Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin (BMGK) Gazze Şeridi'nde ateşkesin sağlanması için çağrıda bulunması gerektiğini belirterek, "Onlarca yıl devletini kurma şansından mahrum bırakılan Filistinliler, sonunda b
Lavrov, ABD'nin New York kentinde, BMGK'nin düzenlediği Filistin toplantısında konuştu.
ABD'nin Orta Doğu ile ilgili siyasetini değerlendiren Lavrov, söz konusu siyaset nedeniyle BMGK'de gerekli kararların alınamadığını belirtti.
Lavrov, "ABD, işgal edilen topraklarda kanın durdurulması yönündeki tüm girişim ve inisiyatifleri engelliyor. Amerikan diplomasisinin becerikliliği de şaşırtıyor. ABD, ya ateşkes kararlarını veto ediyor ya da Gazze'deki çatışmaların yoğunluğunun azaltılması çağrısında bulunuyor. Bu, Filistinlilere yönelik uygulanan toplu cezalandırmanın sürdürülmesine izin veriyor." şeklinde konuştu.
BMGK'nin Filistin konusunda gerekli önlemleri alamamasının tüm bölgeyi olumsuz etkilediğini söyleyen Lavrov, şöyle devam etti:
"ABD ve müttefiklerinin Orta Doğu ve Avrasya'nın diğer bölgelerindeki askeri varlığı, uluslararası güvenlik için kabul edilemez yeni riskler yaratıyor. BMGK'nin onayı olmadan Washington ve Londra'nın öncülüğünde Yemen'e yönelik gerçekleştirilen haksız saldırıyı kesinlikle kınıyoruz. Anglosaksonların eylemleri uluslararası barış için doğrudan tehdit oluşturuyor, dünya düzenini baltalıyor."
Bu tür siyasetin sonuçlarının "vahim" olduğunu vurgulayan Lavrov, "Gazze'de, kadın ve çocuk dahil 30 bine yakın sivil öldü. Gazze'nin kuzeyi neredeyse tamamen yıkıldı ve yaşanmaz hale geldi. Gazze nüfusunun yüzde 80'i, ülke içinde yerinden edilenleri kapsıyor. Bu, sonu gözükmeyen gerçek bir insanlık trajedisi." değerlendirmesinde bulundu.
Lavrov, "Filistin'de ateşkesin sağlanması ve Filistin halkının çektiği acının dindirilmesi için gerekli önlemlerin acilen alınması gerekiyor. Aynı şekilde Orta Doğu'nun diğer bölgelerindeki durumun istikrarsızlaşmasını önlemek için de adımların atılması gerekiyor." ifadelerini kullandı.
Filistinlileri zorla yerinden etme yönünde fikirlerin ortaya atıldığına dikkati çeken Lavrov, bu fikirlerin "iğrenç" ve "endişe verici" olduğunu belirterek, "Böyle bir senaryo kabul edilemez ve hiçbir şekilde hayata geçirilmemeli. Ayrıca, İsrail ordusu ve Yahudi yerleşimcilerin Batı Şeria'da yaygınlaştırdığı şiddetin ve Kudüs'ün kutsal mekanlarının statükoyu baltalamaya yönelik her türlü girişimin derhal durdurulması gerekiyor." diye konuştu.
Lavrov, Filistin devletinin kurulmasının önemini vurgulayarak, "Filistin halkının sağlam iradesine ihtiyaç var. Onlarca yıldır devletini kurma şansından mahrum bırakılan Filistinliler, sonunda bu sorunun çözülmesini hak etti. Bunun temel koşulu Filistin milletinin birliği. Onların, gelecekte nasıl bir devlete sahip olacaklarına ve bu devletin kimin tarafından ne şekilde yönetileceğine kendileri karar vermeli." dedi.
Dış güçlerin bu konuda ortak pozisyona sahip olmaları, kendi siyasi çıkarları ve bölgedeki planları doğrultusunda hareket etmemeleri gerektiğini belirten Lavrov, şu ifadeleri kullandı:
"BMGK üyelerini, ABD'nin uyarılarına kanmamaya ve Filistin devletinin kurulması konusunu güzel zamanlara ertelememeye çağırıyorum. BMGK'nin sadece bu konuyla ilgili uluslararası hukuktan başka bir temelin bulunmadığını teyit etmesi değil, aynı zamanda bunun hayata geçirilmesine yönelik yolu ve süreyi belirlemesi önemli. Bunlar, sadece BM Genel Kurul ve BMGK, Madrid İlkeleri ve diğer kararlarda yer alan basit yükümlülükler değildir. Bu, uluslararası toplumun ahlaki görevi ve bunu yerine getirmeye çağırıyoruz."
Orta Doğu meselesinin çözümü ile ilgili uluslararası konferansın düzenlenmesine ihtiyaç duyulduğunu söyleyen Lavrov, bu konferansın Filistin devletinin kurulması, İsrail'in, güvenliğinin sağlanması, tüm Arap ve Müslüman ülkelerle ilişkilerinin iyileştirilmesine yönelik önlemlerin geliştirilmesini amaçladığını dile getirdi.
"ABD'nin ilk önce Orta Doğu Dörtlüsü (Rusya, ABD, Avrupa Birliği, Birleşmiş Milletler) formatını toprağa verdiğini ve şimdi de BMGK kapsamında gerginliğin azaltılması yönündeki girişimleri engellediğini" belirten Lavrov, "Batılı meslektaşlara sesleniyorum. Tüm dünya, çok taraflı diplomasinin ısrarla göz ardı edilmesi ve doğrudan sabote edilmesinin trajik sonuçlara yol açtığını görmenizi bekliyor." diye konuştu.
"ABD ve müttefikleri, BMGK'nin tarafları ateşkese çağırma yönündeki girişimlerini bloke ederek, Gazze'de sivillere yönelik katliamda suç ortağı oldukları sayfayı bir an önce kapatmak istiyor. BMGK'nin görevini yerine getirmesi ve ateşkes çağrısı yapması gerekiyor. Aksi takdirde çatışmalar, yeni güçle devam edebilir. Onlarca yıl devletini kurma şansından mahrum bırakılan Filistinliler, sonunda bu sorunun çözülmesini hak ediyor."
İsrail'in Suriye'deki saldırılarını da şiddetle kınadıklarını vurgulayan Lavrov, Lübnan-İsrail sınırındaki durumun "patlamaya meyilli" olduğunu söyledi.
Lavrov, "Her türlü terör eylemini kınıyoruz. 7 Ekim 2023'te İsrail'de sivillere yönelik saldırıları da kınadık. Çifte standart uygulayan Batılı meslektaşlar gibi aşırılıkçıları 'iyi' ve 'kötü', 'bizim' ve 'bizim olmayan' şekilde ayırmıyoruz. Gazze'de esirlerin serbest bırakılmasını istiyoruz." ifadelerini kullandı.
Bakan Lavrov, Çin'in girişimleriyle İran ve Suudi Arabistan arasındaki ilişkilerin iyileştirilmesi sürecinin başladığını, Suriye'nin Arap Birliğindeki üyeliğinin yeniden sağlandığını, Türkiye ile Suriye arasında diyaloğun sağlanmaya devam edildiğini kaydetti.