayatında 26. yılını dolduran Şentürk’le önce bölgesindeki bir kahvehaneye giriyoruz. Tek tek herkesin elini sıkıyor, masalarda oyun oynayanlarla esprili muhabbetler yapıyor. Ardından semt pazarına uğruyor. Yine aynı yoğun ilgiyle karşılaşıyor. Ancak Şentürk’ün bu ziyaretleri sıradan bir ‘hayran buluşması’ etkinliği değil.

Şentürk, milletvekili adayı olarak seçmenlerinden engelli hakları için oy istiyor. Şentürk, sahneleri bırakıp neden siyasete atıldığını şöyle anlatıyor: “2010’da Dünya Engelliler Vakfı’nı kurdum ve halen başkanlığını yürütüyorum. Zaman içinde hem STK’lar hem de halktan engellilerin haklarını Meclis’te de savunmam için baskı gelmeye başladı. Böylece karşımıza çıkan bürokratik engelleri daha kolay aşacağımızı umuyorum. Engelliler sokağa çıkamıyor. Metrolara asansör yapılır ama evden metroya giden yol düşünülmüyor. Bunların çözümleri siyasi alanda ama meseleyi partilerüstü bir mesele  olarak görüyoruz.” Şentürk tam da bu nedenle bağımsız aday olduğunu vurguluyor: “Başarırsam kimsenin iki dudağının arasında olmadan Meclis’e gireceğim. Disiplin başlığı altında kimse tarafından sessizleştirilmeyeceğim.”

MÜZİĞİM PROTESTE DÖNEBİLİR

Şentürk Meclis’te bugüne kadar engelli haklarıyla ilgili yapılan çalışmaları yetersiz buluyor: “Örneğin iktidar partisinde dört yıldır fiziksel engelli bir milletvekili arkadaşımız var ama ismi bilinmiyor bile.” Tam da bu nedenle kampanyasının adını ‘Görmezden Gelme’ koyduğunu söylüyor. Peki seçim faaliyetleri nasıl gidiyor? Şentürk şöyle cevaplıyor: “Yaklaşık 10 kişilik bir ekibim var. Onlar ilçe örgütlerim, kadın kollarım, seçmen temsilcilerim. Sabahtan akşama kadar caddeleri, taksi duraklarını, pazarları, esnafı, kahvehaneleri geziyoruz. Herkesten oy istiyorum ama özellikle ilk oyunu kullanacak gençlerin engelli kardeşlerine sahip çıkacağını ümit ediyorum. 70-90 bin oy istiyoruz. Ünlü olmak avantaj ama işim kolay değil. Meclis’e girersem daha ünlü olmayacağım. Daha çok para kazanma ihtimalim de olmadığı gibi bazı faaliyetlerimden kendimi men etmem gerekecek. Meclis’e girmeyi başarırsam engelli haklarıyla ilgili parti gruplarının kapılarını aşındıracağım. Farkındalık çalışmalarıyla ilgili projelerim olacak. Bu arada müzikten kopmayacağım. Meclis’te yeni albümler için de ilham alacağım çok şey olacak; 7 Haziran’dan sonra şarkılarımın türü daha özgün ve proteste dönebilir!”