Bugün Mevlid Kandili... Peygamber efendimiz Hz. Muhammed’in (S.A.V) dünyaya geldiği gün. Alemlere rahmet olarak gönderilen Peygamberimiz Efendimiz nasıl bir insandı? İşte en güzel özellikleri..
Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’de “Biz seni ancak alemlere rahmet olarak gönderdik” buyuruyor. Peygamber efendimizin doğduğu bu gece, bütün Müslümanların bayramı...
MEVLİD NE DEMEKTİR?
Mevlid, doğum zamanı demektir. Mevlid gecesi, Rebiul-evvel ayının 11. ve 12. günleri arasındaki gecedir. Mevlid Kandili, Peygamberimiz Hz. Muhammed’in (S.A.V) dünyaya teşrif ettiği gündür. Yılın ilk kandili olan Mevlid Kandili, duaların ve ibadetlerin kabul edildiği mübarek günlerdendir. Bu gecede bol bol dua edilmesi tavsiye ediliyor.
İşte peygamberimizin en güzel özelliklerinden bazıları:
MERHAMETLİYDİ
Kur'an-ı Kerim'de "Size öyle bir peygamber gelmiştir ki sıkıntıya uğramanız ona ağır gelir. O, size çok düşkün, müminlere karşı çok şefkatli ve merhametlidir" buyruluyor.
Hz. Peygamber tüm insanlara merhametle yaklaşırdı.
Arkadaşlarına sevgiyle bağlı hatta düşmanlarına dahi merhametini eksik etmeyen bir insandı. Yaşlılara, çocuk ve yoksullara karşı daima çok yumuşak davranırdı. İnsanlara hatta hayvanlara bile merhamet ederdi.
Yaşlı birinin develeri üzerindeki iki oğlunun arasında yaya olarak Kâbe’ye gittiğini görür. Sebebini sorar. Öğrenir ki bu yaşlı adamın bir adağıdır. Fakat güçlükle yol alabilmektedir. Kendisine haber gönderir.
"Allah bu kişinin kendi canına azab etmesine muhtaç değildir. Söyleyin ona bir deveye binsin."
SABIRLIYDI
“Ey İman edenler, sabretmek ve namaz kılmakla Allah’tan yardım dileyin; çünkü Allah sabredenlerle beraberdir.” (Bakara 153) buyuruyor Rabbimiz.
Hz. Peygamber her şeyiyle bir sabır örneğiydi. O karşılaştığı olayları anlamlandırmak ve doğru kararlar vererek hayatı yaşanılır kılmak konusunda önemli bir davranış modeli sergilemiştir.Yaşadığı onca acı ve çilelere sabretmiş, sahabesine de sürekli sabrı telkin etmişti.
O EL EMİN’Dİ
Peygamberimizin çocukluğu, gençliği, orta yaş dönemi bütünüyle Mekke’de geçti. Mekke’de bulunan herkes tanır, nasıl biri olduğunu çok iyi bilirlerdi. Orada yaşayan hemen herkesin bir lakabı vardı. Peygamberimize de bir lakap vermişlerdi: “el-Emîn” Bu kelime “İnsana güven veren, güvenilir kişi” demektir.
Peygamberimiz bu lakabı fazlasıyla hak ediyordu. Çünkü ne peygamberlikle görevlendirilmeden önce ne de sonra bir kez olsun yalan söylememişti. Buna, Müslümanlığı kabul etmiş olsun olmasın herkes şahitlik ederdi.
HOŞGÖRÜLÜYDÜ
Allah’ın elçisi Hz. Muhammed (s.a.v.), günah işlemenin sıkıntısını çeken ve bu sebeple kendisine gelip ne yapmaları gerektiğini soran insanları daima hoşgörüyle karşılamış, onlara ceza vermek yerine, günahlarına kefaret olacak bir hayırda bulunmalarını tavsiye etmiştir. Zengin olan kimselere fakirlere yardımda bulunmasını, köle sahiplerine kölelerinden bazılarını özgür bırakmasını, bunlara gücü yetmeyenlere oruç tutmalarını tavsiye etmiştir.
Hz peygamber, Medine'de meydanlık bir yerde arkadaşlarıyla oturmaktadır. Önlerinden bir cenaze alayı geçer. Alayın her şeyinden belli olmaktadır ki bu bir Yahudi cenazesidir. Hz. Peygamber cenaze geçinceye kadar, kalkarak ayakta bekler. Arkadaşları şaşkın, "belki de durumu anlayamamıştır" düşüncesiyle uyarırlar:
"Ey Allah'ın Elçisi! Bu bir Yahudidir."
Yani Müslüman değildir. Yani ayağa kalkmanız gereksizdir.
Oysa ki Hz. Muhammed başından beri her şeyin farkındadır, cevap verir:
"Fakat aynı zamanda bir insandır’’
İNSANLARIN EN CÖMERTİYDİ
Efendimiz insanların en cömerdi ve en iyilik severiydi. Ramazan'da Cebrâil (as) ile beraber bulunduğu zamanlarda her şeyini verirdi. Cebrâil (as), her Ramazan gecesi Onun yanına gelir, ona Kur'an öğretirdi. Cebrâil (as) şöyle derdi:
"Allah'ın Râsulü, bereket getiren rüzgârlardan daha cömerttir."
(Müslim, Fezâil, 12, 2308)
GÜLER YÜZLÜYDÜ
Peygamberimiz karşılaştığı insanlarla güler yüzle selamlaşır, onların hal ve hatırlarını sorardı. Konuşurken insanların yüzüne bakardı. Başkalarının sözünü kesmez, konuşulanları sabırla dinlerdi. Kendisine aşırı saygı gösterilmesini istemezdi.
ALÇAKGÖNÜLLÜYDÜ
Hz Muhammed (sav), kendi yaşamı içerisinde peygamberlik çizgisinin zirvesine ulaştığı günlerde bile 15 yaşlarındaki genç çoban iken sahip olduğu alçakgönüllülüğü korumuştur. Bu alçakgönüllülük tam bir doğallıkla çevrelenmiştir. Övülmekten samimi bir rahatsızlık duyar. ''Beni övmekte ileri gidip Hristiyanların İsa karşısında düştükleri duruma düşmeyin der ve ekler, siz benim için sadece Allah’ın elçisi ve kulu deyin'' derdi.
Efendimizin diğer özellikleri:
1- Kötü söz söylemezdi
2- Kimseyle çekizmezdi
3- Her zaman ağırbaşlıydı
4- Dünya işleri için kızmazdı
5- Umanı ümitsizliğe düşürmezdi
6- Kimsenin kusurunu aramazdı
7- Affedici idi intikam almazdı
8- Hoşlanmadığı bir şey hakkında susardı
9- Yemek seçmezdi önüne ne konulsa yerdi
10- Susması konuşmasindan uzun sürerdi
11- Gerçeğe aykırı övgüyü kabul etmezdi
12- Sade kıyafet giyer gösterişten hoşlanmazdı
13- Sıkıntılı hallerinde kabalaşmaz ve bağırmazdı
14- Konuşurken adeta çevresindekileri kuşatırdı
15- Kimseye hakkında hayırlı olmayan bir söz söylemezdi
16- Kendi şahsı için asla öfkelenmezdi öç almazdı
17- Kendisinden birşey istendiğinde asla hayır demezdi
18- Kelimeleri tane tane ve inci gibi idi
19- Yanında en son konuşanı ilk önce konuşan gibi dinlerdi
20- Halkın kullandığı hiçbir kötü sözü kullanmamıştı
21- Her zaman hüzünlü ve mütebessim bir halde dururdu
22- Fakirlerle beraber yerdi öyleki onlardan ayırt edilmezdi
23- Sıradan değildi ama sıradan insanlar gibi yaşardı
24- Hiç kimseyi ne yüzüne nede arkasından kınardı
25- Düşmanlarını affetmekle kalmaz onlara değer verirdi
26- Gereksiz yere konuşmaz konuştuğunda da ne eksik nede
fazla söz kullanırdı
27- Bir topluluk içersinde oradakiler bir şeye gülerse O’ da güler
bir şeye hayret ederlerse O’ da hayret ederdi.
28- Konuşurken yüzünü başka tarafa çevirmez bulunduğu yerde ayrı bir yere oturmazdı
29- Bir gün kendisinden yaşça küçük bir dostunun omuzlarından tutarak şöyle demişti; “Dünyada garib bir yolcu gibi ol”
30- Yürürken beraberindekilerin gerisinde yürürdü İki yalına salınmaz adımlarını geniş atardı Yüksek bir yerden iner gibi öne doğru eğilerek vakar ve sukunetle yürürdü.
31- Sabahları evden çıkarken şöyle derdi; “İlahi yolda sapmaktan ve saptırılmaktan kanmaktan ve kandırılmaktan haksızlık etmekten ve haksızlığa uğramaktan saygısızlık etmekten ve saygısızlık edilmekten sana sığınırım”
32- Çok konuşmazdı öz ve hikmetli konuşurdu
33- Düşünceliydi boş şeylerden yüz çevirirdi