Hükümet, mali disiplinden taviz vermeden ekonomide daha hızlı büyüme ve daha fazla istihdam parolasıyla harekete geçti.
Ekonomide önümüzdeki dönemdeki rotasını belirleyen hükümet, mali disiplinden taviz vermeden ekonomide daha hızlı büyüme ve daha fazla istihdam parolasıyla hareket ediyor.
Ekonominin en güçlü çıpası olan mali disiplini muhafaza ettiklerine vurgu yapan Başbakan Binali Yıldırım, “Daha fazla üreten, daha hızlı büyüyen ve daha fazla istihdam oluşturan bir ekonomi ile müreffeh bir toplum olma yönünde önemli bir yol kat etmiş olacağız” dedi. Yıldırım, “u 2018 yılında da 2017 performansını kalıcı kılacak büyümeye devam edeceğiz. u Yoğun işgücü katılım oranları, oluşturduğumuz istihdam artışlarının işsizliği düşürücü etkisini sınırlasa da bu katılımlar ekonomiye güveni gösteriyor.
- Ertelenmiş yeni yatırım kararlarının 2017 yılının ikinci yarısında ve 2018 yılında hayata geçmesini bekliyoruz.
- Cari açığımızın yaşanan gelişmelere rağmen kontrol edilebilir seviyede olmasında ihracatımızın güçlü performansının payı büyük” mesajlarını verdi.
Ekonomideki son gelişmelere ilişkin açıklamalar yapan Yıldırım, 15 Temmuz menfur darbe girişiminin ardından ekonominin güçlüklerle karşılaştığını belirterek, “Hükümetimizin aldığı önlemler sonucunda bu güçlükler bertaraf edildi.
Merkez Bankamız kasım ayından itibaren başlayan kurdaki dalgalanmaya karşılık zamanında aldığı önlemlerle döviz kuruna istikrar kazandırdı” dedi.
Çarkları döndürdük
Kredi Garanti Fonu kefaletiyle güçlük çeken firmalara 250 milyar TL tutarında kaynak oluşturulduğuna dikkati çeken Yıldırım sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ekonomimizin temel taşlarından olan KOBİ’lerin finansmana erişimi Kredi Garanti Fonu yoluyla kolaylaştırıldı. 21 Ağustos 2017 itibariyle KGF kapsamında bankalarca 322 bin kredi adedi ve 201 milyar TL kredi büyüklüğüne ulaşıldı. Kefalet büyüklüğü ise 179 milyar TL oldu. Bu kaynağın yüzde 97’sini işletme kredileri için, yüzde 3’ünü ise yatırımlar için kullandırdık. Kullanılan kaynaklar özellikle zor durumdaki işletmelerin rahat çalışmalarını sağladı, bir kısmını da kapanmaktan kurtardı, bir kısmının ise kapasite kullanım oranlarını artırdı.”
2017 yıllarında uygulamaya konulan KOSGEB sıfır faizli işletme kredilerinden yararlanan esnaf ve sanatkârın ilaveten “faiz destekli kredi” kullanmasının önündeki engeli kaldırıldıklarını da belirten Yıldırım, “Bu uygulamalarımız sayesinde firmalarımıza ve esnafımıza nefes aldırdık, ekonomimizin çarklarını döndürdük” diye konuştu.
Kalıcı büyüme sağlanacak
2016 yılında Türk ekonomisinin 15 Temmuz hain darbe girişimine, terör olaylarına, mülteci akınına, turizmdeki daralmaya, zorlaşan dış likidite koşullarına rağmen büyümesini sürdürdüğünü hatırlatan Başbakan Yıldırım, “2017 yılının ilk çeyreğinde milli hasılamız tüm beklentileri aşarak yüzde 5 oranında büyüdü. 2017 yılının ikinci ve üçüncü çeyreklerinde daha yüksek büyümeler bekliyoruz. 2018 yılında da 2017 performansını kalıcı kılacak önlemlerle büyümeye devam edeceğiz. Dış dünyadaki ekonomik gelişmeler de bu performansı destekleyici yönde ilerliyor” dedi.
Bir taraftan gelişmekte olan net sermaye akışının arttığını, diğer taraftan ana ihracat partnerimiz olan Avrupa ekonomilerinin canlandığını kaydeden Başbakan Yıldırım, büyümenin yüksekliği yanında kalitesini ve kompozisyonunu da önemsediklerini belirterek, bu kapsamda özel tüketimden ziyade, yatırım ve ihracatın ağırlık kazandığı, enflasyon oluşturmayan, istihdam dostu bir büyüme yapısını hedeflediklerini kaydetti.
Gıdaya yeni paket geliyor
Enflasyonla mücadelenin kararlılık ile sürdüğünü kaydeden Yıldırım, “Temmuz itibariyle yıllık artış hızı yüzde 9.8 olarak gerçekleşti. Bunun yaklaşık 2.8 puanı döviz kuru kaynaklı. Enflasyonda diğer önemli bir faktör ise yüksek seyreden gıda fiyatları. Buna yönelik önlemler, Gıda Komitemiz tarafından alınıyor. Bu konuda ürünün tarladan sofraya tüm aşamalarını içerecek bir paket üzerinde çalışıyoruz” dedi.
Türkiye’nin istihdam oluşturmakta başarılı olduğunu kaydeden Başbakan, son 7 yılda ortalama 940 bin yeni istihdam imkânı sağlandığını, bununla birlikte, genç ve dinamik nüfusun işgücüne katılım oranının her geçen gün arttığını ve kadınlarımızın da istihdama yönelik talebinin hızla yükseldiğini belirtti.
Yıldırım, “Kadınların işgücüne katılım oranı son on yılda yüzde 23.7’den yüzde 33.9’a arttı. Yoğun işgücüne katılım oranları oluşturduğumuz istihdam artışlarının işsizliği düşürücü etkisini sınırlasa da bu katılımlar ekonomiye güveni gösteriyor” dedi.
Karşılıksız çek 8 yılın dibinde
Başbakan Binali Yıldırım, Hazine destekli kredi garanti sisteminin ekonomik büyüme ve reel sektör üzerinde olumlu etkilerinin görülmeye başlandığını belirterek, “2016 içinde yüzde 3.4’e kadar yükselen tahsili gecikmiş alacakların oranı, Haziran 2017 itibariyle yüzde 3.1 seviyesine geriledi. Kredi kartları başta olmak üzere bankacılık sisteminde tüketiciye yönelik aldığımız ilave tedbirlerle özel tüketimin canlanmasını sağladık.
Ocakta yüzde 77 olan imalat sanayii kapasite kullanım oranı Temmuz 2017’de yüzde 78.7’ye yükseldi. Kamu alacaklarının yeniden yapılandırılması kapsamında 47.4 milyar TL’si vergi aslı olmak üzere toplam 80.4 milyar TL alacak yapılandırıldı. Temmuz sonu gerçekleşen tahsilat 21.3 milyar TL oldu. Ayrıca mayıs sonu yürürlüğe koyduğumuz ikinci düzenlemede 13.7 milyar TL alacak yapılandırıldı. Temmuz sonu itibariyle yaklaşık 1 milyar TL tahsilat yapıldı. Bu önlemler sonucunda, yılın 7 ayında karşılıksız çek son 8 yılın en düşük seviyesi olan yüzde 2.3 seviyesine geriledi.”
Öncelik yatırımda
Son 2 - 3 yıl zarfında seçimler, 15 Temmuz hain darbe girişimi, 16 Nisan Anayasa değişikliği referandumu ve süreç içerisinde yaşanan olumsuzluklar nedeniyle, iş dünyasının “bekle - gör” politikası izlediğini ve yatırım kararlarını ertelediğini dile getiren Yıldırım, “Bu süreçte özel sektörümüz, yeni yatırımdan ziyade kapasite artırımına ve modernizasyon yatırımlarına yöneldi. Ertelenmiş yeni yatırım kararlarının 2017 yılının ikinci yarısında ve 2018 yılında hayata geçmesini bekliyoruz. Buna bağlı olarak özel tüketimden ziyade ihracat ve yatırım ağırlıklı sürdürülebilir bir büyüme hedefliyoruz” dedi.
Türkiye’nin cari açığının geçen yıl milli gelirin yüzde 3.8 oranında olduğunu ve bu yıl ise yüzde 4.4 oranında bir cari açık beklendiğini bildiren Başbakan Binali Yıldırım, yaşanan gelişmeleri şöyle özetledi:
“Bu oranlar kontrol edilebilir seviyelerde. Cari açığımızın tüm gelişmelere rağmen kontrol edilebilir seviyede olmasında ihracatımızın güçlü performansının payı büyük. İhracatta 2017 yılında yüzde 9 civarında bir artış bekliyoruz. Turizm sektöründe geçen yıla göre gözlenen canlanma da cari açığa olumlu katkı verecek.”