MEDYA

Nasuhi Güngör yazdı: Çözüm sürecinde samimiyet sınavı

Star Gazetesi Yazarı Nasuhi Güngör: Beşer Esad’la hala kesilmeyen ilişkiler üzerinden Suriye’de varlığını koruyup, sonra da ‘Ankara bizi ortada bıraktı, işte Kobani’ demek ne kadar samimi sayılabilir?

6 Kasım 2014 Saat: 12:49
Nasuhi Güngör yazdı: Çözüm sürecinde samimiyet sınavı
Nasuhi Güngör yazdı: Çözüm sürecinde samimiyet sınavı

Star Gazetesi Yazarı Nasuhi Güngör bugünkü köşesinde "Çözüm sürecinde samimiyet sınavı" başlıklı bir yazı kaleme alarak tarafların çözüm sürecindeki samimiyetlerini değerlendirdi. "Beşer Esad’la hala kesilmeyen ilişkiler üzerinden Suriye’de varlığını koruyup, sonra da ‘Ankara bizi ortada bıraktı, işte Kobani’ demek ne kadar samimi sayılabilir?" diyen Güngör, "Bunca sabotaja rağmen Cumhurbaşkanı ve Başbakan'ın sürecin arkasında durmasının bu sürecin dışında kalan kesimleri de bu tarihi hamlenin parantezine alacağını" söyledi. 

İşte Güngör'ün bugünkü yazısından ilgili bölüm: 

...
Kuşkusuz bu kadar hassas ve sıkıntılı bir süreci yönetirken, herkes hata yapabilir. Eksikler olabilir. Sözgelimi özellikle Suriye Kürtleri konusundaki adımların siyaset tarafından daha hızlı ve kararlı biçimde atılmadığı eleştirisi sıkça gündeme getiriliyor. Şu boyutuyla doğru. Eğer Irak ve Suriye Kürtleriyle kurulan ilişkiler daha kalıcı ve sahici boyutlara erişirse, çözüm sürecinin başarı şansı çok daha yüksek olacak.

NE KADAR SAMİMİ SAYILABİLİR?

Peki bu eleştiriyi getiren ayrılıkçı hareketin mesela Suriye kolu/uzantısı, gerçekten samimi bir duruş sergiledi mi? Türkiye, tarihin en kanlı rejimlerinden birisine karşı mücadele verirken, kendi taktik hesapları adına onunla devam eden işbirliğini bırakıp gerçek bir ittifak için sinyal verdi mi? Beşer Esad’la hala kesilmeyen ilişkiler üzerinden Suriye’de varlığını koruyup, sonra da ‘Ankara bizi ortada bıraktı, işte Kobani’ demek ne kadar samimi sayılabilir?
...

TÜRKİYE'Yİ GÖZÜNÜ KIRPMADAN ATEŞE ATARKEN GÖRDÜK!

Bu çelişkileri ve iniş çıkışları çoğaltmak mümkün, ancak yararsız. Burada işin asıl önemli sorumluluğu hala siyasetin üzerinde. Siyaset derken, kendisini en azından zihnen, şiddetin uzantısı olmaktan çıkaramayan anlayıştan söz etmiyorum elbette. Onun nasıl bir duruşu olduğunu 6-7 Ekim tarihinde Türkiye’yi gözünü kırpmadan ateşe atarken gördük ne yazık ki!
Sorumlu siyaset tanımı, Cumhurbaşkanından Başbakana, oradan bu sürece emek veren herkesi kapsıyor. Onların bunca sabotaja rağmen sürecin arkasında durması, eninde sonunda bu sürecin dışında kalan ya da eleştiren kesimleri de bu tarihi hamlenin parantezine alacaktır. İşte o zaman bu sorundan, şiddet şantajıyla çıkar devşirenlerin gerçek yüzü daha açık biçimde ortaya çıkacaktır.
...

YORUMLAR Üye Girişi

Bu Habere Yorum Yapılmadı. İlk Yorumu Siz Yapmak İster misiniz? 
Lütfen Resimdeki kodu yazınız
 

Bidünya Haber | Dünya ve Türkiye Gündemine uzak kalmayın. Tavsiye Formu

Bu Haberi Arkadaşınıza Önerin
İsminiz
Email Adresiniz
Arkadaşınızın İsmi
Arkadaşınızın E-Mail Adresi
Varsa Mesajınız
Güvenlik KoduLütfen Resimdeki kodu yazınız
Yukarı ↑