Mısır'da beş yıl önce Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek'in devrilmesiyle sonuçlanan Tahrir Devrimi'nin beşinci yıldönümünde Tahrir Meydanı'nda binlerce asker ve polis konuşlandırıldı.
Mısır'da, 25 Ocak 2011'de gerçekleştirilen Tahrir Devrimi'nin beşinci yıldönümü sebebiyle başkent Kahire'de alınan yoğun güvenlik önlemleri çerçevesinde önemli devlet kurumlarının bulunduğu güzergahların trafiğe kapatıldığı bildirildi.
Tahrir eylemlerinin yıldönümü öncesinde, yetkililer, Müslüman Kardeşler yanlısı olası gösterilere karşı sokaklara asker yığarken, son bir haftada başkent Kahire'de yüzlerce eve baskın düzenlendi. Cumhurbaşkanı Abdülfettah Sisi de, Tahrir Devrimi'ni anmak için gösteri yapmaya hazırlananlara sert bir yanıt vereceklerini söyledi.
Mısır resmi haber ajansı MENA'da yer alan haberde, İçişleri Bakanlığı'nın bulunduğu Lazoğli Meydanı'na çıkan bütün caddelerin trafiğe kapatıldığı ve barikatlar konulduğu belirtilirken vatandaşların alternatif güzergahlara yönlendirildiği ifade edildi. Güvenlik önlemleri çerçevesinde devlet televizyonu binasına çıkan tüm caddeler trafiğe kapatıldı. Tel örgülerle çevrilen televizyon binası çevresinde güvenlik tedbirleri arttırılırken Tahrir Meydanı'na giden cadde çift yönlü olarak trafiğe kapatıldı.
400 BİN ASKER VE POLİS
Devrimin simgesi olarak bilinen Tahrir Meydanı'na askerlerin yanı sıra polis ve "Hızlı Müdahale Birlikleri" konuşlandırılırken meydandaki metro istasyonu ise kapatıldı. Diğer yandan, Kahire'yle bağlantılı çevre yollarda kontrol noktaları oluşturulduğu ve başkente giriş yapan araçların belirli aralıklarla durdurulup denetlendiği gözleniyor.
Güvenlik önlemleri kapsamında Kahire'de bugün 400 bin civarında asker ve polisin görev yaptığı tahmin ediliyor.
DÜKKANLAR KAPALI, SOKAKLAR BOŞ
Ülkede resmi tatil ilan edilen bugün, başkent Kahire ve birçok ilde güvenlik endişesiyle sokaklara çıkmayan halkın dükkanları da açmadığı görüldü. Emniyet güçleri, başta Tahrir Meydanı olmak üzere, devrim döneminde meşhur olan Abdulmunim Riyad, Talat Harb, Mustafa Mahmud, El-Nahda ve Haram (Pramit) meydanlarını güvenlik gerekçesiyle tamamen kapattı. Cumhurbaşkanı Abdülfettah Sisi'nin kaldığı Kubbe Sarayı'nda ise takviye ekiplerle güvenlik önlemlerinin had safhaya çıkarıldığı belirtildi.
Ayrıca son bir hafta içinde halkı sokağa dökmeye çalıştığı iddiasıyla yaklaşık 600 kişinin de gözaltına alındığı açıklandı. İhvan yanlılarının ise merkezden uzak Kefr El-Şeyh, Şarkiye, Dakhiliye ve Minye şehirlerinde yaklaşık yüzer kişilik gruplar halinde Sisi ve mevcut yönetim karşıtı eylemler yaptığı duyuruldu.
Öte yandan, İçişleri Bakanlığı, sabah saatlerinde "6 Ekim" bölgesinde bir eve düzenledikleri operasyonda, iki IŞİD militanını öldürdüklerini açıkladı.
Mısır’da 25 Ocak 2011 devriminden, günümüze yaşanan önemli gelişmeler şöyle:
25 Ocak 2011 - Mısırlılar, ülke genelinde işsizlik, yolsuzluk ve baskıcı yönetim gibi sorunların sorumlusu olarak gördükleri Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek karşıtı protesto gösterileri düzenledi. Güvenlik güçleri ve “Baltacı” ismi verilen rejim yanlısı grupların, gösterileri şiddet kullanarak bastırma girişimleri sonucu çok sayıda protestocu hayatını kaybetti.
11 Şubat 2011- Mübarek, otuz yıldır sürdürdüğü görevinden istifa ettiğini ve görevini orduya devrettiğini açıkladı. Silahlı Kuvvetler Yüksek Konseyi, parlamentoyu dağıttığını ve anayasayı askıya aldığını açıkladı.
14 Haziran 2012 - Yüksek Anayasa Mahkemesi, cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turundan hemen önce Müslüman Kardeşler Teşkilatının (İhvan) seçimlerde sandalyelerin çoğunu kazandığı alt meclisi sürpriz bir kararla lağvetti.
16-17 Haziran 2012 - Mısırlılar, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde 13 adaydan ikinci tura kalan Mübarek döneminin başbakanı Ahmed Şefik ve İhvan’ın adayı Muhammed Mursi için oylarını kullandı. Mursi, yüzde 51,7’lik bir oranla Mısır’ın tarihindeki ilk cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazandı.
30 Haziran 2012 - Mısır’ın demokratik yollardan göreve gelen ilk Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi, yemin ederek görevine başladı.
12 Ağustos 2012 - Mursi, 25 Ocak devriminin ardından geçiş dönemini yöneten Mısır Savunma Bakanı Mareşal Hüseyin Tantavi'nin yerine Genel Kurmay Başkanı Abdülfettah Sisi’yi bu göreve getirdi.
22 Kasım 2012 - Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi, kararlarını yargı denetiminden muaf tutan ve mahkemelerin anayasa komisyonunu dağıtmasını engelleyen cumhurbaşkanlığı kararlarını açıkladı. Açıklanan kararlar, geniş katılımlı günler süren protesto gösterilerine yol açtı.
15-22 Aralık 2012 - Tartışmalara yol açan anayasa taslağı, cumhurbaşkanının güvenliğini sağlaması için orduyu görevlendirdiği referandumda yüzde 63,8 oranla kabul edildi.
Şubat-Mart 2013 - Mısır'ın ünlü takımı El Ehli ile Port Said'in El Mısri takımları arasında 2012 yılında oynanan maçtan sonra çıkan olaylarda 74 kişi öldü. Port Said Ceza Mahkemesi’nin Ocak ayında olaylarla ilgili yargıladığı 73 sanıktan 21’ine idam cezası vermesi bölgede yoğun protestolara yol açtı. Port Said’de olağanüstü hal ve sokağa çıkma yasağı ilan edilirken, güvenlik güçleri göstericilere müdahale etmeyi reddederek, kamu binaları ve özel mülke saldırılara göz yumdu.
30 Haziran 2013 - Tahrir Meydanı'nda Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi yönetiminin birinci yıl dönümünde geniş katılımlı Mursi karşıtı gösteriler hızla ülkenin diğer kentlerine yayıldı. Muhalifler tarafından kurulan Temerrüd (İsyan) Hareketi, Mursi'nin istifası için 22 milyon imza topladığını açıkladı. Ordu, ulusal uzlaşının sağlanamaması halinde 48 saat sonra kendi çözümünü üreteceğini açıkladı.
3 Temmuz 2013 - Cumhurbaşkanı Mursi, "milli mutabakat hükümeti" önerisini yineledi. Ancak tanklar, Cumhurbaşkanlığı Sarayı, Devlet Televizyonu, Tahrir ve Nahda Meydanları etrafında konuşlandı ve artık darbe başlamıştı. General Sisi, Mursi’nin görevden alındığını, seçimlere kadar Anayasa Mahkemesi Başkanı Adli Mansur’un geçici cumhurbaşkanlığına getirildiğini açıklayarak, bir yol haritası açıkladı. Müslüman Kardeşler Teşkilatı (İhvan) yöneticileri gözaltına alınmaya başladı.
Adli Mansur, geçici cumhurbaşkanlığı görevine başlarken, Suudi Arabistan Mansur'a kutlama mesajı gönderdi. Mursi ve İhvan liderleri hakkında, "yabancı güçlerle işbirliği yapıp, istihbarat toplama ve firar etme" suçlamasıyla dava açıldı. Tutuklamalar artarak devam etti.
5 Temmuz 2013 - Cumhurbaşkanı Mursi'nin destekçileri, ordunun yönetime el koyma kararını protesto için Rabiatul Adeviyye Meydanı'nda gösterilere başladı. Güvenlik güçleri darbe karşıtlarına zaman zaman kanlı müdahalelerde bulundu.
Kahire'deki Cumhuriyet Muhafızları Karargahı önünde Muhammed Mursi'ye destek veren halkın üzerine sabah namazı sırasında ateş açıldı. 84 kişi yaşamını yitirdi, yüzlerce sivil yaralandı.
13 Temmuz 2013 - Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Kuveyt, Mısır'daki darbe yönetimine finansal destek vermeye başladı. Üç ülke toplamda, 12 milyar dolar değerinde yardım sözü verdi. Devrim ve sonrasında askeri darbe ile yara alan Mısır ekonomisine söz konusu ülkelerin toplam yardımları 30 milyar doları aştı. Geçen yıl ortaya çıkan ve Sisi'ye ait olduğu iddia edilen ses kayıtlarında ise Sisi'nin Körfez liderleri hakkında tartışmalı sözlerinin yanı sıra petrol zengini bu ülkelerin "yardım etmek zorunda olduğunu" söylediği ileri sürüldü.
27 Temmuz 2013 - Güvenlik güçlerinin Rabiatul Adeviyye Meydanındaki halka ateş açması sonucu 200 kişi hayatını kaybetti, 4 bin 500’den fazla kişi yaralandı. Katliama birçok ülkeden kınama geldi.
14 Ağustos 2013 - Güvenlik güçlerinin, ülke genelinde darbe karşıtı gösterilerin merkezi Rabia ve Nahda Meydanlarını silah kullanarak boşaltması sonucu, binin üzerinde kişi hayatını kaybetti, binlerce kişi yaralandı. Meydandaki seyyar satıcılar, basın mensuplarının da içinde olduğu binlerce kişi gözaltına alındı. Ordunun darbe karşıtlarına yönelik kanlı saldırıları, ülke genelinde protestolara yol açtı. Güvenlik güçlerinin kanlı müdahaleleri, ölü sayısının giderek artmasına yol açtı. Olağanüstü hal, sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Olaylardan iki gün sonra Cuma namazının ardından sokaklara dökülen darbe karşıtları, güvenlik güçlerinin müdahalesiyle karşılaştı. Gösterilerin odak noktası başkent Kahire’deki Ramses Meydanı’nda 81 olmak üzere ülke genelinde toplamda 129 kişi hayatını kaybetti.
25 Aralık 2013 - Ordunun göreve getirdiği Mısır hükümeti, İhvan'ı terör örgütü ilan etti.
26-28 Mayıs 2014 - Genelkurmay Başkanı Abdülfettah Sisi, uluslararası gözlemcilerin denetiminden uzak şekilde yürütülen cumhurbaşkanlığı seçimini yüzde 96,9'yla kazandı.
Haziran 2014 - "Yanlış haber" ve "terör örgütü" İhvan'a destek suçlamasıyla El Cezire çalışanı üç gazeteci tutuklandı. Gazeteciler Şubat 2015'te serbest kaldı.
Kasım 2014 - Mısır'ın güneyindeki Sina Yarımadası merkezli aşırıcı silahlı örgüt Ensar Beyt El Makdis, IŞİD'e bağlı olduğunu ilan ederek, yeni isimlerinin “Sina Vilayeti” olduğunu açıkladı. Örgütün güvenlik güçlerine kanlı saldırılarının ardından Mısır yönetimi Gazze sınırındaki Refah bölgesindeki yerleşim alanlarını tahliye edip, yıkarak tampon bölge inşa etmeye başladı.
Kahire Ceza Mahkemesi, 29 Kasım’da Mübarek hakkında, "haksız kazanç sağlama ile rüşvet" suçlarının yöneltildiği davanın zaman aşımına uğradığına, "İsrail'e doğalgaz ihracatı"na ilişkin davada beraatine ve "25 Ocak 2011 Devrimi sırasında göstericileri öldürmek" iddiasıyla ise "hakkında dava açılamayacağına" karar verdi. Mısır'da otuz yıl boyunca tartışmalı bir yönetimde imzası bulunan Mübarek ve ailesinin tüm üyeleri serbest kaldı.
Mayıs 2015 - Mısır'da askeri darbeyle görevinden uzaklaştırılan Cumhurbaşkanı Mursi ve beraberindeki 100 İhvan üyesi idam cezasına çaptırıldı.
Haziran 2015 - Askeri darbenin ardından Mısır Cumhuriyet Başsavcılığına atanan Hişam Berekat'ın konvoyuna düzenlenen bombalı saldırıda başsavcı ve beraberindeki 3 kamu görevlisi öldü.
31 Ekim 2015 - Rusya'ya ait Şarm eş-Şeyh-St. Petersburg seferini yapan 9268 sefer sayılı uçak, 31 Ekim'de, havalandıktan kısa süre sonra 17'si çocuk 217 yolcu ve 7 kişilik mürettebatıyla Mısır'ın Sina Yarımadası'nın kuzeyinde düştü. IŞİD'in üstlendiği olayda kurtulan olmadı.
25 Ocak 2016 - Beş sene önce gerçekleşen devrimde aktif rol alan birçok isim bu tarihi günde ya hapishanede ya da ülke dışında. Mevcut yönetime yakın bazı gruplar sokağa ineceğini açıklamasına rağmen, resmi ve sivil giyimli güvenlik görevlilerinin 25 Ocak öncesinde devrimin sembolü haline gelen Tahrir Meydanı’da sıkı güvenlik önlemleri almış olduğu gözleniyor. Meydan’da basın mensuplarının çalışmasına izin verilmiyor.